*Ölmüş Baba Oğlunun Ölmesini Bekler
Barikattan dışarı fırlamıştı Marius. Combeferre de onun peşinden atılmıştı, ama artık iş işten geçmişti. Gavroche ölmüştü. Combeferre fişek sepetini, Marius çocuğu getirdi.
"Heyhat!" diye düşünüyordu: Gavroche'un babasının Marius'un babasına yaptığını, Marius onun oğluna ödüyordu; yalnız Thénardier onun babasını sağ olarak getirmişti, kendisi ise ölü olarak geri getiriyordu çocuğu.
Marius, kucağında Gavroche'la barikattan içeri girdiği zaman, çocuğunki gibi kendi yüzü de kan içindeydi. Gavroche'u yerden kaldırmak üzere eğildiği sırada bir kurşun sıyırmıştı başını ama bunun farkında bile değildi. Courfeyrac boyunbağını çözdü, alnını sardı Marius'un.
Mabeuf'le Gavroche'u aynı masaya yerleştirdiler; her iki ölünün üzerine de siyah şal örttüler. İhtiyarla çocuğa yetecek kadar genişti şal.
Combeferre getirdiği sepetteki fişekleri dağıtmıştı. Adam başına on beş atış sağlıyordu bu.
Jean Valjean hâlâ aynı yerde, binek taşında, hiç kımıldamadan oturuyordu. Combeferre ona fişekleri uzatınca başını salladı.
Combeferre, alçak sesle Enjolras'a:
- İşte ender rastlanan garip bir adam! dedi. Bu barikatta savaşmamanın yolunu buluyor.
- Ama barikatı korumasına engel olmuyor bu, diye cevap verdi Enjolras.
Combeferre:
- Kahramanlığın garip temsilcileri vardır, diye fikir yürüttü.
Courfeyrac da işitmişti konuşmayı:
- Mabeuf Baba'nın bir başka türlüsü! dedi.
Barikatı döven ateş, içeride pek az kargaşa yaratıyordu. Bu çeşit savaşların kasırgasından hiçbir zaman geçmemiş olanlar, bu heyecanlara karışan garip sessizlik dakikalarını asla anlayamazlar. İnsan gelir, gider, şaka eder, konuşur, avare dolaşır. Tanıdıklarımızdan biri, top ateşinin ortasında bir askerin şunları söylediğini duymuş: "Biz burada bir delikanlılar şölenindeyiz." Chanvrerie Sokağındaki istihkâm, içerden bakınca pek sakin görünmekteydi.
Başvurulacak bütün olanaklar tükenmişti ya da tükenmek üzereydi. Durum tehlikeliyken korkulu olmuştu ve belli ki çok geçmeden umutsuz bir şekle girecekti. Kahramanlık ışığı, barikatı daha da çok aydınlatıyordu şimdi. Yalın kılıcını Epidotas'ın dehasına adayan genç bir Spartalı tutumuyla ciddi ve ağırbaşlı olan Enjolras, sözüne hükümrandı barikatta.
Combeferre, önünde bir önlükle yaralılara pansuman yapıyor; Bossuet ile Feuilly de Gavroche'un ölü onbaşıdan aldığı barutla fişek hazırlıyorlardı. Bossuet, Feuilly'ye, "Yakında başka âleme gitmek için posta arabasına bineceğiz," diyordu. Courfeyrac Enjolras'ın yanında kendine birkaç kaldırım taşı ayırmış, bütün cephanesini, kılıçlı bastonunu, ağızdan dolma iki tüfeğini, küçük cep tabancasını, bir genç kızın değerli şeylerini yerleştirirken gösterdiği özenle sıralıyor, hazırlıyordu. Jean Valjean sessizce karşısındaki duvara bakıyordu. Bir işçi Hucheloup Ana'nın geniş bir hasır şapkasını almış, dediğine göre güneş çarpmasından korktuğu için bir kordonla başına yerleştirmişti. Cougourde d'Aix Derneği'ne bağlı delikanlılar, sanki son defa olarak kendi lehçelerini konuşmak için acele ediyorlarmış gibi, aralarında neşeyle söyleşip şakalaşmaktaydılar. Joly duvardan Hucheloup Kadın'ın aynasını almış, dilini inceliyordu. Birkaç savaşçı bir çekmecenin içinde buldukları küflenmiş ekmek kabuklarını iştahla atıştırmaktaydılar. Marius, babasının kendisine neler söyleyeceğini düşünerek kaygılanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sefiller
ClassicsHugo, Sefiller adlı dev romanının önsözünü şöyle bitirir: "Yeryüzünde yoksulluk ve bilgisizliğin egemenliği sürdükçe, böylesi kitaplar gereksiz sayılmayabilir." Yurdunun çıkarları adına siyasal kavgalardan hiç çekinmedi. Bu yüzden de tam yirmi yıl s...