Oy vermeyen ve yorum yapmayanlara bölüm yokmuş?
İyi okumalar hehe❤️...
ChaeyoungGözlerimi sıcak yatakta, Jungkook'un kolları arasında açtığımda mutluluk bedenime daha da yayılmaya başlamıştı. Islak saçlarım enseme yapışmıştı, kokusunu burnumun direğinde hissediyordum. Huzurla gülümsedim. Dün gece eve geldiğimizde beni yıkamış olmalıydı. Çok derin bir uykuda olmalıydım ki gram hissetmemiştim. Üzerimdeki bol gri tişört beni rahat ve özgür hissettiriyordu.
Kurtulmuştuk.
Yan yanaydık, kalp kalbeydik.
Kaybetmemiştik.Jungkook hafifçe kıpırdanmaya başladığında gözlerimi yumdum ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Jungkook yatakta doğrulduğunda gözümün bir tanesini açtım. Kulağıma dolan eşsiz kahkaha sesi diğer gözümü de açtırırken gülümsedim.
" Gideceksin sandım." Gülümsedikten sonra üzerime eğildi ve dudaklarıma minik bir öpücük kondurduktan sonra başını iki yana salladı. Ben onun tapılası güzellikle olan yüz hatlarını incelerken o da saçımı okşuyordu.
" Kızları özlediğini düşündüğüm için Jimin'e çağırmasını söyledim. Büyük ihtimal şuan aşağıda uyanmamızı bekliyorlardır." Heyecanla yataktan doğrulduğumda bileğimin acısıyla inledim. Elimdeki sargıyı şimdi farkediyordum. Jungkook elimi nazikçe tutup bandajın üzerinden öptü ve okşadı.
Bu kadar naif düşünmesi kalbime hiç iyi gelmiyordu.
" Adamlar biraz seni zorlamış olmalılar. Bileğinde doku zedelenmesi olmuş. Ama önemli değil. Çok zorlamamaya çalış. İyileşecektir." Başımı hızlıca salladıktan sonra aceleyle yataktan indim. Kızları, ve diğerlerini (!) o kadar çok özlemiştim ki şuan ışınlanmayı icat bile edebilirdim. Hafif nemli saçlarımı toplamak adına bileğimdeki tokayı alıp saç tellerimi bi noktaya topladığımda acıyla inledim. Dolu gözümden iri bir damla çeneme kayarken Jungkook anında dibimde bitti.
" Chaeyoung, dikkatli ol demiştim." Dudağımı büzüştürüp omuz silktim. Baş parmaklarıyla yanağımdaki yaşı silip elimdeki tokayı aldı ve yatağa oturtturdu.
" İlk üzerini değiştirelim olur mu?" Başımı salladım. Üzerimdeki tişörtü sakince çıkarttıktan sonra dolabına ilerledi ve tişört aramaya başladı. İç çamaşırlarımla durmak beni gram rahatsız etmezken karşımdaki aynadan kendimi inceledim. Eskiden beğendiğim kadar beğenemiyordum kendimi. Vücudum daha güçsüz ve ezik hissettiriyordu artık beni. Görünen kaburgalarım yüzümü ekşitmeme sebep oldu. Çok kilo vermiştim, resmen bir deri bir kemiktim. Jungkook elindeki siyah tişörtle bana döndüğünde gözü karnıma takılmıştı.
" Ne zamandır düzgün bir şey yemiyorsun?" Omuz silktim.
" Sana gidip vitamin almalıyım, sağlıksız görünüyorsun." Eliyle bacağıma vurduktan sonra devam etti:
" Baksana bacağın bileğim kadar kalmış." Yüzüm istemsiz düşmüştü.
" Beni böyle beğenmiyorsun değil mi?" Gözlerini kıstı. Eliyle yanağımı okşadıktan sonra güldü.
" Ben seni her halinle beğeniyorum Chaeyoung. Sadece sağlıksızsın. Bu canımı sıkan tek şey." Bir şey söylemedim. Tişörtü hızlıca giydirdikten sonra tarakla saçımı taradı ve beklemediğim kadar güzel bir şekilde ördü.
Ben bunu hakedecek n'apmıştım?
Sorumu duymuşcasına gülümsedi ve tek elimi tutup yataktan kaldırdı.
" Kardeşimin saçlarını küçükken ben örerdim. Yani annemin ölümünden sonra." Başımı salladım.
" Ne zaman tanıştıracaksın beni?" Güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pinpoint | rosékook ✓
Fanfiction•tamamlandı• Ve eğer ki ben bilseydim, Tenime değen her iğne darbesinin acısıyla kalbime teker teker işlediğin duyguların acısının eş değerde olacağını bilseydim yara alacağım gerçeğini bu gecenin aksine, göz önünde bulundururdum Jungkook. Ve belki...