7.BÖLÜM-HENÜZ TÜKENMEYEN UMUT

161 31 3
                                    

Küçük bir kelebek doğanın çağından kurtulmuş, kendini bir yağmur damlasında yıkıyordu. Hissedilmeyen ayakları yavaşça parmaklarımda yerini doldururken gülümseyerek ona baktım. Düşüncelerim bir hareniye düşüyor, orada pişirildikten sonra önüme sunuluyordu. Önüme sunulan düşüncelerle içimde bir yeis büyüdükçe büyüyor mutluluğum ıstırabıyla beraber sessizce kenara çekiliyor. Bir damla, yavaşça süzülüyor gökyüzünden. Kimseye dokunmadan, öylece kendi yolunda ilerliyor. Birbirine değmeyen garabet damlalar bana beni hatırlatıyor. Kimseye dokunmadan geçen hayatım, su gibi akıyordu. Evet ben bir yağmur damlasıydım. Gökten aşağı doğru düşüyordum ve nereye gittiğimi bilmiyordum.

Sarp hafızasının yerine geldiğini diğerlerine söylemişti ve herkesin bakışları muğlak bir edayla etrafı tarıyordu. Belirsiz bir duygu üzerimize çökmüş, herhangi birinden çıkacak bir sesi bekliyordu. Korkularım patika yolda ilerleyen arabanın tekerlekleri kadar zorluk çekiyor ve gün yüzüne çıkıyordu. Ya beklenmeyen bir tepkiyle karşılaşırsam diye düşünen bedenim beni tazibe soktu.

"Sandığımdan daha çabuk hatırlayan oldu! Bu mükemmel bir şey!" duyduğum sesle kafamı sabitlediğim kumdan, düşüncelerimin birbirine geçtiği korkularımdan yavaşça sıyrıldım. Sare'nin, kulaklarımı dolduran umut ve mutluluk dolu sesi ve gözleri içimde oluşan meşakkatli düşünceleri ortadan kaldırmıştı. Herkesin yüzünde korktuğum hayal kırıklığından çok umut vardı. Böyle olduğu için gerçekten mutluydum.

Yağan yağmura aldırmadan hepimiz yere her zaman yaptığımız gibi yuvarlak oluşturarak oturduk. Yağmura aldırmıyorduk çünkü yağmur bizi mihnet dolu umutsuzluklardan arındırıp, bir anne şefkati ile bizi yıkıyordu. Tarih tekerrür eder gibi kendini belirtti. Buraya bu şekilde ilk oturduğumuz zaman, konuştuğumuz şeyler umutsuzluk ve çaresizlik dolu cümlelerdi. Herkesin soracağı birçok soru, Sarp hakkında merak ettiği birçok ayrıntı olduğuna emindim. Doğrusu bende Sarp'ın kim olduğunu merak ediyordum.

"Eee kimmişsin peki? Lara'yla bir alakan var mı? Ya da bizi tanıyor musun?" Beria'nın sabırsız ve küçük bir çocuğun heyecanı ile çıkan sesi beni gülümsetti. Bugün ki aktüel konumuzun bu olacağını şimdiden anlamıştım. Sarp'ın hafızasının gelmesinin onlar yönünden kötü olacağını düşünmüştüm ama kötü düşüncelerimin sadece kendi içimde kaldığı için mutluydum. Beria'nın art arda sorduğu sorulara karşılık Sarp herkesle göz teması kurarak konuşmaya başladı.

"Ne Lara, ne sizle hiçbir alakam yok. Hiçbirinizi tanımıyorum." Sarp'ın kulaklarımı dolduran sesi, kalbimin tekrar meyusla dolmasına sebep oldu. Aslında bu beklediğim bir cevaptı ama içimde bir yerlerde Sarp'ın beni ya da bizden birini tanıdığı yönünde bir umut vardı. Sanırsam çok safderun bir yapıya sahiptim.

"Çok merak ediyorum, ne iş yapıyorsun?" normal fakat bir o kadar da imalı bir ses tonuyla sorulmuş bu soru tabi ki de Arsu'nun dudaklarından dökülmüştü. Sarp hakkında konuşulacak daha önemli ayrıntılarımız vardı fakat Arsu sabredemeyip bu soruyu ortaya atmıştı. Sarp'ın kulakları Arsu'nun sorusunu duyduğunda, avına odaklanan bir kurt gibi dikilmiş, birazdan ulamaya başlayacağını belli eden gözleri sinsice parlıyordu. Sarp dudağının kenarı ile gülümsedi.

"Bir şirketin sahibiyim." Sesi her ne kadar böbürlenmemek için uğraşsa da Sarp'ın geniş omuzlarının kabarması buna engel olmuştu.

"Yok artık." Dedi Arsu kulaklarına inanamayarak. Gözleri şaşkınlığını belli edercesine yuvalarından fırlamış, tüm bedeni ile Sarp'ın bir şirket sahibi olabileceğine inanmadığını gösteriyordu. "Bence senin hafızan henüz yerine gelmemiş."

"Arsu'cum farkındaysan bu ara benimle fazla ilgileniyorsun. Bu ilgi beni yanlış düşüncelere saptırıyor. Yoksa bana aşık mısın?" Sarp'ın şakayla sorduğu sorunun altında bir ciddiyet sezmiştim ama buna çokta aldırmadım. Sanki ses tonu öyle olmasını istiyor gibiydi. Sezgilerim her zaman kuvvetli olmuştu ve sonunda bu ikisinden bir şey çıkacağına emindim. Gülümseyerek kafamı iki yana salladım. Gözlerimi Arsu'ya çevirdiğimde şaşkınlıktan tuttuğu nefesini seslice geri verdi ve Sarp'a cevap vermek yerine susmayı tercih etti. Evet, şu anda Arsu için en iyi yol susmaktı.

KAYIP RUHLAR SİLSİLESİ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin