0.3 ✓

7.8K 605 117
                                    

Elimi sallamayı bırakıp, kalemin ucunu ağzıma götürdüm ve çiğnedim.

Kağıda yazdıklarımı tekrar içimden okumaya başladım.

Jung Jungkook'u etkilemenin yolları:

1-) gizemli ol
2-) seksi ol
3-) göster ama vermeyi reddet

Hızlıca kalemi masaya vurup arkama yaslandım. Gerçekten kafayı yemeye başlamıştım.
İddiaya girdiğimiz günün üzerinden bir hafta geçmişti ve ben daha hiç bir şey yapmamıştım!

2 ay 3 haftam kalmıştı, bir hafta benim için çok büyük bir kayıptı.

Kağıdı buruşturup çöpe yolladığımda ayağa kalktım.

En iyisi yanına gitmekti anlaşılan.

Jennie ve Jisoo'dan ses seda yoktu, sanırım dışarı çıkmışlardı.

Lalisa'nın ise odasından yüksek müzik sesi geliyor ve evin içini dolduruyordu. Koreografi hazırlıyor olmalıydı.

Boşverip odama girdim ve ardımdan kapıyı kapattım.

Dolabımın kapağını açtığımda elimi çeneme yerleştirdim ve gözlerimi kıyafetlerin arasında dolaştırdım.

Siyah boyfriend pantalonumu çıkardıktan sonra üzerime de saks mavisi uzun kollu, vücuda tam oturan ama göğsün bir kaç santimetre aşağısında biten crop'u da yatağımın üzerine fırlattım.

Üzerimi giydikten sonra belime siyah bir kemer taktım ve makyaj masama oturdum.

Yarım saat önce yıkadığım için hala ıslak olan saçlarımı kurutup fön çektikten sonra nasıl bir makyaj yapacağımı düşünmeye başladım.

Yüzümde ki kusurları yok etmek için hafif kapatıcı uyguladım ve pudraladım. Göz kapağımın rengini de pudrayla eşitledikten sonra göz şeklime göre ince bir eyeliner çektim. Kaşlarımı hafifçe doldurdum ve çok az rimel sürdüm.

Yanaklarıma biraz renk kattıktan sonra kırmızı tonlarındaki rujumu dudağımın içine sürdüm ve parmağımla dağıttım. Üzerine şeffaf bir lipgloss sürdüğümde makyajım bitmişti.

Koluma saatimi taktıktan sonra eğilip çorap çekmecemden siyah bir çorap aldım ve askıda ki siyah yandan asmalı çantamı omzuma astım. Sekerek çorabımı giyerken diğer yandan Lalisa'ya bağırıyordum.

" Ben çıkıyorum!" Her hangi bir tepki vermediğinde boşverip çantamın içinde ki parfümü üzerime bocaladım. Ayakkabımı giydim ve anahtarlarımı aldıktan sonra evi terkettim.

Merdivenlerden sekerek indikten sonra dış kapıdan çıktım: arabayı açtım ve sürücü koltuğuna oturdum.

Dövmecinin yolunu çok iyi bilmediğim için bulmam yaklaşık yarım saatimi almıştı. Eğer o sokağa arabayı parkedersem kesin çizerlerdi o yüzden ben de bir kaç sokak öteye parkettim.

Sokakta hiç bir değişiklik yoktu.
Her şey aynıydı.

Sonunda dövmecinin kırmızı ışıklı tabelasını gördüğümde derin bir nefes aldım ve kapıyı ittirdim.

İçeriye girdiğimi belli eden ses kulağıma dolduğunda yüzüme samimi olduğunu düşündüğüm bir gülümseme kondurdum.

Çalışan kız şaşkınca bana bakmaya başladı.

" Jungkook şuan döv...me yapıyor." Neden geldiğimi anlamıyor gibiydi.

Açıkçası ben de anlamıyordum, ama artık sorgulamayı bırakmıştım.

pinpoint | rosékook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin