Belalı Aşk ❁

2K 159 32
                                    

Bölüm şarkısıyla iyi okumalar ! Tahmin alalım, lütfen. Yan tarafta köy evinin birkaç resmi var :)İthaf almak isteyenler yazsın, lütfen. Ya geçmiş bölümlerden ya da gelecek. Geçmiş bölümlerden hangisini istiyorsanız, yazın. İlk bölüm hariç ama. Finale kadar dağıtacağım. Eğer finale kadar yetişmezse, geçmiş bölümlerden vereceğim :*  :))

"En kusursuz cinayet, yaşama sevincini öldürmektir." - Paulo Coelho

Yayınlanma: 09.06.2014
Düzenleme: 25.11.2017

Symon'ın evinde, önceden benim için hazırlanmış odadaydım. Aynada kendime bakıyordum. Çünkü aynadaki ben, gerçekten çok güzeldi. Kahverengi saçlarım, dağınık  topuz yapılmıştı. Hafif makyajımla, yüzümün güzelliği ortaya çıkmıştı. Straplez, korseli pembe uzun bir elbise giymiştim. Üst kısmım, işlenmiş çiçeklerle süslüydü. Korse sayesinde belim incecik olarak ortaya çıkmıştı. Kurban dövmem için, kalın pırlantalı bir bileklik takmıştım. Böylece dövme gözükmüyordu. Ayrıca bacağımda bir hançer gizliydi. Bunun için, elbisenin özel bir yerini yırtmıştım. Bu hançer, Pamilian ve  Oxton'a düğün hediyem olacaktı. Bu geceyi kanlı bitirecektim. Bunda kararlıydım.

 Kapım açıldı ve içeri Symon girdi. O da, muhteşem görünüyordu. Siyah takımı, havalı saçları ile muhteşemdi. Beni ayağa kaldırdı ve koluma girdi. Beraber dışarı çıktık. Daha sonra at arabasına bindik ve yolculuğumuz başladı.

 Symon " İkimizde düğüne hazırız. Doğru değil mi ? "

 " Evet. Bu gece fazla uzun olacak." dedim.

 " Bence de. İtiraf etmeliyim ki, çok güzel olmuşsun."

 " Teşekkür ederim. Sende iyi görünüyorsun."

 " Sağol. Oxton'a seninde katılacağımı söyledim. Çok sevindiğini ve prensesin olmadığı düğünün, eksik bir düğün olacağını belirtti."

 " Düğününe katılmam, onu bu derece sevindireceğini bilmiyordum. Beni ne kadar çok severmiş ! " dedim alaycı bir şekilde.

 " İşte, geldik.  " dedi ve araba durdu.

 İlk başta Symon indi, ardından ben indim. Symon'ın koluna girdim ve düğün töreninin bulunduğu yere geldik. Yavaş adımlarla ilerlerken, herkesin bakışı bizdeydi. Fısıldaşmalar, birbirlerini dürtmeler ve şaşkın bakışlar üzerimizdeydi. Bardaklarını düşüren bile olmuştu. İnsanların gözünde, kraliyet çifti olmuştuk. Eminim ki, bu gece ikimizin çevresinden ayrılan olmayacaktı. Sonuçta bu kraliyet çiftine yararlanılmak, gözlerine girmek istenilecekti. Ben ise, onlarla alay edecektim. Symon ile, çok eğlenceli olacaktı. Symon'a baktığımda, o da gülümsüyordu. Yüzündeki gülümseme, muzaffer bir gülümsemeydi. İstediğini almıştı. Adı, bundan sonra benimle her zaman anılacaktı ve kraliyet damadı gözüyle bakılacaktı.Onunla uyumlu olmak için gülümsedim.

Babamların bulunduğu yere gelmiştik. Annem, Kraliçe ve ikiz kardeşlerim bize şaşkınca bakıyorlardı. Babam ise, bunu bekliyormuş gibiydi. Ah babacığım, gerçek damadının Bavol olduğunu bilseydin ne yapardın ? Herhalde, Bavol'ı öldürür ardından beni sürgün eder ve ölürdü. Hafifçe kıkırdadım.

 Babam " Benim tatlı kızım, babasını uzun bir aradan sonra görüyor. Boynuma atlamak yerine kıkırdıyorsun. Çok edepsiz bir davranış ! "

 " Babacığım, ben sizin her zaman tatlı ve edepli kızınızım. Sadece aklıma komik bir şey geldi de, ona güldüm." dedim.

 " Ne, o ? "

 " Bir babanın kızını cezalandırması, efendim."

 " Neden baba kızını cezalandırmış ? " dedi merakla.

Karanlığın Seçimi ❁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin