"Geçmiş olsun Kate"diyen Jackson'a gülümsedim.Okula uzun bir aradan sonra tekrar gelmek beni biraz garip hissettirmişti.Sam yine yanımdakini yerini almış masasına başını koymuş yatıyordu.Bu haftalar vize haftasıydı ve Sam'in bunu pek taktığını söyleyemem.Telefonu elinde her dakika her saniye Harry'le mesajlaşıyordu ve uyuması gereken zamanıda mesajlaşarak harcadığından çok nadir uyuyordu.Çantamı toplayıp Sam'i dürttüm.
"Zayn'le çıkıyorum"dedim ama beni duyduğundan emin değildim.Partiden sonra iki hafta geçmişti ve kendimi artık eski enerjime dönüşmüş gibi hissediyordum.Hiç olmadığım kadar mutluydum.David'le konuşup eski evimi tekrar kiralamıştık Sam'le.Kuzenini bırakıp bana taşınmıştı.Önümde duran arabadan Zayn indi ve hızlı adımlarla yanıma geldi.Tek hamleyle belimden tutup dudaklarıma kapandığında ona karşılık verdim.Bu artık rutinleşmişti.Zayn alır,Zayn bırakır,Zayn gelir,Zayn gider,Zayn öper,Zayn korur,Zayn gülümser vb.Hayatımın her anında vardı ve bundan ben asla şikayetçi değildim.Aksine güvende hissetmemi sağlıyordu.
"Nasılmış benim sevgilim?"dedi elimi tutup arabaya bindirdiğinde.Yanağına şapur şupur öpücükler kondurdum o kemerimi bağlarken.
"Çok fazla iyiyim"dediğimde kıkırdayıp arabanın etrafında dolaştı ve sürücü koltuğuna geçti.Yüzümdeki kocaman sırıtmayla cama başımı yasladım ve yan profilini izlemeye başladım.Direksiyonu kavradı ve caddeye çıktık.
"Nereye gidiyoruz?"dediğimde göz ucuyla bana bakıp "Seni lunaparka götüreceğim"dedi.Bu dediğine sesli hatta baya sesli bir kahkaha attım.
"Ne?Ne oldu?"diyip omuz silktiğinde tekrar güldüm.
"Sen ve lunapark mı?"dedim soru sorar bir ifadeyle.
"Seni mutlu etmeye çalışıyorum Kate"dediğinde kendimi tutamayıp yanağına bir buse daha kondurdum.
"Seni çok çok fazla seviyorum"dediğimde direksiyonu bıraktı ve çenemi tutarak dudağımı öptü.Bu o kadar kısa bir şekilde olmuştu ki kaza yapmamak için geri direksiyona kavradığında bende yerime geri oturdum.Yaklaşık yarım saat sonra arabayı park etmiş lunaparkta ilerliyorduk.
"Pamuk şeker istiyorum"dediğimde "Burda bekle."diyip yaşlı amcaya doğru ilerledi.Bende etrafa bir göz gezdirdim.Atlı karıncaya binen çocuklar o kadar tatlıydı ki.Sonra dönme dolaba binen sevgiliye takıldı gözüm.Kız erkeğe sıkıca sarılmıştı ve bu bana yükseklik korkumu aklıma getirdi.Gülümsedim.Tam o anda arkası dönük ilerleyen kadına gördüm.Siyah saçları vardı.Montunun kapişonunu kapatmıştı.Zayıftı.O kadar o kıza benziyodu ki kanım dondu.Geri mi gelmişti?Bu düşünce dikişlerimi sızlattı.Kendimi ona adımlarken buldum ve sinirle kapişonunu indirdiğimde "Elena!"diye çığlık attım.
"Sen de kimsin ya?"diyip bana döndüğünde içimdeki alev sönmeye başlıyordu.
"Üzgünüm hanfendi.Birine benzettim de"diyebildim zorlukla."Deli midir nedir ya."dedi beni ittirip ilerlerken.Boğulacak gibi oldum.O kızı geri dönmüş zannetnek o kadar berbattı ki.Bana çektiğim ve unutmaya çabaladığım acılarımı hatırlatıyordu.Bana dost dediğim birinden gelen ihanetleri,Zayn'in hataları,Sam'le kavgamı hatırlatıyordu.Kendimi güçsüz hissettiğim ve yanağımdan bir iki damla aktı.
"Al bakalım pamuk şekerini."diyen tanıdık sesi duyar duymaz arkama dönüp kollarımı ona buladım.Sıkıca ve hiç bırakmayacak gibi.Bir daha üzülmek istemiyordum.Mutlu olmak benim hakkımdı.Pamuk şekerin ikimizin yüzünü birbirine yapıştırması umursamayıp daha da sardım kollarımı...
***************
Sam...
"Ben korku filmi istiyorum Harold!"diye bağırdığımda banane dermiş gibi omuz silkti.
"The Notebook izleyeceğiz!"diye karşıladı beni.Histerik bir kahkaha attım.
"Ya biz çocuk muyuz ki-"diye başlayan itirazı mı"Aklına kötü fikirlerin dolmasını istemiyorum!Sen hep benim saf Sam'im ol istiyorum"diyip böldü.Derin bir nefes verdim.Bana saf demesi iyi bir şey miydi bilmiyorum ama bu dedikleri o kadar tatlıydı ki
"Yerim ben seni ya!"diyip yanağını öpücüklere boğdum.Ne yapıyım yani.O gamzeler falan...Kanımı hızlandıran bir gülüş attı bana.Sonra ne olduğunu anlamadan bir anda kanepede yatıyordum.Yanaklarım al al oldu.Harry beni ölürürcesine üzerimde kıpırdanıp dudaklarıma doğru eğildi.Sabırla beklemeye başladım.Fakat hiç beklemediğim bir şeyi yapıp başını omzuma koydu ve belimi elleriyle sardı.Utanırcasına ağzından bir şeyler geveledi.
"Şey..The Notebook izlemesek.En son izlediğimde ağlamıştım ben..
[][][]
Evet son bölüm de bitti.Size herşey için çok çok teşekkür ederim.Umarım bu kısacık bölümü beğenirsiniz.
YENİ KİTABIM KARANLIĞIN PENÇESİ.BAKABİLİRSENİZ NE MUTLU BANA..
SİZİ ÇOK FAZLA SEVİYORUM.BİR BAŞKA HİKAYEDE GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE.
Umarım beni unutmazsınız çünkü ben asla sizi unutmayacağım :) xx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merhaba Londra
RandomKate Londra'ya gider ve orda bir ev tutar.Tabi bu evde onun dışındanda birkaç kişi daha yaşıyordur.Kimi zaman adeta facia kimi zaman aşk dolu anların yaşanılacağı bir kitap.Eğlencenin ve aşkın son durağı neresi? Merhaba 1D..... Merhaba Londra....