0.7 ✓

6.8K 529 196
                                    

Zorlukla araladığım gözlerimi tavana diktim.

Uzun bir süredir uyku sorunları yaşamama rağmen dün gece uyumakta herhangi bir sorun yaşamamıştım. Belki de buna yastığa sinmiş koku engel olmuştu, bilmiyordum.

Başımı yana çevirip yatağın boşluğunu inceledim.
İncelenecek bir şey yoktu ama sadece baktım.

Bir zamanlar yanımda yatan bir beden olduğunu belli eden kırışık örtü gibi yüzümü buruşturdum. Üzerimdeki hafif yorganı tekmeleyerek üzerimden attığımda gıcırdayan yataktan hızlıca kalktım. Odanın içinde ilerleyip banyoya girdim ve kapıyı kilitledim.

Ufak aynadan kendime bakarken içimdeki öğürme isteğini bastırdım. Cidden iğrenç görünüyordum, Jungkook beni böyle görse benimle bütün bağını keserdi. Aramızda her hangi bir bağın varlığını tartışabilirdik tabii, ama olsun.

Yüzüme çarptığım soğuk su vücudumu titretirken saçıma gelen su damlalarına da lanet okudum. Niye hep aynı şey oluyordu? Kenardaki tarağı elime aldım ve dağılmış saçlarımı düzelttim. Belki tarağını kullanmama kızabilirdi ama gram umrumda değildi. Dün gece ' sen benim sevgilimsin ' demeyi iyi biliyordu. Sonuç olarak kız arkadaşı olarak istersem tarağı ondan çalabilirdim bile, bence bu yetkiye sahiptim. Aynanın önündeki rafta gördüğüm şey ile yüzüme sinsi bir gülümseme kondurdum. Uzanıp diş fırçasını ve diş macununu elime aldım.

Kâbul, bu biraz iğrenç olabilirdi. Ama ortada Jungkook varsa bana hiç bir şey iğrenç gelmezdi. Hem dün resmen öpüşmüştük. Aynı şey sayılırdı. Dişlerimi hızla fırçaladıktan sonra bileğimde ki tokayla saçımı yukardan at kuyruğu yaptım ve banyodan çıktım. Yatağın örtüsünü düzelttim ve odayı terkettim.

Üzerimdeki bol beyaz tişörtün bolluğunun rahatlığıyla merdivenlerden inerken hafif bir şarkı mırıldanıyordum. Keyfim oldukça yerindeydi. Mutfak olduğunu düşündüğüm yere ilerledim. Kapıdan girdiğim vakit sırtı çıplak Jungkook ile karşılaşmayı beklemiyordum.

Sırt kasları yutkunmama sebep olurken, dövme dolu kollarına da göz attım. Kâbul etmek lazımdı, Jungkook'un vücudu şu ana kadar gördüğüm en iyi erkek vücuduydu.

Kalçasında salık bir şekilde duran gri eşofmanına da ufak bir göz attıktan sonra gözlerimi kırpıştırdım ve yanına yaklaştım. Zıplayarak mermere oturduğumda bana döndü. Elindeki tavayı sallarken gözüme bakıyordu.

" Günaydın." Yüzünde hafif bir gülümseme vardı. İç çekmek istedim. Günüm şimdi aymış gibiydi.. Kendi kendime sırıtırken gözlerimi kırpıştırdım.

" Günaydın, n'apıyorsun?" Gözleriyle tavayı işaret ettiğinde başımı salladım. Duvardaki saate baktığımda yüzümü buruşturdum. Saat daha çok erkendi.

" Öğlen 2'de kulüpte olmalıyım, provamız var." Tavayı ocağa bıraktı ve vücudunu bana döndürdü.

" 2 mi? Çok erkenmiş. Belki bir şeyler yaparız diye düşünmüştüm." Kalp atışlarım hızlanırken gözlerimi kırpıştırdım. Nasıl tek bir cümlesiyle, hatta kelimesiyle kalp atışlarımı bu denli hızlandırabiliyordu? Gülümsedim.

" Maalesef."

Masayı kurmasına yardım ettikten sonra hızlıca açlığımı bastırmak adına ufak bir kaç şey atıştırdım. Aklımda eve gidince duş almak olduğundan en az saat bir gibi evde olmalıydım.

" Ben gidiyor-" Jungkook'un kaşları hızla çatıldı.

" Saat daha on iki bile olmadı." O da kendince haklıydı tabii.

" Duş da alacağım erken çıksam iyi olur." Aslında bir an önce gitmek istiyordum, yanında ne kadar çok uzun kalırsam etkisi o kadar fazla oluyordu.

" Temiz havlum var, eh banyom da var. Su faturasını da dün ödedim, yani suyumuz da var. Niye küvetimi şenlendirmiyorsun?" Dudağı sağa doğru kıvrılırken güldüm ve gözlerimi devirdim.

" İç çamaşırlarım yok, sütyen giymesem olur da pantolonum canımı çokça yakar." Göz kırptığımda güldü ve masadan kalktı. Elimden tutarak beni de kaldırdığında şaşkınca peşinden gittim. Merdivenlerden çıkıp odasına girdiğimizde elimi bıraktı ve dolabına ilerledi. Elindeki iç çamaşır poşetini yatağa bıraktığında kaşlarımı çattım.

" Sorgulama, dolaptan havlu alabilirsin." Dediğini yapıp banyoya ilerledim ve kapıyı ardımdan kapattım. Beyaz havluyu dolaptan alıp astım ve üzerimdekileri çıkardım. Suyu ayarladığımda yanan vücudumu soğuk suya bıraktım. Çok oyalanmak istemediğim için parmak ucuna çıkıp onlarca şampuan arasından birini elime aldım. Kapağını alıp açtığımda burnumu yaklaştırdığım da yüzümü buruşturdum. Bu onun saçlarının kokusu değildi. Teker teker kullandığı şampuanı ararken haylice vakit geçmişti. Sonunda bulduğumda gülümsedim ve resmen beynime kadar kokuyu içime çektim.

Avcuma döküp köpürttükten sonra hızlıca saçlarımı yıkadım. Vücudumu da yıkadığımda saçımın suyunu sıktım ve suyu kapattım. Havluyu vücuduma sardıktan sonra ufak saç havlusuyla saçımın suyunu aldım ve biraz ıslak kalmasını sağladım. Kapıyı açıp buhar olmuş banyodan çıktığımda Jungkook'un başı eş zamanlı olarak bana döndü.

Yüzündeki hafif gülümseme eşliğinde yataktan kalktığında sırıttı.

" Gelmeyi düşünmüyor musun?" Gözlerini devirdikten sonra tebessüm etti.

" Korkma, ilgi çekici olmayan vücuduna bakmayacağım. Meraklısı da değilim." Güldüm. İlgi çekici olmayan mı demişti o?

Gözlerimi kırpıştırdığımda göz temasımızı kesmedi.

Üzerimdeki havluyu yavaşça açıp serbest bıraktığımda yüzü dondu.

Karşısında olabileceğim en çıplak halimle dururken gözleri yavaşça bedenimi inceledi. Saçlarımdan akan su vücudumda bir yol çizerken bir kaç adım attım ve soğuktan dikleşmiş göğüs uçlarımın çıplak göğsüne değmesini sağladım. Yutkundu.

" İlgi çekici olmayan?" Kaşlarımı kaldırdım. Adeta ağzını bıçak açmıyordu.

Göğsüne biraz daha yaslandığımda nefesini tuttu. Arkasındaki iç çamaşır poşetini alıp bedenlerimizi ayırdım. Rahatlıkla banyoya doğru ilerledim ve kapıyı açtım. Son kez ona döndüm.

Göz kırptıktan sonra kapıyı kapattığımda yüzümde sinsi bir gülümseme vardı.

Yaramaz biri olmayı seviyordum.

...

•düzenlendi•

Kusuruma bakmayın, yazmayı unutmuşum ben

Artık Rosé'nin yaramaz hallerini ve Jungkook'un yediği ***ları gün yüzüne çıkarma vakti geldi bence :)

Rosé'nin yaramaz hallerini sevdiniz mi

İyi geceler

pinpoint | rosékook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin