Seeeeleeemeee! Ehehe çok tiksinç bir giriş oldu. Peki adım adım duygular yaşatmaya çalıştım bu bölümde. Sonlara doğru benim bile gözüm dolmak üzereyi ama tuttum kendimi. Sizde tuttun ulen alksk. Venetta'ya sövmeyin olum bende sövmek istiyyorum ama yapmayın okey ? :D Tamam, hee yorumlardan memnun değilim ona göre geç geldi bu bölüm. Yorumlar gerçekten artmazsa haftada bir yazmaya başlayacağım belki de daha geç. Bu size bağlı. Sınır vermeyi düşünüyorum veeeee...- verdim. +10 Vote, +6 yorum hadii bakiyim :D Geçerse yazmaya başlarım ve 1 saat içinde bölüm gelir, çünkü fena şeyler düşünüyorum! Kolay gelsin size güveniyorum ;) Bölüm Şarkıları;
''@Beyonce- If Were A Boy,@Rihanna- Unfaithful, @Sia-Chandelier''
KEYİFLİ OKUMALAR!xXx
Başımı gökyüzünden ayırdığımda gözlerimi açtım ve Niall'ın gitarla olan, olağan dışı uyumunu izlemeye başladım. Onlar sanki ayrılmaz bir bütünü andırıyorlardı. Eline o kadar yakışıyordu ki...
Parmağından çıkardığı her ezgide insanda bambaşka hayaller canlandırıyor, bazen sıcacık ülkelere bazende soğun en derin hissedilebeileceği kardan kaplı bir yaşama yolculuk yaptırıyordu. Gözlerini ara sıra yumuyordu ve mavilerini görüş alanımdan saklama çalışıyordu. Ama dudağını her araladğında çıkan boğuk ve üzerin örten kalın sesiyle onları kapalıda olsa görmek mümkündü. Kendi öylesine kaptırmıştı ki gitarına, belki de en büyük aşkını şuan onunla yaşıyordu.
Gitarın hoş tınısı dinmeye başladığında Niall gözlerini birkaç saniyeliğini kapalı tuttu. Denizin sesini böylelikle daha net duyabiliyorduk. İnsana huzur vericiydi tam anlamıyla.
''Ne düşünorsun ?'' Gözlerini aralamış bana dikkatle bakarken omuz silktim ve rahat bir konuma gelerek,
''Sadece, gitarınla hoş görünüyorsun. Bunu düşünüyordum.'' dedim ve ellerimi dizlerime sabitleyerek kafamı dizlerime dayadım. Yüzünde küçük bir tebessüm oluştu ve boğazını temizleyerek,
''Evet gitarımla gerçekten çok havalı görünürüm. Tanrım, yoldan geçen herhangi bir kız beni böyle görürse kesinlikle hapı yuttum!'' dedi telaşla ve boyunda asılı duran gitar ipini çıkarakar aramızdaki boşluğa bıraktı.
''Neden ?'' Diye sordum. Yani çok saçmaydı.
''Önünde bir tecavüze maaruz kalmak istemiyorum çünkü güzelim.'' dedi ve telaşlı sahte yüz ifadesini silerek kahkahasını yeniden gökyüzüyle buluşturdu. Ona katılıp kendimde tutamadığım kahkahamla saçma sesler çıkarmaya başladım. Ağzım feci halde yorulmuştu. Hayatım boyunca böylesine uzun süreli güldüğümü gerçekten hatırlamıyordum.
Gülmesi kesilince bu loş ışıkta bile ciddi derecede parlayan muhteşem irisleriyle benim taa derinlerima bakmayı sürdürüyordu. Gerçekten gözlerimi sevmiyordum. Yani onunkilere rağmen benimkilerinde üzerinde her zaman mevcut olan buğu bu kadar uzun süreli gülmemize rağmen hala oradaki benliğini koruyordur. Bundan kesinlikle eminimdim.
Birkaç saniye daha baktıktan sonra bakış alanımı gökyüzüne çevirdim ve yıldızların ihtişamına bakmaya başladım. İnci gibi tane tane dizilmişlerdi fakat ordaka onlara rağmen daha büyük olan yıldız bunu dizilimi bozuyor gibiydi.
Gitarın tel sesini duyunca bakışlarımı yere indirdim ve aramızda duran gitarın olmadığını gördüm. Onun yerini Niall'ın vücudu kaplamıştı. Bacaklarını benim aksime uzatmış ellerinı kafasını altında birleştirmiş benim gibi bir noktaya odaklanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entrained Colors
FanfictionBeyazın temsiliydi o, nasıl karanlığa çekilirdi ? Belki de çekilmeyecek doğrudan sürüklenecekti. Önemli olan bunu yaparken geleceğini mi riske edecekti, yoksa kimseyle paylaşamadığı geçmişinden mi ödün verecekti ? © Tüm hakları saklıdır.