Öncellikle, lütfen bu kısmı okumadan geçmeyiniz.
Hoşgeldiniz! Hoşgeldik (':
Çok, çok uzun zaman oldu biliyorum, ama bekleyen birkaç kişi olduğunu da biliyorum, teşekkür ederim. Yazmama en büyük engel olan, hayatımın o zorlu kısmını atlattım, sınavımı kazandım ve artık buradayım. İçim ve kafam rahat, yazmaya hevesliyim.
Aradan oldukça uzun zaman geçtiği için dilimde biraz değişiklik olabilir ama sizi rahatsız etmeyeceğini umuyorum, kötü değil, iyi yönde bir değişiklik çünkü. Neyse, kitaptan kopukluk yaşayacağımı zannederek korkmuştum ama öyle bir şey olmadı, umarım sizin açınızdan da olmaz.
Düşüncelerinizi benimle paylaşın ve sonraki bölümler için sabırsız olun çünkü çok güzel şeylerle geleceğimmm (:
İçiniz sıcacık, yüreğiniz yumuşacık olacak ve bu kadar ayrı kalmış olmamıza değecek çünkü, hikayenin yıllar önceki kurgusu ile şimdiki aynı değil ve bu kurguda bütün taşlar o kadar güzel yerine oturuyor ki benim içime çok siniyor. Sizin de seveceğinize eminiim. Neyse çok konuştum, of çok heyecanlıyım, iyi okumalar ballarım, çok yakında yine görüşürüüz, kocaman kucaklarr!!Günün geri kalanı sakin geçmişti, hâlâ aramızda erimesi gereken buzlar vardı Jongin ile, farkındaydım ama sorun değildi. Baekhyun yine kuyruğum gibi peşime takılmıştı, haliyle tenefüslerde bana eşlik ederken Taehyung'larla da takılması gerekiyordu ve bundan oldukça memnun gibiydi. Çünkü tam da tahmin ettiğim gibi Taehyung ile çok güzel bir enerji yakalamışlardı.
Son tenefüste karşımda onları izlerken, aklımdan bunlar geçiyordu en azından, sonra yanımdaki sandalyenin çekildiğini duydum. Yoongi'ydi, soluk yeşil saçları ona soğuk bir hava katsa da minik gözlerindeki derin parıltılar tam tersine, insanın içini sıcacık yapıyordu. "Hey," dedi ve elindeki çikolatalı sütlerden birini bana uzatırken diğerinin pipetini dişleri arasına almıştı. "Jimin?" diye sordum, o ikisini neredeyse hiç ayrı görmüyordum, yüzüne anlamlı, pis bir sırıtış yayıldı. "Kilerde kitli kalmıştır kesin," diye mırıldandı yavaşça, "sevgilisiyle."
Dumura uğramış gibi ona bakakalırken zilin çalması ile irkildim, "Nasıl?" dedim, sonra devam ettim, "Ben sanıyordum ki – siz," Yoongi hafif bir kıkırtı ile sözümü kesti,"Biz sevgiliyiz – herkes öyle sanıyor. Jimin'in yapışkanlığı sağ olsun. Ama hayır, onlar Jungkook'la birlikteler."
"Bir okul için çok fazla eşcinsel var," diye mırıldanmaktan kendimi alıkoyamadım, bu ikimizi de güldürdü.
"Sonra görüşürüz," dedi ayağa kalkarken ve kendi çikolatalı süt paketini, şerefe anlamında benimkiyle tokuşturduktan sonra yavaşça uzaklaştı. "Hadi Sehun," diye kolumu çekiştirmeseydi Taehyung, bir süre daha Yoongi'nin arkasından bakmaya devam ederdim muhtemelen. Öğrendiğim bilginin farkındalığı ile geçmişi sorguluyordum, bunu belli eden bir davranışta bulunmuşlar da ben mi fark edememiştim diye. "Cebire geç kalacağız."
Onu onaylar mırıltılar çıkardım ve ayağa kalktım, böylece son dersimize girmek için, sona kalan başka birkaç öğrenciyle birlikte kantinden ayrıldık.