little man big problems | yoonmin

Nerede istersen orada olurum

Hyung ben on dört yaşındayken sana penisimin bazen beni huylandırdığını söylemiştim. Sen beni karşına alıp, önemli bilgileri vermiştin bana. Mesela heyecanlanınca, birini hoş bulunca, ya da sebepsiz yere başıma dert açacağını söylemiştin. Dikkatli olmamı, olası hareketlenmelerde tuvalete gidip ne yapacağımı anlatmıştın. Seni can kulağıyla dinlemiş, ne zaman noonaların famcamlerini izlesem, kızların göğüslerine baksam ya da geçen günki gibi bana dokunsan dediğini yapıp tuvalete gitmiştim. Bana anlattığın zaman bunun gayet normal bir şey olduğunu, penisimin canı istediğinde kalktığını sanıyordum. Meğer işler öyle değilmiş.

Jungkookların evindeydik. PSP oynuyorduk ve ben bir yandan onlara geçen günki yaşadığım olayı anlatıyordum.

"Nedense aşağılara dokunmaya başlayınca benim küçük Chimchim hareketlendi."

"Oha ciddi misin?" dedi Taehyung. Baya şaşırmışlardı. Onlara olmuyor muydu?

"Evet neden şaşırdın?"

"Yoongi hyung dokununca neden diklensin ki oğlum?"

"Nedeni mi var ne bileyim kafasına göre takılıyor." demiştim. Senin bana dediklerine dayanarak konuşuyordum.

"Nasıl kafasına göre? Salak mısın oğlum Yoongi hyung'dan mı etkileniyosun da hareketlensin?" dedi Jungkook. Hiçbir şey anlamıyordum.

"Jimin neden hareketlenir bizim aletler söyle bakalım." dedi Taehyung. Biraz gerilmiştim o an. Benim cevabım canı istediği içindi. Jungkook cevap vermediğimi görünce devam etti.

"Azgın düşüncelerle dolduğumuzda hareketlenir seni mochi, kafasına göre değil."

"Ne yani Yoongi hyung'la ilgili azgın düşüncelerin mi var?"

"Saçmalama Taehyung ya mal mısınız oğlum? O zaman biraz özel bölgeme yakın olduğundan huylanmışım." dedim. Şuan cidden tedirgindim. Konuyu kapatmaya çalışıyordum.

"Harbi o sana niye öyle dokunuyorsa.."

-

Senin yüzünden aletimin biraz hareketlendiği günden sonra pek fazla takılamadık. Senin üniversitede finallerin vardı. Ben de liseliydim işte. Bir derslerle uğraşıyor, bir Jennie'yle takılıyordum.

Okul bitince bizim çocuklar, Jennie, arkadaşları Lisa ve Jisoo beraber yemek yemeğe gitmiştik. Hem sohbet ediyor, hem de kıtlıktan çıkmış gibi yemek yiyorduk. Tabi böyle yiyenler yalnızca ben, Tae ve Kook'tu.

"Haftasonu kampa gidiyormuş bizim çocuklar." dedi Jennie. Ağzımın kenarındaki ketçapı silip ona döndüm.

"Sizin çocuklar kim?" dedim. Jennie göz devirdi.

"Chaeyoung, Yoongi oppa, Jin oppa, Hoseok oppa ve Namjoon oppa." Her oppa kelimesine vurgu yaparak söyledi. Cidden onlara bizim çocuklar mı diyordu? Komikti bu. "Bizi de çağırdılar. Sınavlardan sonra kafa dağıtırız hem."

"Gelemem ben. Bir de kamp yapmakla mı yorayım kendimi?" dedim. Cidden öyleydi. Kampta dinlenmezdiniz ve de Chaeyoung'un olduğu ortamlarda eğlenmiyordum.

Çocuklarda benimle hemfikir olunca Jennie'nin modu düştü. Ama cevabımı etkileyemeyecekti.

"Ya eğlenirdik ama ne zamandır takılamıyoruz öyle." dedi Lisa. İçimden kahkaha atmıştım. Lisa ve Jisoo'da grubumuza -tabi artık kızların da katılımıyla ne kadar grupsak- katılmaya çalışıyorlardı her fırsatta.