Korku bedenimi terketmiyordu ama huzurla karşılıklı oturmuş kahve içiyorlardı. Partiden beri dipdibeydik. Dediği gibi aramıza mesafe koymamıştı. Aksine aramızda mesafe denen uzaklık bile yoktu. Yapışıktık.
Arkadaşlarıyla kaldığı evdeydik. Kanepeye uzanmış psp oynarken beni de göğüsüne çekmişti. Arada bana dönüyor, dudaklarıma öpücüklerini bırakıyordu ve arada kaybediyor, kısık sesli küfürler ediyordu. Ona güldüğüm zaman tekrar bana dönüp dudaklarımla ilgilendiğinden çok sık gülüyordum. Dudaklarının varlığına alışmış gibiydim. Benden gidince bomboş hissediyordum.
Eve gelen arkadaşlarının yaptığı komik imalara güldük. İlk defa utanmadım. İlk defa çekinmedim ve ilk defa sorgulamadım. Akışına bıraktım. Doğru gelen neyse oydu çünkü. Ve bana doğru gelen onun yanında olmaktı. Dudaklarını öpmek ve ğöğüsünde uyuyakalmaktı. Kokusuyla mayhoş olup uyuduğumda oyunun kapanma sesi duyduğum en son şeydi. Beni izlediğini hissediyordum. Uykuya yeni düşmeseydim ben de onun güzelliğini izlerdim. Uyumadan önce tek yapabildiğim şey olarak ellerini alıp belime koydum ve sanki olabilirmiş gibi daha da yaklaştım ona. Burnumu boynuna gömdüm. Bir eliyle saçımı bir eliyle belimi okşarken daha rahat ve kolay bir şekilde uykuya dalamazdım sanırım.
Ne kadar süre uyuduğumu bilmiyordum ama uyandığımda bizi aynı pozisyonda gördüğümde çok olmadığını düşündüm. Hala elleri bendeydi ve hala yapışıktık. En önemlisiyse hala beni izliyordu. Gözlerim, ortam aydınlık olmadığından kolay açıldı. Kısa sürsede etkili bir uyku çekmiştim. Kucağında küçük gerinmelerimi yaparken bana gülümsüyordu. "İyi uyudun mu?" dediğinde kafamı salladım. Birbirimize bakmaya başladık. Her zaman tetikte bekliyordum. Sanki an gelecek tekrar soğukluğuna dönecekti ve benimle konuşmayacaktı. Bunun olacağını biliyordum. Şuan olmayışı beni keyiflendirmekten çok geriyordu.
"Haftasonu burada kalırsın sonra seni bırakırım."
"Olur hyung." dediğimde sesim prüzlü çıkmıştı. Anlık farkındalıkla gözlerim açıldı. "Pardon, Yoongi." Güldü bu sefer. Elini yüzüme çıkardı. Yanağımı okşadı ilk önce. Tüm dikkatimle hareketlerini izliyordum. Sonra kaşlarımı düzeltti yumuşak dokunuşlarıyla.
"Çok güzelsin."
Yüzünde gezinen bakışlarım gözlerinde donakaldı. Ani gelen iltifatıyla kalbim atış frekansını dört katına çıkartmıştı. Eli hala yüzümde, parmakları hala yüzümü okşuyordu. Yavaşça dudaklarıma indirdi parmaklarını ve okşamaya başladı. Heyecandan ölebilirdim. Daha önce hiç böyle bir şey hissetmemiştim. Gözleri dudaklarıma kaydığında utancım uzun süreden sonra belirmişti içimde. Ama karşısında çocuk gibi görünmek istemediğimden kendimi frenlemeye çalıştım. Gözlerini sımsıkı kapattı sonra. Sanki yanlış bir şeyler yapmayı engellemek istiyor gibiydi. İçim burkuldu. Elini yavaşça boynuma kadırdığında hala gözleri kapalıydı. Korktum. Çok korktum ve gitmesin diye bir şey yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little man big problems | yoonmin
Fanfictionjimin küçüktü ama hissettiği duygular buna tezattı. #homophobia #friendstolovers