•Kara Melek•

733 52 4
                                    

"Nesi var?"

"Direnci aşırı derece de düşmüş..bir süre dinlenmesi gerek..baş dönmesi ve mide bulantısı olması normal..yataktan kalkmamaya özen göstermeli."

"Peki teşekkür ederiz."

Kapının kapanma sesi ile gözlerimi hafifçe araladığım da aşırı büyük bir oda ile karşılaşmıştım..beyaz ve siyah renklerle dekore edilmiş aşırı lüks bir salon..gözlerimi iyice açtığım da etrafı incelemeye başlamıştım..boydan boya camlar bütün şehri ayaklarınızın altına seriyordu..ben ise camın önünde büyük L koltukta üzerimde kırmızı bir battaniye ile yatıyordum..karşımdaki televizyon boylu boyunca duvarı kaplarken Amerikan mutfağın ne kadar temiz olduğunu görünce şaşırmıştım..burası kimin eviydi?

"Uyanmışsın."

Olamaz..bu onun evi mi?!

Hızlıca doğrulurken hızlı adımlarla yanıma gelmişti.

"Şş..sakin ol dinlenmen gerek."

Kolumdan tutmaya çalışırken yine itmiştim..

"Bırak beni iyiyim ben."

Ayağa kalkmaya çalışırken başımın dönmesi ile geri düşmüştüm..

"Dedim sana değil mi,hiç söz dinlemez misin sen?"

"Kitabımda yok."

Gülüyordu..Nasıl bunca şeyden sonra gülebilirsin! İnsanlarla oynamak bu kadar mı kolay!

Dizlerinin üzerinde oturuyordu,gülerek kalkarken mutfağa doğru yürüdü..

"Bir süre dinlenmen gerek,kitabın da yok ama bunu yapmak zorundasın."

Buz dolabını açarken bir eli ile de Kumanda ile müzik çaları açmıştı..yavaş ve dinlendirici bir şarkıydı..

Dolaptan donmuş eti çıkartırken bir yandan da şarkıya eşlik ediyordu..beyaz gömleğinin kollarını sıyırmış vücudu gerilmişti..bana doğru dönüktü ve ona bakmaktan kendimi alamıyordum..şarkıya kendini kaptırmıştı ve ıslık çalıyordu..ve bir yandan bir şeyler yapıyordu..

Kalbim daha da acıyordu..burada durmam bile saçmayken onu neden izliyordum ki?

Ona kırgın bir şekilde bakarken gözlerini yavaşça bana çevirdiğinde kafamı hızlıca camdan dışarıya çevirmiştim..gülüşünü duyduğumda daha da üzülüyordum..

Bir süre dışarıyı izleyip şarkılara kendimi bıraktıktan sonra sesi ile irkildim.

"İşte hazır!"

Elinde tepsi ile yanıma geldiğin de şaşkınlıkla ona bakıyordum,tepsi o kadar güzel duruyordu ki..Kırmızı et,şarap ve salata..

"E sen bacaklarını indirmezsen bu tepsiyi nereye koymamı bekliyorsun?"

Şaşkınlıkla bacaklarımı indirirken tepsiyi bacağıma bırakıp tam yanımda duran sehpaya oturmuştu..merakla bana bakarken konuşamıyordum bile.

"Ee yemiyecek misin? Bu en ünlü et ve şarap markasıdır,e bir de ben yapınca daha güzel oluyor tabi."

Gülerken,yüzüm yanıyordu..yavaşça eti kesip yemeğe başlarken gözlerini benden hiç çelmiyordu..ben ise önüme bakıyordum..eti ısırmam ile ağzıma yayılan tad ile gözlerimi irice açıp şaşkınlıkla ona bakıyordum..yüzünde gamzeli bir gülüş oluşurken gözlerini dudaklarıma indirmişti..
Yüzüm daha da yanmaya başlamıştı..bunu neden yapıyordu..onu seviyorsan onunla olsana!

Yavaşça yaklaşıyordu..gözlerini dudaklarımdan hiç ayırmıyordu..şarkıyı duyamıyordum..kalbimin atışı kulaklarımı sağır ediyordu..nefesimi yüzümde hissettiğim de her şeyin çok geç olduğunu anlamışım..

Alt dudağımı dudakları ile yavaşça kavradığında gözlerim hala açık ona bakıyordum..o gözlerini kapatmıştı..

Kısa bir süre sonra yavaşça geri çekildiğinde kırgınlıkla ona bakmaya devam ediyordum..dudaklarını yaladığında kızardığımı hissediyordum..gülümsemişti..

"Dudağında sos kalmış.."

Ne?! Sos için miydi bu! İyice kızarmış ve sinirle şarabı kafama dikmiştim,o ise gür bir kahkaha atıp bana bakıyordu..

Arkadan gelen miyavlama sesi ile şaşkınlıkla sesin geldiği yöne bakmıştım,o ise yavaşça kalkıp yerde duran bem beyaz kediyi kucağına alıp sevmeye başlamıştı..

"Aaah! Özür dilerim kızım,seninle bu gün hiç ilgilenemedim.."

Kedisi olduğunu yeni öğreniyordum..çok seviyordu belli ki çünkü ayakta ikisi de birbirine sevgi gösterisi yapıyor gibiydi...

Yanıma yaklaşıp oturduğunda kediye bakıyordum gözleri buz mavisiydi..büyüleyici bir şekilde güzeldi..

"Tanıştırmayı unuttum ,Sevgili Black Angel..dünyanın en güzel kedisi..ve biricik kızım."

Bir kaşımı kaldırıp ona bakıyordum.

"Black Angel mı? Beyaz bir kediye bu ismi mi verdin?"

Kahkaha atışı ile kalbim ısınmıştı..

"Evet! Ona yakıştığını düşünüyorum..hem bir anlamı var..tabi ki kendimce.."

"Nedir o?"

"Her melek beyaz olmak zorunda değil.."

Ne demekti ki bu?

"Kendinden bahsediyorsun herhalde."

"Efendim?"

"Yok birşey,çok güzel bir kediymiş "

"Teşekkür ederim..yemeğini bitir hadi"

Kediyle L koltuğun ucuna uzandı ve kediyle oynamaya başladı,ben ise yemeğimi yiyiyordum..gerçekten çok sıcak bir ortam vardı..kedisiyle çocuklaşıyordu sanki..yemeğim bittikten yorganı üzerime çekerken ne ara uyuya kaldığımı bilmiyordum..

Bir süre gözümü açtığımda  her şey aynıydı..ama o da uyuya kalmıştı..kedisi de kucağında ve ona sarılıyordu..çok masum duruyorlardı..peki gerçekten öyle miydi?

Yavaşça doğruldum ve kenarda duran battaniyeyi alıp üzerlerine örttüm,yavaşça yerime geçip yavaş müzik ile kendimi uykunun ellerine bırakmıştım....

New York'un KalbindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin