ᴀʟᴛıɴ ᴠᴜʀᴜş || ᴍʏɢ

Sekizinci Bölüm

Multi Medya: Min Yoongi

#BtSJeonJungkook ~ Begin

02. 04. 2018 💫

●●●

Söylediği cümle saniyeler içinde içime ateş gibi yakıp kül ederken dişlerimi sıkarak yumruk yaptığım elimi sertçe tekrar gözüne indirdim.

Bir günde iki yumruk, ha?

"Sen hiçbir zaman beni kullanıp atmadın. Sana gelende bendim, duygularımı sana açan ben, ve duygularımla oyanayanda sendin. Sen kimsinde beni kullanıp atabilirsin?" O ikinci yumruğu yediği aynı gözünü eliyle tutarken dibine daha çok girerek gözlerimden akan saf kin ile yüzünü süzdüm.

"Şimdi o kafanı kaldır ve gözlerimdeki kine bak. Bu kini görüyor musun?" Şaşkınlık, kararsızlık, belirsizlik ve daha binlerce duygu ile yüzümü süzdü.

Kafamı iki yana sallayarak geri çekilerek ondan uzaklaştım. "Ben bu okula intikam almak için dönmedim yoongi. Ha, bundan sonra yapacaklarımı sorarsan... sadece bir nevi geri iade olarak düşün" yerden ceketimi alarak arkamı dönüp ilerlemeye başladım.

"Bana yaptıklarınızı tek tek size geri ödeyeceğim ve emin ol bu sefer eğlenen taraf ben olacağım" basketbol sahasından çıkarak sertçe kapıyı örtüp hızlıca okuldan çıktım.

Bahçedeki öğrencilerin gözü bana dönerken, istifimi bozmadan arabama doğru ilerledim.

Oyun mu istiyorlardı?

Oyunun alasını göreceklerdi.

Ben sadece pimi çekilmiş bir bomba olarak düşmüştüm bu okula, onlar ise bu bombanın sanki daha erkenden patlaması için uğraşıyor gibilerdi.

Madem öyle, istediklerini yapmaktan çekinmeyecektim.

💫💫

Elimdeki buzu iyice gözüne bastırdım. "Ahh, yavaş olsana be. Acıyor" umursamazca tekrardan bastırdım buzu gözüne.

"Aptalsın. Sana dur dedim. Dayak yersin dedim ama dinlemedin, şimdi de çek cezanı gerizekalı." Kafamı iki yana sallayarak buzu yüzünde bırakarak ayağa kalktım.

"Usluca kıçının üzerine oturmayı bilseydin bunlar başına gelmezdi. Şimdi burda usluca otur ki diğer gözünü de ben morartmayayım." Arkamı dönüp merdivenlere doğru yürüyerek, yavaşça yukarı doğru çıkmaya başladım.

"Nereye gidiyorsun yine?" Gözlerimi devirdim.

"Tuvalete. Gelmek ister misin?" Cevap gelmeyince sırıtarak kafamı iki yana salladım. Bu kadar meraklı olması sinir bozucuydu.

Yatak odasına girerek, gardırobuma yaklaştım.

Bu aptallarla uğraşarak işimi aksatamazdım. Canım biraz eğlence istiyordu. Eh, uzun zamandır da iş başı yapmıyordum.

Biraz aksiyon iyi gelecekti.

Birkaç parça kıyafet çıkartarak hızlıca üzerine geçirdim. Son olarak deri ceketimi ve şapkamı da kafama geçirdiğimde tamamdım.

Aynada son kez kendimi süzdüm.

Her zaman ki gibi. Pantolon, tişört şapka ve olmazsa olmazlarım deri ceket.

Şu üç yılda sanırım beni en çok kendine bağlayan şey deri ceketlerdi. Giymediğimde kendimi çıplakmış gibi hissediyordum.

Omuzlarımı silkerek aynanın karşısından çekilerek telefonumu, sigara ve çakmağımı alarak cebime sıkıştırdım.