||Ah şu sınavlar! Tekrardan Merhaba!^.^ Ehem ehem.Sanırım artık unuttuğumuz bir karakterin gelmesi gerek değil mi ama?! Mr.Millford! Yeeey!||
Boynuma dokunan sıcak dokunuşla Yavaşça uyandığımı hissediyordum..yüzümde huzurlu bir gülümseme oluşmuştu..sonunda mutluyduk..fakat kafamdaki sorular beni ufakta olsa huzursuz etmeyi başarıyordu..dudaklarını omzumda gezdirmeye başladığında kalbim erimeye başlamıştı bile..gözlerimi yavaşça açıp kafamı ona doğru çevirdiğimde çenesini omzuma koymuş gözleri ile beni gülümseyerek süzüyordu..bu görüntü mükemmeldi...
"Özür dilerim geciktim.."
Üzgün surat ifadesi ile kalbime bir acı saplanmıştı..onu üzgün görmek istemiyordum..Gülümseyerek ellerimi sakallarına sürtmeye başlamıştım..
"Sorun değil..ne kadar sürerse sürsün bekleyebilirim.."
Yüzündeki mutsuzluk saniyesinde silinmiş ve okyanus mavisi gözleri parlamaya başlamıştı..
Yavaşça eğilip dudağıma meleksi bir öpücük bırakırken bir yandan eli ile çenemi okşuyordu..
Geri çekildiğinde derin bir nefes almıştı..yorgun ve düşünceli görünüyordu."Sorun nedir?"
Eli ile saçımı okşamaya başlamış,gözleri ile dalgın dalgın düşüncelere dalmıştı..
"Toplantıdan sonra bir telefon aldım.."
Beni endişelendirmeye başlamıştı bile..onu bu kadar endişelendiren ne olabilir di?
"Ve?"
"Ve..babamın geri döndüğünün haberini aldım."
Gözlerim irice açılmıştı..babası mı?!
"B-baban mı?"
"Evet..beni görmek istiyormuş..Tanrım ne yapacağımı bilmiyorum!"
Kendini yanıma atıp elleri ile gözlerini kapatmıştı..derin nefes alış verişi ile ne kadar yorulduğunu anlayabiliyordum..
Yavaşça yanına yaklaşıp saçını okşamaya başlamıştım..onu rahatlatmak istiyordum.
"Şş..sorun yok..bunun üstesinden gelebiliriz..hem ne kadar süre burada kalabilir ki? Onunda işleri var."
Ellerini aralayıp bana umutlu gözlerle bakarken tam bir çocuk gibiydi..
"Öyle mi dersin?"
Gülümseyerek onu onayladığım da hızlıca doğrulup kafasını boynuma gömdüğünde gözlerimi kapatmış kendimi ona bırakmıştım..
Derin bir nefes alıp beni tüketmek istiyordu.."Yanımda olmasan ne yapardım bilmiyorum.."
Gülümseyerek geri çekildiğimde parlayan gözlerine bakıyordum..
"Peki ne zaman geliyormuş?"
Dudaklarını büzüp kocaman okyanus gözleri ile bana bakıyordu..
"Yarın.."
Gözlerimi şaşkınlıkla açmıştım,yarın mı?! Bu kadar çabuk mu?!
"Yarın mı?!..aah..tamam.Bir şekilde halletmenin yolunu buluruz!"
Gülümsemeye çalıştığımda içimdeki umutsuzluk sadece içimde kalmalıydı..
Babası bizi öğrenemezdi..Gözlerini üzerimde gezdirdiğinde şaşkınlıkla ona bakıyordum.
"Bunlar benim giysilerim mi?"
Yüzüm kızarmıştı bile.
"E-evet.Ah! Eğer rahatsız olduysan-"
Eli ile ağzımı kapattığında öylece kala kalmıştım.
"Aklından bile geçirme."
Elini yavaşça çekip alt dudağımı dudaklarının arasına aldığında herşey kafamdan uçup gitmişti..
Geri çekilip anlını anlıma yaslamıştı."Sana herşeyden daha çok yakışıyor."
Yüzüm yanmak üzereydi..kalbimde uçan kelebekler sadece ona aitti..
Yavaşça dudağıma tekrar kapandı..ve beni okyanusunda sürüklemek için tekrardan o adımı attı..
Ondan başka birşey düşünmek istemiyordum..
Sadece onun okyanusunda kaybolmak ve sürüklenmek istiyordum..Çünkü onunlayken..hiç birşey önemli değildi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New York'un Kalbinde
Novela Juvenil•KISA ÖZET• David Okulunu bitirdikten sonra New York'a iş için taşınmaya karar verir.New York karışık bir şehir olduğu için alışma süreci onu ilk başta sinir etse de Benjamin ile yolları kesiştikten sonra herşey yavaş yavaş değişmeye başlar..İkisi d...