Merhabalar,merhabalar eheheh! Gecenin bu yarısı bölüm bitirdim. Çok fena uykum var ve tüm zahmetler sizler için. Elimden geldiğince uzun tutmaya çalıştım ama gözlerim artık istemsiz kapanıyor,üzgünüm. Size söylediğim gibi bölümü gece yayınlıyorum ajhsh. Uyandığınızda sevinin lan. Şimdi herkes uyuyorlan vay be! ajhs. Yazım yanlışları mutlaka olacaktır, mahsur görmenizi umuyorum. Hadi size günaydın, bana tatlı rüyacıklar! Multimedyaya şarkı yarın gelebilir. Kötü oldu bu bölüm ama nette sorun olmasaydı daha uzun ve iyi olabilirdi. Size söylediğim gibi 1 hafta bölüm yok artık idare edeceksiniz :/ 1 hafta sonra görüşmek üzere...
ÜSTTEKİ YAZIYI OKUYANLAR İÇİN SONSUZ TEŞEKKÜRLER!
KEYİFLİ OKUMALAR HERKESE!xXx
Ben bunları düşünürken onların çoktan salona geçtiklerini fark ettim. Kızın inlemelerine Niall'da katılmış ve gittikçe büyüyorlardı. Burada durup onları izleyemezdim. Ellerimin tersiyle göz yaşlarımı sildim. Merdivenlerin başlıklarına tuttanarak geri odaya dönmeye karar verdim. Ayağımın sargısı gittikçe açımış neredeyse yerde geziniyordu.Ayağıya ikildim ve şu an umrumda olmayan sargıları kafamdan bir kenara attım. Kapıya ulaştığım sırada başımın döndüğünü fark ettim. Yolun geri kalanını duvara tutunarak sendeleye sendeleye yürümeye devam ettim. Yatağa ulaşınca kendi köşeme, yani bugünlük köşeme kıvrıldım. Göz kapaklarımı kilitleyince yandıklarını fark ettim. Fazla dökülmüştü gözyaşlarım. Tanıyalı bir hafta olmayan bir domuz için yeterince fazlaydı.
NIALL (Birkaç saat önce)
Mekana giriş yaptığımda, yüksek sesli hareketli müzik her yeri inletiyordu. Birbirine değen vücutlar ve dans pistinde eğlenen ergenler göze çarpan ilk şeydi. İçki karışımı esrar kokusu her yeri doldurmuştu. Bu kokudan en başta büyük tiksinç duyrdım. Şimdi hissizim sanki. Hiçbir şey hissetmiyorum, bu kokuyu almıyordum.
Burada çalıştığı belli olan birkaç kız yanıma gelmeye çalışırlarken elimle dur işareti çektim ve geri yolladım. Birkaç gün gelmemişliğin verdiği hiçbir değişiklik yoktu burada. Sadece belki, av sayısı artmıştır.
Bara ilerlediğimde kıvırcıkları fark etmem zor olmadı. Yuvarlak, uzun oturaklardan birine oturmuş, barmenle bir şey konuştuktan sonra yanındaki sarışına dönmüştü.Hızımı arttırarak yanındaki boş tabureye geçip oturdum.
''Sen biraz uzaklaş.'' dedim kızın gözüne bakarak. Tam da göründüğü gibiydi giyinişi de. Tam anlamıyla sürtük. Lafımı söyledikten sonra Harry dönüp bana bakmış ve gamzelerini meydana çıkarmıştı. Kızın gitmediğini görünce Harry,
''Ne diyorsa onu yap!'' diye tısladı dişlerinin arasından kıza.
''Harry, ama biz seninle yu-''
''Sana.Ne.Diyorsa.Onu.Yap.Dedim'' dedi kelimeleri bastırarak. Koçum buklelim benim!
Kız ağzını açmadan masanın üzerinden çantasını alıp uzaklaştı. Çıplak gelseydin lan.
''Keşim gelmiş, eee hani kız ? '' dedi etrafı gözleriyle tarayarak.
''Ne kızı lan. Ben varım işte. Yetmiyor muyum artık sana.'' dedim üzgün görünmeye çalışarak. Müziğin oldukça gürültülü oluşundan dolayı bağırmak zorunda kalmıştım. Lanet olsun! Harry kafasını arkaya yatırıp uzun bir kahkaha attı.Fazla gülmüştü ve artık sinir bozucu olmaya başlamıştı. Gülünce de susmayı bilmiyor mal, düğmesi de yok ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entrained Colors
FanfictionBeyazın temsiliydi o, nasıl karanlığa çekilirdi ? Belki de çekilmeyecek doğrudan sürüklenecekti. Önemli olan bunu yaparken geleceğini mi riske edecekti, yoksa kimseyle paylaşamadığı geçmişinden mi ödün verecekti ? © Tüm hakları saklıdır.