The Police - Every Breath You Take
Satır arası yorumlarınızı bekliyor olacağım❤
Lara Erez;
Gözlerimi açtığımda odada yalnız olduğumu görmemle dizlerimi karnıma doğru çekip cenin pozisyonunu aldıktan sonra bakışlarımı yere indirdim. Canım yanıyordu ama bu acı fiziksel bir acı değildi tamamen ruhsaldı.
Umutsuzluk muydu bu hissettiğim? Veya korku mu? Ya da çaresizlik? Belki de hepsi...
Ruhumda perçinlenen bu duygulara bir ad veremiyordum artık.
Merih'in hislerime ortak olmasından nefret ediyordum.
Merih'in hislerine ortak olmaktan nefret ediyordum çünkü yalnızca öfkesini yansıtıyordu bana.
Yalnızca nefretini iliklerime kadar hissedebiliyordum.
Oysaki o benim tüm hislerimi anında anlıyordu. Korkumu, üzüntümü, acımı ve çaresizliğimi ondan saklayabileceğim bir sırrım yoktu. Ruhum tüm çıplaklığıyla gözlerinin önündeydi. Bunlara rağmen bana güvenmiyordu. Bunlara rağmen benden nefret ediyordu...
Kamber'le konuştuğumu benim yüzümden anlamıştı çünkü ondan hislerimi saklayamıyordum bir türlü. Yaptığım kalkanlar Merih karşısında bir işe yaramıyordu. Onun karşısında tüm kalkanlarım tuzla buz oluyordu. Bana dokunduğu an sakladığım her şeyi anında seziyordu.
Beni resmen tehdit ediyordu. Eğer bir daha Kamber'le konuşursan onu öldürürüm diyordu. Kamber geçmişime ait sahip olduğum yegâne kişiyken onunla konuşmama nasıl izin vermezdi ki? Geçmişimi hatırlamama yardım edebilecek tek kişi Kamber'di.
Merih bu dünyada tanıyıp tanıyabileceğim en gaddar adamdı.
Benden ne istediğini anlayamıyordum bir türlü. Amacı neydi bu adamın?
Benden nefret ediyordu ama herkese kendisine ait olduğumu söylüyordu. Başkalarıyla konuşmama izin vermiyor ve yaptığım her şeyin hesabını soruyordu. Aldığım soluklar bile bana ait değildi sanki.
Bağlar yüzünden olduğunu söylüyordu ama bir çözüm yolu varken bunu benden saklıyor ve bağları kırmama izin vermiyordu. Eğer bu lanet bağlardan kurtulursak birbirimize olan mecburiyetimiz de son bulacaktı.
Ama izin vermiyordu. Ne gitmeme izin veriyordu ne de yaşamama...
Merih Ferec tüm dengelerimi alt üst ediyordu ve bundan gram pişmanlık duymuyordu.
Bazen bana iyi davranıyor ve ruhuma umut tohumları serpiyordu sonraysa bu tohumlar yeşermeye başladığı an tüm umutlarımı kökünden koparıp atıyordu. Bana kalansa ruhumda açılan o yaraların üzerinde yas tutmak oluyordu.
Zaten yaralı olan ruhumun daha da çok ıstırap çekmesine neden oluyordu ve bunu zevkle izliyordu. Oysa ikimizde aynı derecede acı çekiyordu. Sanki benimle birlikte kendisini de cezalandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cevf-i Leyl Müphem
FantasíaFantastik'de #1 22.11.2018 Genel kurgu'da #1 16.08.2018 Geçmişine dair hiçbir şey hatırlamayan Lara onu öldürmek isteyen adamlardan kaçarken bir anda kendisini Gece Yarısı şehrinde bulur. Merih Ferec, Gece Yarısı şehrinin hâkimi. Duygusuz, gaddar ve...