°13°

5.7K 441 246
                                    

Bol bol yorum yapın bende yeni bölümü erken atıyım ketçaplı sütlerim~

"Nasıl yani okul gecesine nasıl katılmazsın Yubi?"

Önümdeki hiç tadına bile bakmadığım salatayı çatalımla çevirip duruyordum. Ta ki adımı duyana kadar.. Kafamı kaldırıp sorusuna cevap bekleyen meraklı bakışlara döndüm.

"Okul gecesine gelsem ne olacak sanki Dha-re?" dedim sınıfımdaki ilk defa konuştuğum kıza. Umursamaz bir tavırla başını diğerlerine çevirdi.

"Ee kızlar, ne giyeceksiniz?" 
Konu açılır açılmaz masadaki tüm kızlar konuşmaya başladı.
Gürültüden kaçmak için hiç yemediğim yemeğimi masada bırakıp yemekhaneden dışarıya çıktım.

Ellerimi cebime koyup yürüdüm. Yerdeki çizgileri takip ederek.. Belki de bu çizgileri ezberlemiş falan olmalıydım ne zaman düşüncelerimden kurtulamasam okulun bahçesine çıkar yere bakarak tur atardım.

Yürürken arkadan gelen taş atılma sesiyle irkildim. Arkama baktım fakat birkaç çocuk öylesine eğleniyordu.

Sanırım paranoyak falan olmuştum. Bu anı bir kez daha yaşadığımı hatırlıyordum. Gene yürüyordum ve arkamdan bir çift ayak sesi gelmişti ve bende korkup arkama bakmıştım. O sırada ise Jungkook ile ilk karşılaşmamız olmuştu.

Her ne kadar bu karşılaşmanın bir ilk olduğunu söylemese de..

Jungkook'la tanışmıştım ve herşey o zamana kadar normaldi. Hiçbir sorunum yoktu ortada benden nefret eden bir katil yoktu. Herşeyim Jungkook'la başlaması ama Jungkook'la ilgili hiçbir kanıt bulamamam sinirimi bozuyordu.

Nacheong'un eski evinin anahtarının Jungkook'ta ne işi olabilirdi diye kaç kez polise inkar etsemde polis bu anahtarlıktan yüz binlerce olduğunu söylemiş ve Jungkook'un yerde bulduğunu söylemişti.

Ben yine de inanmak istediğim şeye inanıyordum. Çünkü başka inanabileceğim bir gerçek yoktu ortada.

Kafama gelen darbeyle sendeledim. Aşırı ağır gelen basketbol topu.. Ve o topun her seferinde tüm bu insanların içinde benim kafama gelmesi.. Ve neredeyse her ay mutlaka bir topun yanlışlıkla  gelmesi birde etraftaki sinsi gülüşmeler..

Bu sefer her seferki olduğumdan hiç sakin değildim. Alttan alamayacak kadar sinirliydim ve bıkmıştım. Arkama döndüm yavaşça basketbol sahasındaki çocuklara baktım hızlı hızlı nefes vererek.

İçlerinden biri gülmesini kesip konuştu. "Ups! Özür dilerim.."

Yutkundum hala gülüyorlardı. Etraftaki bir kaç kız da öyle.

"Bu kaçıncı top oldu Min Yoongi?" Dedim sesimin sertliğini aldırış etmeden elimdeki yumruğu arkama gizledim. Tırnaklarımı avucumun içinde hissetmeye başlamıştım bile.

"Demekki toplar seni çok seviyor Yubi." Dediğinde gülüşler daha da arttı.

Bir kaç adım yanlarına doğru yaklaştım sert ve koca adımlarımla.
Min-okulumuzun çok bilmiş basketbolcusu-Yoongi'nin önünde durdum.

Bana alay geçercesine çok korktum bakışları atıyordu.

"Sen ve arkadaşların.." söylemek için biraz daha bekledim ve konuşmaya devam ettim "..hepiniz birer aptalsınız."

Karşımdaki çocuk bu sefer biraz sinirlenmişe benziyordu ki biraz korkmamış değildim. Sonrasında ise  gülümsedi.

"Se Yubi.. Se Yubi.." adımı sanki tehdit edermişçesine söylüyordu. Konuşmaya devam etti. "Senin gibi aciz bir kız bu lafları nasıl edebiliyor?"

Reset/JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin