•Davetsiz Misafir•Part2

478 27 10
                                    


•Bölüm için şunu söylemek istiyorum...önceden planladığım her şeyi unuttum..(AŞIRI) Sıkıcı bir bölüm ile karşınızdayım! >.<•


Gergindim..Evet kesinlikle gergindim!
Kıravatımı bağlarken ellerim titriyor ve soğuk soğuk terliyordum.
Aynanın karşısında durmuş lane kıravatımı bağlamaya çalışırken,babasına nasıl gözükeceğimi düşünüyordum.
Ya beni sevmezse?
Ah kimin umrunda?! Bu oğlunun kararı!
Aah! Kafayı sıyırmak üzereyim!

"Hey?"

İrkilerek ona şaşkınlıkla bakarken o gülmeye başlamıştı.

"İyi misin?"

"E-evet..sadece şu lanet kıravat bu gün bağlanmıyor!"

Ellerim titriyordu,nefes alışlarım hızlanmıştı..

"Dur da sana yardım edeyim."

Gülümsemesi içimi ferahlatsa da gerginlikten ölmek üzereydim!

Dişlerimi sıkıyor ve öylece uzaklara dalıyordum.
O ise yavaşça kıravatımı bağlıyordu.

"Böyle çeneni gerginleştirmeye devam edersen seni yatağa kazıyacağım."

Ne?!!

Gözlerim irice açılmış ve ona öylece bakıyordum.
Çenesi gerilmiş ve sert yüzü ile beni eritmeye hazır bir şekilde bana bakıyordu.

Şaşkın bakışlarım üzerine ferahlatıcı bir kahkaha attıktan sonra kıravatımı sıkıp kendine doğru çekmişti.

"Elimde olsa seni bu gün bu odadan çıkartmazdım..ama karşılamamız gereken bir Aile üyemiz var."

Keşke beni bu odadan çıkartmasa diye düşünmeye başlamıştım...

"Peki benim burada olmamı nasıl karşılayacak dersin? Yani..senin evinde?"

"Sen benim özel asistanımsın..çalışıyorduk?"

"Daha iş saati başlamamışken mi?"

"Dün gece geç saate kadar çalıştık..ve ben mükemmel bir patron olduğum için bende kalmana izin verdim..ayrıca hatırlarsan dün gerçektende geç saate kadar seninle çalıştım.."

Çapkın ve yakıcı bir gülümsemeden sonra dudaklarıma yapışmış ve beni rahatlatan bir öpücük bırakmıştı..gözlerim kapanmış ve kokusunu içime çekiyordum..

Geri çekildiğinde gözlerimi yavaşça açıp parlayan gözlerinde kaybolmuştum..

"Daha iyi misin?"

Beni güldürmeyi kesinlikle başarıyordu!

Kapının çalması ile kalbim duracak gibi olmuştu..
Omuzlarımdan tutup gözlerimin içine bakıyordu.

"Herşey güzel olacak..söz veriyorum.."

Kafamı onaylarcasına salladıktan sonra kapıya doğru yönelmiştik...her adımda kalbim patlayacak gibiydi...

Salona geçmiş ve çabasının gelmesini bekliyordum..ayak sesleri yavaşça yaklaşıyor ve kalbim daha da hızlanmıştı..

İçeri giren sert yapılı,ve gerici adama baka kalmıştım..
Düşündüğümden daha da katı birisi gibi gözüküyordu..
Yürümekte zorlansam da karşısına geçip gülümsemeye çalışıyordum.

"Merhaba Efendim.."

Benjaminin gözlerini kimden aldığı şimdi belli oldu..bu adam gözleri ile sanki herşeyi anlıyor gibi!

"Merhaba."

Garipsemiş bir şekilde bana bakıyordu..bu kesinlikle çok gericiydi!
Kafasını döndürüp Benjamine baktığında sertçe yutkunuyordum.

"Bu gençte kim?"

Benjamin hızlıca yanıma geçip konuşmaya başlamıştı.

"Aah evet..benim yeni özel asistanım..kendisi işinde gayet başarılı."

"Özel asistan?"

"E-evet.."

Gözleri ile beni iyice süzdükten sonra koltuğa oturmuştu..bu adam kesinlikle iri yarıydı.Ah evet..gerilmem için bir sebep daha!

Karşı koltuğa oturduğum da az da olsa sakinleşmeye başlamıştım..Benjamin yanıma oturduğunda onun yanımda olması güvende hissettiriyordu.

"Bakıyorum işleri epey bir büyütmüşsün..tam da senden beklendiği gibi.."

Benjamin rahatsızdı..ama babasına karşı nefretle bakmıyordu..sanki ondan güzel sözler bekliyor gibiydi..

"Buraya neden geldin..?"

Şaşkınlıkla ona bakıyordum...

"Neden mi?..Bana kalan tek oğlumu görmeye gelmem çok mu garip?"

"Bunu şimdi mi önemsiyorsun?"

Babasının suratındaki ciddi ifade beni daha da geriyordu..

"Bunun için geç kaldığımı biliyorum..ve senden özür diliyorum...ve buraya geldim çünkü sana daha iyi bir hayat sunacağım oğlum."

Daha iyi bir hayat?

"Bu da ne demek?"

"Yakında öğrenirsin..ah..bakalım burada neler varmış."

Hızlıca kalkıp dolaba yönelmişti..kapakları açıp siyah içki şişesini çıkarmıştı..

"Black Angel! Ah buna bayılıyorum! Tıpkı güzel bir bayan gibi!"

Evet bu adam kesinlikle bizimle kafa buluyordu.

Şişeyi bir bardağa boşaltıp kokladıktan sonra bir yudum alıp koltuğa geri oturmuştu...yüzünde kendine güvenmiş bir gülümseme vardı.

"Senin ismin nedir?"

"D-David Efendim.."

"Oğlum tek çalışma konusunda epey bir huysuzdur..seni yanına aldığına göre onu epey bir etkilemişsin.."

Benjamin araya girdiğinde onun ne kadar dolu olduğunu anlayabiliyordum..

"Sen yokken bir çok şey değişti..ayrıca o herkes gibi değil.."

"Öyle mi?..neymiş onu bu kadar özel yapan?"

Birlikte olmamız mı? Hayır hayır böyle değil sanırım..

"Çünkü..çünkü...işinde herkesten çok daha başarılı.."

Ah gerçekten mi...

"Gerçekten öyle mi? Hmm..ne güzel ki bunu görebilecek kadar uzun zamanım var!"

Kahkahası ile Benjamin ile birbirimize baka kalmıştık..aynı anda konuşmamız Bay Millford'u şaşırtmıştı.

"Ne?!"

Evet..Bay millford bir haftalığına New York'a gelmişti..Benjamin bu durumdan hiç memnun değildi fakat..babasının sevgisini özlediği her halinden belliydi..

New York'un KalbindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin