•Vurgun• Part1

706 42 25
                                    

•Ben geldiim! Biliyorum baya oldu ama yeni hikayeler hakkında derin bir çalışma yapıyordum,ve güzel bir bölüm ile karşınızdayım! E artık istenilen kısımlar yavaş yavaş geliyor sanki .^.^•




Aramızda artık yalan ve sır yoktu..bana herşeyi anlatmaktan çekinmiyordu,Victor'u bizden uzak tutmak için de herşeyi yapıyordu..yeri geldiği zaman beni kulaklarıma kadar kızartmayı da biliyordu tabi.
Artık ona Bay Millford dememi yasaklamıştı..nedenini sorduğumda ise daha özel bir ana sakladığını söylemişti.
Evet bu beni kızartmaya yetmişti bile!

Bu sabah her zamanki gibi onun mesajları ile uyanmıştım.
Durmadan benimle konuşmak istiyordu,şirkette zaten beraber olmamız yetmiyordu sanırım.
Tamam!
Bundan kesinlikle rahatsız değilim.
Fakat uykusuz kalmak beni gergin ve sinirli yapıyor!

Şirkette uzun süredir çalışıyordum.Günlerin nasıl geçtiğini bile bilmiyorum,her gün onunla beraber olmak..güzel hissettiriyordu.
Dalmış bir şekilde önümde duran boş kağıda bakıyordum..masadan çıkan ses ile irkilerek kafamı kaldırdığım da bana bakan delici iki mavi göz ile karşılaşmıştım.
Yüzümde gülümseme oluşmuş bir şekilde ona bakıyorum,o kollarını masaya yaslamış bana gülerek bakıyordu.Kollarındaki gerginlik az daha artarsa gömleği yırtılacaktı sanki.Ve bunu düşünmek bile beni kızartıyordu..

"Nereye daldın bakalım böyle?"

Gözleri dudaklarımdan başka bir yere  bakmıyordu.Sertçe yutkunuyordum.

"H-hiç..sadece biraz yorgun hissediyorum..havalar yeni yeni düzeliyor ve ben uzun süredir kendime vakit ayıramadım."

Gözlerini kısarak bana eğilmişti..bana yaklaştıkça kalbim ısınıyordu..

"Ne gibi şeyler yapmak istiyorsun?"

Dudaklarımı büzüp ona daha da yaklaşmıştım..nefesini yüzümde hissedebiliyordum.Bunu Nasıl yapmıştım ki?!

"Bilmem..sanırım geldiğim yerde sörften başka birşey yapmıyordum..uzun süredir yüzmedim.Ve sanırım burada yakınlarda yüzebileceğim yer yok."

Kafamı eğerek dudak büzmeye devam ediyordum..tek eli ile çenemden hafifçe tutarak kafamı kaldırmıştı.Gözlerini dudaklarıma dikerek sertçe yutkundu.

Boğuk ve sıcak sesi ile konuşmaya başladı.

"Yüzmek mi istiyorsun?"

"Evet!"

Heyecanla ona bakarken bana gamzeli bir gülüş bırakmıştı.
Aniden kolumdan tutup beni koridorda peşinden sürüklerken ona inkar etmemiştim.
Onunla her yere gidip gezmek istiyordum..
Mutlulukla nereye gideceğimizi düşünürken kendimi arabanın önünde bulmuştum.

"Nereye gidiyoruz?..hem iş ne-"

"Boşver işi şimdi.Yüzmek istediğini söyledin,yüzmeye gidiyoruz."

Kapıyı açıp yüzüme gülümseyerek bakarken yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.Heyecanla bindikten sonra omunda arabaya binmesi ile bilmediğim yollara girmiştik..bu şehir kocamandı..büyüleyiciydi..Benjamin ile tanışmamı sağlayan güzel bir şehirdi..
İstediğim herşeyi yapmak istediğini söylüyordu.Ama bu adil değildi ki! Ben onun ne istediğini bilmiyordum,bana söylemek yerine sadece benim istediklerimi yapıyordu.

Büyük ve lüks bir apartmanın önüne geldiğimiz de şaşkınlıkla binayı süzüyordum..takım elbiseli bir adam kapımı açtığında bir ona bir de adama bakıyordum.

"Hoşgeldiniz Bay Millford."

Kapıdan çıktığımda apartmana bakıyordum.

"Burası çok büyük."

"Bu daha hiç birşey."

Gülümseyerek kafası ile takip etmemi söyledikten sonra heyecanla onu takip etmeye başlamıştım.Asansöre bindiğimiz de kalbimin atışları git gide artıyordu..asansör en üst kata çıktığında şaşkınlıkla ona bakıyordum..o ise gülümseyerek önüne bakıyordu.

Kapı açıldığında asansörden çıkması ile onu takip etmeye devam ediyordum.Büyük bir koridorun vardı ve sonuna geldiğimizde bizi büyük siyah bir kapı karşıladı..kapıyı açtığında kalbim duracak gibiydi..
Bütün odayı kaplayan camlar şehri ayaklarınıza seriyordu..ve odayı güzelleştiren bir şey daha..boylu boyunca uzanan bir havuz!
Şaşkınlıkla içeri yürüdüğümde gözlerim irice açılmıştı..burası büyüleyiciydi..havuz odanın duvarlarında yansıması ile dans ediyordu..

"Beğendin mi?"

Şaşkınlıkla kafamı hızlıca ona çevirdiğimde bana parlayan gözlerle bakıyordu.

"Beğenmek mi? Bayıldım!Neresi burası?"

Kahkahası bütün odayı kaplamıştı..

"Burası bizim apartmanımız.Yani Millford apartmanı..burada sık sık yüzüyorum,sevebileceğini düşündüm.Hadi."

Kafasını suya doğru işaret ederken anlamsızca ona bakıyordum.

" A-ama mayolarımız yok ki?"

"Aah! Doğru ya! Mayolar..ama sanırım onlara ihtiyacımız yok"

Gülerek bana yaklaştığında gözlerim irice açılmıştı,ne olduğunu takip edemeden beni kucağına almış ve suya atlamıştı..suyun yüzeyine nefes nefese çıktığımda bana kahkaha atarak okyanus rengi gözleri ile bakıyordu.Üzerine su sıçratarak ona bakıyordum.

"Bunu neden yaptın?"

"Yüzmek istediğini söylemiştin."

Gülerek bana bakarken ona kızamıyordum..ıslanmam umrumda değildi,suyu özlemiştim..
Kendimi tutamayıp bende kahkaha atmaya başlamıştım..ikimiz de birbirimize su sıçratarak kahkaha atıyorduk..gözlerim vücuduna yapışmış gömleğe kaydığında sertçe yutkundum ve yüzümün yandığını hissediyordum..bunu fark edince gülümsemesi yüzünden silinmeye başlamıştı..ortamda suyun sesinden başka bir ses yoktu..yavaşça bana yaklaşmaya başladığında nefes nefese ona bakıyordum..gözleri dudaklarıma kaydığında kalbim iyice sıkışıyordu..gözleri suyun yansıması ile adeta parlıyordu..bana iyice yaklaştığında nefesini yüzümde hissediyordum.Ne olmuştu bana böyle! Daha düne kadar utangaçlıktan kaçıyordum,fakat şimdi bende onun dudaklarını izliyordum.
Nefes alışı sert ve kesindi..ve kafasını yavaşça yaklaştırıyordu..alt dudağıma kapanması ile gözlerimi kapatmış ve istemeden inlemiştim.
Alt dudağımı ısırıp bir eli ile ensemi tutup kendi dudağına bastırırken diğer eli ile kalçamı sertliğine bastırıyordu.
Suyun vücudumuza çarpması onu daha da gaza getiriyordu..aramızda hiç bir mesafe bıraktırmadan beni emiyor ve ısırıyordu.
Sırtımı havuzun kenarına yasladığında bacaklarımın arasına bir hırıltı ile girmiş ve sertliğini karnıma bastırıyordu,dudaklarımı bir saniye bile serbest bırakmazken onun ıslak saçlarına asılıyordum.
Boğazından çıkan hırlamaları karnımda bir acı bırakırken nefes nefese geri çekilmesi ile ona kızarmış bir şekilde ona bakıyordum..

"Seni tam burada bitirebilirim. Ama yapamam."

Nefes nefese anlını anlıma yasladığında ellerimi yanaklarına götürdüm..

"Canını yakmak istemiyorum."

Gözlerindeki acı ile kalbim sıkışmıştı..artık acı çekmesini istemiyordum..ve ben..onu istiyordum.

"Canımı yakmıyorsun."

Kafasını geri çekip parlayan gözlerle bana bakarken yüzümde bir gülümseme oluşmuştu..
Gözlerini saniyeler içinde dudaklarıma götürdükten sonra alt dudağımı sert bir şekilde ısırmaya başlamıştı.
Ona karşı gelemiyordum..gelmek istemiyordum..
Dudağımı emiyor ve ısırıyordu..bir saniyelik nefes almam için geri çekilse de boynuma inip boynumu ısırmaya devam ediyordu..beni okyanusa atmak istiyordu..onun denizinde vurgun yemem için beni davet ediyordu..kafamı geriye attığımda boynumu dili ile ıslatıp,dişliyor ve öpüyordu.
Bir kolu ile tamamen belimi sarmış ve kendi sertliğini bana hissettirmekten asla kaçınmıyordu..
Beni kesinlikle vurguna davet ediyordu.

•Yeni bölümler için takipte Kalın!•

New York'un KalbindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin