Elimdeki yarısına kadar viski dolu bardağı dudaklarıma götürdüğümde biraz da olsun ortamdaki muhabbeti dinlemeye çalıştım.
Ancak sonuç başarısızdı.
Hiç bir şekilde Jungkook'dan gözlerimi alamıyordum. Sanki sadece ona odaklanabiliyor gibiydim.
Parmaklarını yanındaki kızın belinde oynattıkça haddim olmasa bile sinirlendiğimi hissediyordum. Daha önce sadece bir kere gördüğüm adamın başka bir kıza asılması neden sinirimi bu kadar bozuyordu? Kızın çirkin olmasından kaynaklı mıydı bu? Ne zamandan beri dış görünüş benim için bu demli önemliydi? Ne zamandan beri bu kadar sığ düşünen bir insana dönüşmüştüm?
Gözlerimi kapadım ve Jungkook'u düşüncelerimden uzaklaştırmak adına kulağımı arkada çalan müziğe verdim.
Şarkının sıkıcılığı moralimi daha da bozduğunda gözlerimi hızlanaçtım ve tam da o an Jungkook ile göz göze geldim.
Gözlerim kapalıyken bana mı bakıyordu? Öyleyse de, neden bakıyordu?
Bakışları Hoseok'un belimden karnıma uzanan eline kaydıktan hemen sonra tekrar gözlerime çıktı.
Umursamadığını belli etmek istermişcesine yüzüne hoş bir gülümseme kondurdu ve bakışlarını benden çekti.
Ben ise hala ona bakıyordum.
Kâbul, Jungkook her genç kızın - ne saçmalıyorsam, her yaş grubunun - iç çekmesine neden olabilecek bir dış görünüşe sahipti.
Bu kişinin kadın olmasına gerek var mıydı? Eğer erkek olsaydım, yine Jungkook'u hoş bulabilirdim.
Gizemli bir aurası ve dış görünüşü vardı, ve resmen sizi kendine çekiyordu.
Tabii bunda kaslı kollarındaki dövmeler de birazcık yer oynuyordu. Kaşının üzerindeki piercing de ufak bir yere sahip olabilirdi, belki.
Belki.Ama o dövmeleri sildiğinizde, ve piercingi görmezden geldiğinizde lanet olsun ki Jungkook hala fazla derecede çekiciydi.
Nefesimi üfleyip başımı yere eğdiğim sırada şarkı değişmişti.
Sonunda sevdiğim bir şarkı çalıyordu.Lalisa yanında oturan Jennie'den dikkatini çekip bana döndüğünde ' ne oluyor? ' dercesine göz kırptı.
Sonra bakışmalarımıza Jennie'nin gözleri de eklendi ve ortaya ' ben biliyorum ' bakışlarını atarken ukalaca gülümsedi. Ardından kaşlarıyla Jungkook'u işaret ettiğinde Lalisa güldü ve onaylarcasına baş parmağını kaldırdı.
Gözlerimi devirip bakışmalarımızın son bulmasını sağladım.
Hoseok belimdeki elini bir nebze gevşetip yüzünü bana döndürdüğünde yalandan gülümsedim.
" Noldu, güzelim?" Tek kaşı havaya kalkmıştı ve gözlerinde sorgulayıcı bir bakış vardı. İç çekmeden edemedim.
Jungkook'un kime çektiği belliydi.
Yüzümdeki sahte gülümseme düşüp yerine gerçeği geldiğinde onun da gülümsemesi büyümüştü.
" Biraz sıkıldım." Başını salladı ve sol kolunda ki saate baktı.
" Birazdan yeni koliler gelecek, ben şimdi arka kapıya gideceğim. Geleceğim ama, sonra yemek yemeye gideriz." Başımı salladım.
Belimde hissettiğim sıcaklığın yok oluşuyla ağırlığımı sağ bacağıma verdim ve dirseğimi bar masasına dayadım. Ancak anlaşılan o ki bu gece yalnız olmak, benim kaderimde yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pinpoint | rosékook ✓
Fanfiction•tamamlandı• Ve eğer ki ben bilseydim, Tenime değen her iğne darbesinin acısıyla kalbime teker teker işlediğin duyguların acısının eş değerde olacağını bilseydim yara alacağım gerçeğini bu gecenin aksine, göz önünde bulundururdum Jungkook. Ve belki...