0.8 ✓

6.3K 498 61
                                    

Boynumdan sırtıma akan ter damlaları sinir kat sayımı teker teker arttırırken elimdeki su şişesini sertçe parkeye bıraktım. Kızların bakışlarını üstümde hissettiğimde omuzlarım istemsiz düştü ve uzun zamandır tutmaya çalıştığım kalkanımı tek çırpıda indirdim. Birazdan Lalisa'nın ne söyleyeceğini biliyordum, ayriyetten Jisoo ve Jennie'nin ona katılacağını da biliyordum. Ve maalesef ki ben de bu konuda Lalisa'ya katılıyordum.

" Böyle sahneye çıkamazsın." Az önce içtiğim suya rağmen hâlâ kuru olan boğazım yutkunmamı zorlaştırdığında odada garip bir ses yankılandı. Yerde ki desenleri incelerken anlayışla başımı salladım. Anne ve babasından azar yerken halının desenini inceleyen çocuklardan bir farkım yoktu şuan. Değişen tek şey benim büyümem, ve ailemin artık olmamasıydı. Artık hatalarım hoş görülmüyordu, artık çocuk değildim. Yaptığım her hareketin sonuçlarının farkındaydım elbet ama yine de yapıyordum işte. Anı yaşamak bazen insana zarar verebiliyordu.

" Yarın akşama kadar koreografiyi öğrenemeyeceğine göre." İçimden koca bir 'vay be' çektim. Bu kadardı yani. Sahneye çıkmamam onlar için bu kadar basit olmamalıydı. Onlar benden bu kadar çabuk vazgeçmemelilerdi. Alt tarafı bir gece olabilirdi, alt tarafı tahtadan yapılmış bir sahne olabilirdi. Ama biz, o sahnede hep birdik. Hep dört kişiydik, ve hep dört kişi olmaya söz vermiştik. Bu kadar çabuk pes edeceğimi onlara hissettiren neydi?

" Öğrenebilirim, sıkıntı yok. Yarın bütün gün prova yaparım." Kurduğum cümlenin ardından Lalisa'nın alay dolu gülmesi sinirlerimi alt üst ederken başımı kaldırıp ona en boş bakışlarımdan birini yolladım.

" Chaeyoung, zorlama bence." Arkasını döndüğü sırada yerden destek alıp hızlıca ayağa kalktım.

" Çıkmamı istemiyor musun? Dürüst olsana." Yüzünü bana çevirdi ve ağzını araladı.

" Ben öyle deme-"

" Tek yapman gereken son bir kez daha şu lanet koreografiyi bana göstermen." Gözlerini kıstı.

" Bütün hafta boyunca dansa ayıracak vaktin olmadıysa, benim de şuan sana ayıracak vaktim yok." Kaşlarım alayla havaya kalkarken bir kaç adım atıp aramızdaki mesafeyi en aza indirdim.

" Dansı arkadaşlığımızın arasına mı sokuyorsun?" Elini beline yerleştirdikten sonra titreyen göz bebeklerini bana dikti.

" Hayır, sen Jungkook'u arkadaşlığımızın arasına sokuyorsun." Güldüm. Böyle düşünmesi cidden ironikti. Ben yola çıktıklarımı yolda bulduklarıma satan bir insan değildim, ve asla da olmazdım. Doğruya doğru, bu hafta düzgünce aynı masaya oturamamıştık bile. Ama bu her daim yaptığım bir şey değildi, şimdi gelip bana böyle bir muamele yapmamalıydı. Yapamazdı.

" Boşversene, sahneye çıkmam olur biter. Hem böylece iki spot ışığı üzerinde olur. Daha çok ilgi çekersin, seversin sen ilgiyi." Jisoo kolunu omzuma koyduğunda sertçe ittirdim.

" Chaeyou-" lafını kesmekten çekinmedim.

" Ama ben o sahneye yarın çıkmazsam, bir daha asla çıkmam. O yüzden size üç kişi olarak kolay gelsin." Attığım adımlar canımı yakarken sertçe çantamı aldım ve prova odasından çıktım. Birinin gitme demesini bekledim, ama kimse hiç bir şey söylemedi. Dolan gözlerime inat dimdik vücudumla merdivenlerden sertçe indim. Çalışanların gözü üzerime kayarken umursamamaya çalıştım. Kulağıma dolan ses son anda durmamı sağladı.

" Nereye?" Hoseok'un sesi beynimde yankılanırken ayaklarım üzerinde döndüm ve ona baktım. Kırgın gözleri canımı yakıyordu, elimden ne gelirdi ki?

" Jungkook'a mı?" Cevap vermedim. Ne diyebilirdim? Ben söyleyeyim, hiç bir şey diyemezdim.

" Değdi mi Chaeyoung? Ya da değiyor mu?" Elimi yumruk yaptığımda tenimi delen tırnaklarım canımı yaktı. Ama sözler daha çok yakıyordu. Niye kimse nerede ve kiminle mutlu olduğumu önemsemiyordu? Bu hafta boyunca bencil biri olduğumun farkındaydım, ancak arkadaşlarımın bu denli bencil insanlar olduklarını bu zaman kadar nasıl farkedememiştim?

" Jungkook'u seviyorum Hoseok." Doğru olma yolunda ilerleyen bir yalan daha söyledim. Jungkook'u seviyor sayılmazdım, yani en azından öyle umuyordum. Şu son zamanlarda söylediğim yalanların haddi hesabı yoktu, yine de boşverdim ve sol omzumdaki şeytanın günah defterime bir çeltik daha atmasına izin verdim. Artık ne önemi vardı?

" Biz de seni seviyoruz Chaeyoung." Başımı yere eğdim. Aşırı duygu sömürüsü yüklenmesi vücuduma pek iyi gelmemişti. Dans etmekten yorulmuş kaslarım acısını şimdi çıkarmak istercesine sızlıyordu. Ama daha çok sızlayan başka bir yer vardı, kalbim.

" Sevgi ve aşk birbirinden farklı şeyler Hoseok." Güldü.

" O seni Rosé olarak seviyor, biz seni Chaeyoung olarak seviyoruz." Anlamını sadece benim bilebileceğim bir cümleydi bu. Derindi, ve yaralıyıcıydı. Doğru olan şeyler niye hep acıtıyordu?

" Öyle düşünmüyorum." Ezik hissediyordum, çünkü verecek cevabım yoktu. Daima hazır cevap olan ben, şimdi sadece susuyordum. Susmak zorundaydım.

" Görüşürüz Chaeyoung."

Kulüpten çıktım. Usulca arabama ilerlerken elimde çantamdan çıkardığım anahtarımı sallıyordum. Arabayı açtım ve içine bindim. Çalıştırdıktan sonra sokaktan hızlıca çıktım ve gideceğim yer için caddeye çıktım. Dövmecinin olduğu sokağa doğru arabamı sürerken saati kontrol ettim. Akşam 8'e geliyordu. Daha erken olduğu için gönül rahatlığıyla arabayı sokağa soktum ve bulduğum ilk boş yere parkettim. Telefonum hariç her şeyimi arabada bırakarak ayaklarımı zeminle buluşturdum. Hızlı adımlarla dövmeciye ilerlerken etrafın bu denli sessiz olması içime şüphe düşürmüştü. Sokakta bir tane bile insan yoktu. Dükkanın önüne geldiğimde burnuma dolan koku midemi bulandırdı. Dövmecinin açık kapısından içeri girdiğimde danışmadaki kızın olmadığını gördüm. Yavaş adımlarla içeri ilerledim. Ses çıkarmamaya özen gösteriyordum. Odadan içeri girdiğimde ağzım şok ile açıldı. Her yer dağıtılmıştı. Bütün odalara baktığımda hepsinin aynı durumda olduğunu gördüm. Hızlı adımlarla dövmeciden çıktım. Etrafıma bakınırken burnumu parmağımla kapattım. Anında parmağımı burnumdan çektim ve havayı kokladım. Kesilmiş hayvan kokusu ciğerlerime dolarken kusmamak için büyük çaba sarfediyordum. Kokunun kaynağını bulmak için dövmecinin yan sokağına attığım her adım korkumu beslerlen telefonumun fenerini açtım. Anında gördüğüm görüntü geriye adımlamama ve elimle ağzımı kapatmama sebep oldu.

Kâbul, işte bunu beklemiyordum.

...

•düzenlendi•

Artık yazamıyorum, berbat yazıyorum cidden özür dilerim

Sizce noldu

Görüşürüz kaçtım

pinpoint | rosékook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin