Jungkook derin bir nefes aldığında başımı eğdim.
Bu cümle çok şey anlatıyordu, ama asıl soru şuydu ki: Jungkook anlamış mıydı?
Ya da anlamak istemiş miydi?
Ben istememiştim. Şuan hissettiğim hiç bir şeyi istememiştim.
Ağzını açtı, ama tekrar kapattı.
Ne söyleyeceğini bilemiyor gibiydi, kim bilir kurduğum cümleleri nasıl algılamıştı.
" Chaeyoung." Başımı bir umut kaldırdım ve başımı döndüren dudaklarından çıkacak kelimelere odaklandım.
" Seni kırmak, istemem." Gülümsedim.
Kurduğu cümlenin davranışlarıyla örtüşmediğini bilmiyor muydu?
Bu cümle, Jungkook'a uymuyordu.Yumuşak sesi bu cümleyle birleştiğinde kalbimi eritiyordu, sadece bir saniye onun masum biri olduğunu düşünmemi sağlıyordu.
Ama değildi, Jungkook masum değildi.
" Önemli değil." Az önce döktüğüm bütün gözyaşlarını bu kadar kolay silip atabiliyordum işte. Çünkü karşımda Jungkook vardı. Onun bir cümlesi bile, beni unutmaya itiyordu. Zorundaydım.
" Hayır, önemi var." Ellerimi tuttuğunda nefesimi tuttum. O sırada tek dileğim kalp atışlarımı duymamasıydı.
" Konu sensen, önemi var Chaeyoung." Nefesimi verdim. Bu denli süslü cümleler beni mahvediyordu işte.
Jungkook'un ağzından çıkan her bir kelime ölüm fermanımı imzalıyordu adeta.
Yine göz yummaya devam ettim." Bak çok yumuşadım, bana göre değil bu." Güldüm. İçten gelen bir şey değildi ama sadece güldüm. O an önemi yoktu çünkü.
" Böyle giderse iddiayı bozmamı sağlayacaksın Chaeyoung, kendini toparla ve aşağı gel." Odadan çıktığında yalnızlığımın rahatlığıyla omuzlarımı düşürdüm.
Asıl istediğim buydu zaten: iddiayı bozmak.
Ama bozulmayacağını biliyordum.
İddiayı kafamdan silip attıktan sonra üzerime tişörtümü geçirdim ve ayağa kalktım. Aynadan kendime baktığımda kırmızı gözlerim bana göz kırpıyordu.
Kenardan aldığım kapatıcıyı göz altıma sürdüm ve dağıttım.
İyi gözüküyordum, kapatıcı ağladığımı gizlemiş, kırmızı gözlerimi bi nebze örtmüştü.
Acaba kapatıcı yaralarımı da örtebilir miydi?
...
" Bingo!" Jennie elindeki iskambil kağıdığını masaya vurarken gülümsedim.
Ne olursa olsun Kim Jennie kazanıyordu işte, çünkü ben oynamıyordum.
Başımı yasladığım yastığı düzelttikten sonra tekrar eski pozisyonumu aldım.
" Bence hile yaptı." Jimin ellerini göğsünde birleştirdi. Yüzünde hoşnutsuz bir ifade oluşmuştu.
" Siz oynayamıyorsanız ben napabilirim?" Herkes Jennie'ye söverken nefesimi üfledim.
Yanımda hissettiğim beden ile sağıma döndüm.
Hoseok elini saçıma getirdiğinde okşamaya başladı." Hiç iyiyim ayakları kesme." Sesi kısıktı. Gözlerimi dolan gözlerine çevirdim. Yüzünde hafif bir gülümseme oluştu.
" İyi olmanı istiyorum Chaeyoung." Başımı salladım. İki eliyle elimi sıkıca tuttu ve dudakları arasına götürdü.
Ama olmuyordu işte, Jungkook'un karşısında hissettiğim şeyi şuan hissedemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pinpoint | rosékook ✓
Fanfiction•tamamlandı• Ve eğer ki ben bilseydim, Tenime değen her iğne darbesinin acısıyla kalbime teker teker işlediğin duyguların acısının eş değerde olacağını bilseydim yara alacağım gerçeğini bu gecenin aksine, göz önünde bulundururdum Jungkook. Ve belki...