Beni bırakamazsın

3.4K 339 252
                                    

Jin Hyung?
Müsait olduğunda buluşmalıyız.

-


Arabadaydık. Yoongi'nin geçen günki beraber uzaklaşma önerisini gerçekleştiriyorduk. Nereye gideceğimizi milyon kere sorsam da -aegyo yaparak sorsam da- bana asla söylememişti. Aegyo yaptığımda az kalsın söyleyecekti gerçi ama ben yapmaya devam edemedim.

Kötü hissetmiyordum çünkü yanımdaydı. Eskilere nazaran hala yanımdaydı ve gerçekten gitmeyeceğine inanıyordum. Ama tam olarak iyi de hissedemiyordum çünkü çok fazla kayıp puzzle parçası vardı. Kafamın içi doluydu ama her beni öptüğünde ya da bana dokunduğunda tüm sorunlarım uçuyordu. Düşünmek istemiyordum çünkü beni ne zaman düşünceli görse korkulcak bir şey olmadığını söylüyordu. İnanmak istiyordum. Ona çok fazla inanmak istiyordum.

Hava açık ve güneşliydi. Arabanın içine doluşan güneş beni rahatsız etmiyordu ama Yoongi yine de güneş gözlüklerinden birini bana vermişti. Arabada yüksek modlu bir şarkı çalıyordu. Bu şarkıyı severdik. Grupça hep beraber de dinlerdik. O çok mutlu gözüküyordu ve ben saçma ruh halimi bir kenara koymalıydım. Elleriyle direksiyonda ritim tutturuyor, bana dönüp şarkıyı bana söylüyordu. Gülümsüyordum aynı zamanda gözlerim yanıyordu.

"Bazen garip şeyler olabilir."

"Senin benim gibi kötü bir adamla tanışman gibi,"

"Tekrar birini sevebilir miydim?"

"Eğer bu sen değilsen, tekrar sevebileceğimi sanmıyorum."

"Nereye gittiğimi düşünmeden yürüyordum."

"'Sen'adındaki bir ışık hiç durmadan üzerime parlıyordu."

"Titrediğimi hissettim, o güzel çiçekli yolda."

"Eğer gitmek istersen gitmene izin vereceğim,"

"Yürüdüğün yola çiçekler sereceğim."

 

"Lütfen, özlersen geri dön."

"Ve o zaman tekrar sev beni."

"Bu çiçekli yolda bir müddet dinlen,"

"Ve beni tam orada bekle."

Ağlıyordum. Kafamı cama çevirmiştim görmemesi için. Bu şarkıyı çok severdim ama şuan nefret etmiştim. Bana hitap ederek söylemesinden nefret etmiştim. Sözlerinde kötü bir anlam olmasa da nefret etmiştim işte. Bilinmezliklerden nefret etmiştim.

~

"Geldik sevgilim."

Saçımda ellerini hissettim uyandığımda. Narince geriye taradığı saçlarım o elini çekince yine öne düşüyor, onu güldürüyordu. Kaç saattir uyuyordum? Hava kararmıştı.

"Kaç saattir yoldayız?" dedim pürüzlü sesimle. Ellerini yanağıma indirmiş okşuyordu gülümseyerek. "İki saat önce geldik. Yol dört saat sürdü."

Durup ona baktım. "Beni uyandırabilirdin." Gözlerimi ovaladım.

"Yorgundun. Hem geceye dair planlarım var. Uykunu şimdi al istedim."

Yüzüme ukala bir sırıtış yerleştirdim. "Ne planıymış bu?" Kahkaha attı mimiklerime ve tabi ki söylemedi. Üzerime eğilip alnımdan öptü. "Hadi."

little man big problems | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin