İştee size söylediğim gibi sahurda geldi yeni bölüm! Kısa oldu farkındayım ama çokta bekletmek istemedim ilham varken yazayım dedim Aakjs Ayy bu bölüm az buçuk romantik şeysi oldu ama Niall durmadı yine akjskj Aha spoi verdim! Kahretsin. Neyse can sağlığı gönül şeyliği diyelim akjskj. Geçe bölümde yapılan yorumlar için her birinize ayrı ayrı teşekkürler! Umarım 14. bölüme 1K oluruz akjskj Hadi ben sahur yapmaya gidiyorum, sizde okuyun yatın! Yazım yanlışları olursa es geçin üzgünüm, okuyamadım hemen paylaşıyorum. Hee bu arada yeni bir hikayeye başladım, ''You Need Me' diye onada bir bakarsanız sevinirim. :') Hepinizi çook öptümm. Bu arada şarkıyla okuyun kesinlikle, çünkü ben şarkıyı dinleyerek yazdım bölümü tat almazsınız söyliyim!
KEYİFLİ OKUMALAR!xXx
Ellerimin arasında olan elini sıklaştırarak fısıltılı sesini koruyarak,
''Ama güzelim, birkaç dakikalığına-'' elimde olan elini çekti ve ben onu dikkatle izlerken elini bacaklarının ciddi halde sıkan siyah pantolonunun arka cebine götürdü. Çıkardığı şey mavi renge sahip fular benzeri birşeydi. Gözlerimin önüne getirip yeniden o şirin gülümsemesini takınıp sallayarak,
''Gözlerini kapatmalıyım.'' dedi.
Ellerimle ağzımı kapatarak kafamı olumsuzca iki yana salladım. Hayır bunu istemiyordum, çünkü nereye gideceğimizi feci halde merak ediyordum.
''Olmaz Niall, beni nereye götüreceğini merak ediyorum. Lütfen o şeyi gözlerime bağlama.'' dedim itiraz edercesine.
''Ahh, hadi yapma ama Venetta, süprizi berbat etmek istemezsin değil mi ?'' dedi tek kaşını havaya salarak. Ağzımı açıp itiraz edeceğim sırada omuzlarımı büyük elleriyle kavrayarak kendinden ters yöne dönderdi. Ağzımdan oflama çıkaracaktım ama kendimi tutmuştum O gerçekten fena halde istekli görünüyordu bu işe.
Saçlarımı yavaş bir şekilde kavrayarak, bana döndermeden önce burnundan derin bir nefes aldığına şahit olmuştum. Tanrım! Saçımı kokladıysa eğer, şampuanın kokusu çoktan tere bırakmıştı. Yapmasın, lütfen!
Ağzından bir ımm! sesi duyduğumda tuttuğum nefesi dışarıya saldım. Evet iğrenmişti, kesinlikle.
Uzun kömür krasından farksız olan saçlarımı gözümün önünde gördükten birkaç saniye sonra, uzun parmaklarını yanağımdan birkaç saniye boyunca gezdirmişti. Şuan dünyanın etrafımda durduğunu bariz hissedebiliyordum.
Mavi fuların görüş alanımı kapattığını fark edince bende gözlerimi kapattım. Büyük ellerini kullanarak yeniden kendine döndürdüğünü hissedince,
''Umarım şu yaptıklarına değer Niall.'' dedim sert çıkmasını umduğum saçma ses tonumla.
''Venetta biliyor musun ? Ben senin ilk hallerini özlemeye başladım. Beni tanıdıkça çenen düşüyor güzelim.'' sonlara doğru koca kahkahasını havaya yollarken bende burnumla saçma birşey yaptım. Herhalde kaşındı o yüzden. Bilemiyorum.
''Cevap vermeyeceğim, sarı surat.'' dedim ve önümü görmesemde yürümeye başladım. Birkaç adım atmıştım ki gelip kolumdan yakalayınca durmak zorunda kaldım.
''Sarı surat mı ? Benim nerem sarı lan ?'' diye sorunca tutamadığım ufak çaplı kahkahamı serbest bıraktım. Tanrım, hiç aynaya bakmıyor mu şimdi ?
İçinde büyük anlamda küfür geçen birkaç cümle söyledikten sonra yeniden ellerini ellerimle buluşturarak yürümeye başladık.
Verdiği komutlar üzerine ayağımı bir kaldırımdan, bazende içki şişelerinden kurtararak ilerlememize devam ediyorduk. Deniz kokusu yavaşça burnuma dolmaya başladığında, bir sahile geldiğimizi anlayabiliyordum. Enfes kokuyordu. Ayağımın sert zeminle olan teması kesildikten sonra, yumuşak zemine geçiş yapmıştı. Sanırım denize doğru ilerlemeye başlıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entrained Colors
FanfictionBeyazın temsiliydi o, nasıl karanlığa çekilirdi ? Belki de çekilmeyecek doğrudan sürüklenecekti. Önemli olan bunu yaparken geleceğini mi riske edecekti, yoksa kimseyle paylaşamadığı geçmişinden mi ödün verecekti ? © Tüm hakları saklıdır.