Merhabalar! Sizlere 1 hafta beklediğiniz için upuzun bir bölüm sunmak istedim. Umarım sizlerin hoşuna gider bölümün uzunluğu. Birkaç gündür uğraşıyordum ve sonunda ortaya bu çıktı. Eee pek fazla inceleyemedim yazım yanlışlarını ama yarım saat sonra gelip okuyacağım o zaman da multimedyaya resim ve şarkı koyacağım. Şarkı mecburiyeti yok ama diğer bölüme koyamamıştım içimde kaldı ajhjhs. Duyguların karıştığı bir bölüm oldu sanırsam. Umarım hoşunuza gider. Keyifli okumalar. Vote ve yorumlarda da artış bekliyorum. Bu arada medyada Niall'ın Venetta'ya bir mesajı var! ajhjs. Gelecek bölümlere ithaf vermeyi düşünüyorum. Çok uzun tutmak istemiyorum sizleri burada gidin okuyun bakiyim ajhjsh. Hepinizi çoook öptüm!
KEYİFLİ OKUMALAR!xXx
Niall'ın sesiyle Harry'le ilgili düşüncelerimden ayrılmıştım sonunda.
''Beni anladığını düşünüyorum. Gayet açık ve net şeyler söyledim. Gerisi sana kalmış.'' diyerek hafifçe gülümsedi. Gideceği sırada bir şey unutmuşçasına durakladı. Birkaç saniye öncesindeki gibi gözlerimizi birleştirip sırıtarak,
''Bu arada sargın-'' dedi ayağımı göstererek. Başımı eğip ayağıma baktığım sırada iyice açılmış olduğunu fark ettim. Ayağıma bakmayı kesip suratına bakınca yarıda bırakmış olduğu cümlesine devam etti.
''Sargını bir an önce değiştrmeye bak güzelim. Başka birini gözetlemeye falan kalkarsan kolaylıkla ele verebiliyor çünkü. '' deyip göz kırptı ve yüzüme dahi bakmadan yanımdan geçip koridorun sonundaki odaya ilerledi. Söylediği sözler üzerine nefesimin gittikçe tükendiğini, hiç olmadığı kadar utandığımı ve yanağıma bir sıcaklığın oturduğunu hissettim.
Yani o beni sargımdan mı görmüştüm. Şu lanet bez yüzünden mi ben o sarı domuza rezil olmuştum ? A-ama hayır, nasıl oluyor da o sırada benim yanıma gelmemişti ? Çok fazla soru vardı ve bunlara ayıracak ufacık bir zamanım dahi yoktu. Bir an önce bu evden uzaklaşmalıydım. Tehditlerine devam edecekti yoksa. Pardon düzeltmeliyim, benim anlam veremediğim tehditlerine!
Bu sırada bir şey fark etmiştim, yanımdan geçtiği sırada hafif bir rüzgar oluşmuş ve inanılmaz enfes kokan parfümü olsa gerek burnumu doldurmuştu. Kendimi toparlayarak bu saçma düşünceden sıyrıldım. Neden bu kadar ilgimi çektiyse o şapşal koku ? Ve neden şuan böyle bir düşünüyorsam ?
Kafamı iki yana sallayarak bacaklarımı harekete geçirdim ve merdivenlere doğru ilerlemeye başladım. Fakat yerde sürünmeye devam eden sargı bu işi zorlaştırıyordu. Temkinli ve yavaş bir şekilde inmeye özen göstererek korkuluklara tutundum. Salonu adım sesleri ve tabakların çıkardığı porselen sesleri doldurmuştu. Merdivenlerin sonuna gelince yavaş attığım adımlar eşiğinde ikili koltuğa ulaştım ve pek rahat olmayarak oturdum. Dün akşam Sam'in odasına atıştırmalık birşeyler getiren hizmetçi, yanında iki kişi beraberinde masayı hazırlıyorlardı. Sam'in annesi henüz uyanmamıştı tahminimce.
''Seni kaçak! Beni yukarıda bırakmış koltuk keyfi sürüyorsun burada. Venetta yakışmadı sana bu.'' dedi kahkahaları eşliğinde. Sam'in sesini duyduğum sırada kafamı arkaya çevirdim ve dün gece üzerindeki gülünç pijamalardan kurulduğunu gördüm. Gülünçtü çünkü çok saçma bir rengi vardı.
''Sıkıldım sadece. Aşağıda beklemeyi düşündüm seni bu yüzden. Pek koltuk keyfi sürdüğümde söylenemez haksızlık yapıyorsun.'' mahçupca çıkmıştı sesim. Rahat bir insan değilim ki ben nasıl koltukla keyif yapabilirim ? Hem başkasının evinde mümkün değil böyle birşey!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entrained Colors
FanficBeyazın temsiliydi o, nasıl karanlığa çekilirdi ? Belki de çekilmeyecek doğrudan sürüklenecekti. Önemli olan bunu yaparken geleceğini mi riske edecekti, yoksa kimseyle paylaşamadığı geçmişinden mi ödün verecekti ? © Tüm hakları saklıdır.