•İlk Karşılaşma•

1.3K 81 31
                                    


•Eveet ilk bölüm ile karşınızdayım.Değişik bir hikaye olacağını söylemek istiyorum umarım beğenirsiniz çünkü ben düşünürken bile eğleniyorum ^^ Neyse iyi okumalar! Kaçtım ben ^.^
NOT:Hikaye David Ağzından Yazılmaktadır. ^^

Avustralya daki son saatlerimi ailem ile geçirmiştim.Mutluydum ama bir yandan da çok gergindim..Uçak biletlerini kontrol edip onlara veda ettikten sonra uçağa binip New York'a doğru yola çıktım ..Uçaktan indiğim de bir koluma çantamı astıktan sonra kulaklıklarımı takıp tek elim ile bavulumu sürüklerken bir yandan da etrafı inceliyordum..New York güzel bir Şehirdi..ama kalabalıktı.Taksiye binip kiraladığımız daireye doğru yola çıktım.Heyecanım kalbimi döverken,Uzun zamandır hayalini kurduğum gerçek ve kendi hayatıma kavuşmuştum..Taksiden indikten sonra şapşal şapşal etrafa bakıyordum,önümde duran koca binaya bakıp derin bir nefes aldım.

"Evet! Başlıyoruz!"

Eve girdikten sonra az da olsa rahatlamış
hissediyordum,Koltuğa eşyalarımı bıraktıktan sonra Ellerimi cebime koyup bütün duvarı kaplayan camdan New York'un manzarasına baktım,Bu şehir büyüleyiciydi..herşey çok güzel gidiyordu..daha yeni gelmiştim ama yine de içimde güzel bir his vardı..fakat yine unuttuğum birşey vardı!

"Aah! Tabi ya iş görüşmesi!"

Hızlıca bavulumdan takım elbisemi çıkartıp giyinmeye başladım..Daha yeni gelmiştim fakat bu iş yeri en ünlü şirketlerdendi,bu fırsatı kaçırmak aptallık olurdu.Hızlıca hazırlanıp dosyalarımı elime alıp,hızlı adımlarla dışarı çıktım ..Takım elbise giymeye alışık değildim.Rahatsız ve sıkıyordu,saatime baktığımda az bir vaktim olduğunu görünce hızlıca yürümeye başladım..ta ki bir adamın bana yanlışlıkla çarpmasına kadar.

"Ah çok özür dilerim!"

"Hayır ya olamaz ciddimisin!"

Eğilip yerde çamur olmuş dosyalarımı toparlarken çarpan adam Hızlıca oradan uzaklaşmıştı,İçimden güzelce saydırarak dosyaları topladıktan sonra karşıdan karşıya geçmeye adımımı attığı anda bir fren sesi ile korkarak sesin nerden geldiğine baktım.Siyah bir jeep içinde altın çerçeveli gözlüğü ile dağınık saçlı takım elbiseli bir adam duruyordu.Gömleğinin düğmeleri göğsüne kadar açık resmen kendini beğenmiş bir tavırla duruyordu.Ben şaşkınlıkla ona bakarken Hızlıca önümden geçmişti.

"Ha bir de bu eksikti! Sanırım bu şehir ne kadar güzelse insanları o kadar da kötü!"

Hızlıca taksiye binip yolu tarif ettikten sonra sakinleşmeye çalıştım fakat trafik beni daha da geriyordu.Saate baktığımda çok az vaktimin kaldığını görüp iyice pes etmeye başlamıştım..

"Evet çok güzel! Daha iş görüşmesine vaktinde gidemiyorum bu şehirde nasıl ayakta duracağım!..Ne diyorum ben ya. Daha yeni geldim..hem buraya gelmeyi ben istedim.Katlanmam gerek."

Trafik bir süre sonra açılmıştı,sonunda adrese geldiğimde hızlıca inip önümde duran kocaman binaya hayranlıkla baktım.

"Aah! Ne kadar büyük.."

Saate baktığımda iyice telaşlanıp içeri koştum.

"Merhaba Millford Şirketine hoş geldiniz! Size nasıl yardımcı olabilirim?"

"Merhaba,ben iş görüşmesi için gelmiştim.Bay Millford ile görüşmem olacağı söylendi de.."

"Ah kendisi daha gelmedi fakat onu odasında bekleyebilirsiniz,odası en üst katta en sonuncu oda."

Kafamı onaylarcasına salladıktan sonra asansöre hızlı adımlarla yöneldim..en üst kata tıkladıktan sonra kapının kapanmasını beklerken bir elin kapıyı tek eli ile tutup engellediğini gördüğümde şaşkınlıkla kapıya bakmıştım,bu oydu! Trafikteki hayvan herif! Elini çektikten sonra yavaşça yanıma yürüyüp ellerini cebine koymuştu gözlüklerini çıkarmamış öylece asansör kapısına bakıyordu.Kapı kapandıktan sonra asansör yavaşça yukarı giderken ortamda derin bir sessizlik vardı..sessizliği kalın bir ses bozmuştu.

New York'un KalbindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin