Uzun bir bölüm oldu. Lütfen bölüm şarkısıyla okuyun ve bir dahaki bölüm sürprizime hazılr olun. Multimedya da Bavol - Alania - Symon üçlüsü var ! İyi okumalr !
Her insan bir kere vurulur sırtından bu hayatta.
Çünkü her kardeş, her dost, her sevgili bir parça vicdansızdır...
-Tuncel KurtizKimseyi uzaktan sevmeyin,
Yakından da sevmeyin;
Birini sevmek, akıl işi değil...
-Nejat İşlerYayınlanma:22.03.2014
Düzenleme: 21.11.2017Saraydaki bahçede tek başıma, ağlayarak oturuyordum. Sebebi lanet olası üvey annem, Oxton ve Symon'dı. Sabah kahvaltıdan sonra hep birlikte saraya gitmiştik. Herkes Symon geri döndüğü için sevinç gösterileri yapmıştı. Tabi, Symon bu fırsattan yararlanmış ve beni yanında tutmuştu. Herkese yaşama dönme sebebim için döndüm demişti. Lanet herif ! Zafer gösterisini benimle yapmıştı. Toplantı salonunda ise olanlar olmuştu. Sanki benim üstüme gelmek için sözleşmişler gibi bana saldırıya geçmişlerdi. Üvey annem neden Symon'a soğuk davrandığımı sormuş ve Oxton da desteklemişti. Symon'da, onlara katılmıştı. Bende daha fazla dayanamamıştım ve açıkça üvey anneme bağırmıştım. Daha sonra babam bana kızmıştı ve bende ağlayarak buraya gelmiştim. Üçü beni suçlu gibi göstermişlerdi. Sussam bile içimdeki asi savaşçı kız susmazdı.
Ellerimle gözyaşlarımı sildim ve biraz ilerde duran kutsal sihir tapınağına baktım. Oraya gitsem rahatlardım. Çünkü oradaki rahibelerle sohbet etmek, bana çok iyi geliyordu. Binaya doğru yürüdüm ve durdum. Girişi gayet sadeydi fakat sihirli bir havası vardı. Her zaman güzel bir koku ile konuklarını karşılamış olurdu. Karşımda baş rahibeyi gördüm. Koyu renk saçlarını topuz yapmıştı. Her zamanki beyaz elbisesi vardı. Takı olarak sadece başındaki baş rahibelik tacı vardı. Yüzünde ise, ne zaman buraya gelsem bana göstermiş olduğu bir gülümseme vardı.
Baş rahibe " Prenses Alania ! Bu ne hoş bir sürpriz ! " dedi ve anaç bir gülümseme ile bana baktı.
" Baş rahibe Danel ! " dedim.
" Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Hadi, içeri gel canım. Birlikte çok sevdiğin çaydan içeriz." dedi ve içeri girdik.
Karşımıza çıkan rahibeler bize selam verdikten sonra, baş rahibenin odasına geldik. Bu oda sadeydi. Gerekli olanlar dışında herhangi bir şey yoktu. İkimizde Criskow manzaralı pencereye doğru yürüdük ve karşılıklı koltuklara oturduk. Baş rahibe, bardağıma çayımı doldurdu ve daha sonra kendisininkine doldurdu. Sonra bardağı aldım ve ilk yudumumu içtim. Lezzetli ! Bu çay o kadar özel ki ! Kimse ile paylaşamazdım. Belki Bavol ile paylaşırdım fakat onun dışında kimse ile paylaşmazdım. Çayın o nefis kokusunu içime çektim ve rahibeye gülümsedim.
Rahibe " Çok zor zamanlar geçirdiniz."
" Evet, gerçekten zor zamanlardı. " dedim.
" Fakat şunu bil ki, şu yaşadıklarında da daha zor olacak olaylar kapında bekliyor." Dedi ve kederle bana baktı.
" Kader falımda mı gördünüz ? "
" Dün senin adına su falına baktım. Sihirli su, senin adını söylediğim an değişti. Kara bir sıvıya döndü."
" Bu ne anlama geliyor ? "
" Zorlukların kapında olduğu, canım. Kendine dikkat et."
" Korkmayın. Ben değiştim. Gerçekten değiştim. Artık daha güçlüyüm, daha dayanıklıyım."
" Kimin sayesinde ? "
" Kendi başıma." Dedim ve gözlerimi kaçırdım. Yalan söylemek hoşuma gitmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Seçimi ❁
FantasyTehlikeli bir Aşk üçgeni. Güzel bir kız, Tehlikeli bir katil ve Öldüğü belli olmayan bir sevgili. Alania. Criskow'un güzel prensesi. Aşk canını acıtsa da, hala inanıyordu. Fakat, Symon'dan sonra değişmeye karar vermişti. Symon. Öldüğü belli olmayan...