Reset/JJK

°15°

Duramadım gene yb atamadan.

Oy sınırı var. Eğer belirlediğim sayıda ne zaman oy gelirse o zaman yb atıcağım.

eller oylaraaa,,,

İyi okumalar🐾

Kafamı uyuya kaldığım masadan kaldırdım. Bilgisayarın kapağı açık ekranı kapalı bir şekilde duruyordu.
Yanındaki kağıtlar kalemler ve araştırmalarım..

Elime bir kağıt aldım. Ve dün gece anlamadığım onca yazılara göz gezdirdim. Yerine koyup duvardaki saate baktım.

Okula geç kaldığımı fark edince o kadarda fazla takmadım. Zaten bugün izinli olma şansım vardı. Ayrıca okulda olan olaylardan sonra bir daha geri dönmek isteyebileceğimi sanmıyordum.

Çünkü düne kadar az kalsın ölüyordum.

Telefonun çalma sesiyle beraber kim olduğuna baktım.

"+82****.."

Açmayacaktım fakat çok fazla çalınca alıp kulağıma götürdüm.

"-Alo.. Kimsiniz?"

Kısık çıkan sesimi fark edip boğazımı temizledim. Karşı tarafın konuşmasını bekledim.

"15 dakikaya kadar aşağıda ol."

Konuşanın Jungkook olduğunu anlamamla birlikte dediğini tekrar tekrar düşündüm. Ağzımı konuşmak için araladım.

"Anlama-"

Sözümü kesen gene o olmuştu.

"Tekrar söylettirme, anladın işte birazdan orda olurum."

Konuşacakken telefonun yüzüme kapanmasıyla öylece kaldım.
Onunla dünden sonra bir yere gideceğimi falan sanıyorsa deli olmalıydı.

Üstelik bugün için doktor randevumu erteleyemezdim.
Odama çıkıp giyindim. Gözümün altındaki morluklar korkutucu gözüyordu. Yüzümü bir elden geçirip dışarıya çıkmak için hazır bir şekilde bekledim.

Saate baktım ve 15 dakikayı geçmişti bile.

"..Gerçekten gelmiş olamaz öyle değil mi?"

Kapının önünde duraksadım fakat birkaç saniye sonra açıp etrafa baktım. Kimse yoktu. Rahatladım.

Kapıyı çekip üstüne kilitledim.

"Nerde kaldın?"

Arkamdan gelen sesle çığlık attım. Dönüp baktığımda Jungkook yan tarafta motoruna yaslanmış bir şekilde duruyordu.

"Se-senin burda ne işin var?!"

Gözlerini dikmiş üstümde gezdirdi. Sorumu yanıtsız bıraktı. Şaşırmadığım birşey değildi de.

"Atla arkama."

Gözüme gelen saçımı çekip kulağımın arkasına attım.
"Pardon ama seninle hiçbir yere gitmiyorum."

"Hastaneye gitmeyecek misin işte? Göründüğü gibi geçte kalmışsın."

Telefonumdaki saate bakıp dudağımı ısırdım. Haklıydı.

"Atla hadi ne duruyosun?"

Ağır adımlarla gelip arkasına oturdum. Ellerimi omzuna koydum.

"Birden utangaç mı oldun?"

Gözüne baktığımda ellerime baktığını gördüm. Oflayarak ellerimi beline sardım. Kafasını öne geri çevirdiğinde söylendim.

"Oldu mu şimdi?"