0.5 ✓

7.4K 568 130
                                    

Jungkook'un elleri belime sarılıydı, ve başını boynuma yaslamıştı. Derin nefesleri uyuduğunu kanıtlıyordu.

Bütün gece durmadan ağlamıştı, saat sabah 5'i biraz geçiyordu ve Jungkook uykuya dalalı çok olmamıştı.

Gece boyunca ayakta olmama rağmen gözüme bir türlü uyku girmek bilmiyordu. Çünkü şuan olduğumuz pozisyonun yanlış olduğunu biliyordum.
Biz birbirimize duygu beslemeyen insanlar olduğumuzdan dolayı bu pozisyonda bulunmamalı ve kendimizi kandırmamalıydık. Biz bunu haketmiyorduk.

En azından Jungkook için aramızda şey, iddiadan fazlası değildi. Neden böyle davranarak kafamı karıştırıyordu? Çağırabileceği milyonlarca kişi arasından, neden beni seçmişti?

Aptal değildim duygularımın, hoşlantımın farkına varabiliyordum. Kalp atışlarımın anlamını biliyordum, hissettiğim çaresizliğin beni nereye sürüklediğini biliyordum. Uçurumun ucuna sürükleniyordum ve, Jungkook beni iten kişi olacaktı.

Bunu her şeyden iyi biliyordum.
Ve buna göz yumuyordum.
Yummamalıydım, ama yumuyordum işte.
Çünkü hoşuma gidiyordu, Jungkook'la yakın olmak; onunla gerçek birer sevgiliymiş gibi olmak.
Ama hepsinin yalan olduğunu biliyordum.
İkimize dair her şeyin rolden ve yalandan ibaret olduğunu biliyordum.
Ama kabullenemiyordum işte, hissettiğim hoşlantı bunun önüne geçiyordu. Ki hissettiğimin duyguların bir süre sonra hoşlantıdan bir basamak yükseğe erme ihtimali beni korkutuyordu. Yüksek bir ihtimaldi bu, gerçek olması her şeyden daha yakındı.
Keşke biz de gerçekliğe biraz olsun yaklaşabilseydik, keşke biraz olsun hayal olmasaydık.
Ama ben çok iyi biliyordum, gerçek değildik ve olmayacaktık.

Jungkook benden ne hoşlanacaktı, ne de beni sevecekti.
Bense, bu iptal iddiayı devam ettirecektim. Ufak bir umutla.

...

Yanağımı yasladığım elimin uyuşmuş parmaklarını oynattım ve boş bakışlarımla televizyondaki diziyi izlemeye devam ettim.

Neler döndüğünü bilmediğim diziyi saatlerdir izliyordum, aslında izliyor sayılmazdım bile. Sadece bakıyordum. Amacım evin içindeki sessizliği gidermekti, yoksa içimde hissettiğim çaresizlikte can verecektim. Böyle olmamalıydım, hayatımı mahvetmemeliydim.Her daim güçlü olmalıydım çünkü düştüğümde tekrar kendim ayağa kalkacaktım. Kimse elimi tutmayacaktı.

Yerde kalırsam, insanlar üzerime basıp geçerlerdi.
Ve ben buna göz yumamazdım, hayatımı kendi ellerimle, kendi çabamla mahvedemezdim.
Hem daha duygularımdan emin bile değildim, sadece etkilenmiş olamaz mıydım?

Kapı açıldığında kızlar içeri girdi ve evin için anında neşeyle doldu. Lalisa poşetten çıkardığı bira şişelerini havada sallarken yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

Jennie bedenini koltuğa attı ve battaniyemin içine girdi. Kollarını bana doladı.

Hepsi kendilerince beni teselli etmeye çalışıyordu, oysa neler döndüğü ile ilgili gram fikirleri yoktu. Yine de sesimi çıkarmadım. Jennie beni nefes alamayacağım kadar sıktığında onu kendimden uzaklaştırdım.

Hem hava sıcaktı, hem de içim yanıyordu benim. Üzerimdeki kıyafetleri yırtıp atmak ve üzerinde tepinmek istiyordum.

Kızlar kendi aralarında ufak bir bakışma gerçekleştirdiler ve beraber mutfağa ilerlediler. Kafama çok takmadım ve battaniyeyi üzerimden attıktan sonra ayağa kalktım ve sinirle üzerimdeki tişörtü çıkardım ve kenara fırlattım. Saçımı havalandırdığım sırada duyduğum ses bütün şalterlerimi attırdı. Yaşım olsa, menopoza gireceğim derdim ama alakası bile yoktu. Tenim ateş gibi yanıyordu sanki.

" Sürpriz!" Duyduğum bağırışın ardından dış kapıdan giren, ve girdikleri gibi ağızları açık bana bakan Hoseok, Jungkook, Taehyung, Yoongi ve Jimin beşlisine sadece tepkisizce baktım.

Üzerimde ki siyah sütyenin göğüs uçlarımı belli ettiğini biliyordum. Ama tepki verme yetimi kaybetmiş gibiydim.

Şuan beni soysalar, tepki vermezdim.

Nedenini bilmediğim bir şekilde gözümden çeneme ufak bir damla yaş düştü. Jungkook'la göz göze geldik.

Omuzlarım düşerken o koşarak yanıma geldi ve koltuğa fırlattığım tişörtü hızlıca göğsüme sardı.

Bedenimin kontrolünü kaybetmiş gibiydim. Şimdi avutma sırası ondaydı. Rolleri değişmiş gibiydik.

Nedenini bilmiyordum, hiç bir şeyi bilmiyordum. Neden nedensiz ağlıyordum? Canım acıdığı için mi? Beni sütyenle gördükleri için mi?

Ağzımdan ufak bir hıçkırık kaçtığında Jungkook'un beni kucağına almasına engel olmadım. Merdivenlerden hızlıca çıkarken arkada duran 4 erkek utandığımı düşünüyordu.

Ama ben, utanmamıştım.
Sadece ağlamak istemiştim ve bu da sebep olmuştu bana.

Jungkook kapısında adımın yazılı olduğu kapıyı ittirdi ve kucağında bedenim ile içeri girdi. Kapıyı ayağıyla kapadıktan sonra hızlı adımlarla yatağa ilerledi ve beni yumuşak yatağıma bıraktı.

Boşlukta hissettim.
Jungkook'un teninin sıcaklığı benden uzaklaştığı için canım acıdı. Bu öyle bir histi ki, o ten hem canımı yakıyordu; hem de iyi hissettiriyordu.

Ciddi ciddi kafayı yemeye başlamıştım.
Sütyenimin gözükmesine aldırmadım bile, o an onu unutmuştum.

Jungkook baş parmaklarıyla gözlerimden akan yaşları yavaş yavaş silerken sertçe ellerini ittirdim.

" Kendini avutmak zorunda hissetme." Duygu yüklü bakan gözleri sinirle kısıldı.

" Ne..." Konuşmasına izin vermedim, çünkü duymak istemiyordum.

Sesi de canımı yakıyordu çünkü.
Sahip olamadığım her noktası beni paramparça ediyordu.

" Ben sana iyi davrandım diye, sen de bana iyi davranma. Zorunda değilsin." Göz yaşlarım sonunda dinmişti, yüzümde bıraktıkları yapışkanlığı elimin tersi ile sildim.

" Niye dikenlerini çıkarıyorsun Chaeyoung?" Yutkundum. Ne diyeceğimi bilemedim.

Elleri ellerime değdiğinde irkildim.

" Neden uzaklaşıyorsun?" Bunu soruyor muydu sahiden? Güldüm.

Gözlerim tekrar dolmaya başlamıştı işte.

Başımı kaldırdım ve onun da dolu dolu bakan gözlerine diktim gözlerimi.

O dolu gözler bana doğruyu söyler miydi?
Doğru neydi ki?

" Neden biliyor musun?" Gözümden çeneme doğru bir yaş aktı. Burnumu çektim. Şuan konuşmasam, bir daha ağzımı açamazdım.

" Çünkü canımı yakıyorsun Jungkook." Kaşlarını çattı.

" Ve ben buna izin veremem."

...

*düzenlendi*

Hüzün yüklü saçma sapan bir bölüm.
Ayrıyetten kısa ve özensiz

İçime gram sinmedi, yine de umarım severek okuyorsunuzdur ' hala '

İyi geceler

pinpoint | rosékook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin