Senin en iyi arkadaşın neden ben değilim?

7K 598 743
                                    

Tae ve Jungkook'un seni görünce dipleri düşmüştü. Sahiden de abartmadığımı, çok yakışıklı olduğunu söylediler. Onların bana nazaran utanmaları yoktu. Bunu yüzüne söylediler. Sen de utandın. Kafanı eğip güldün ve kızarmaya başladın. Ben de durumu kurtarmak için şöyle söyledim :

"Hadi ama hyung gayet normal çokta yakışıklı sayılmaz."

Şu an bile bu anı hatırlayınca hep gülerim hyung. Çünkü ben senin utanmaman için o saf kalbimle söylemiştim bunları. Sense biraz bozulmuştun. Hyung senin yakışıklı olduğunu asla söylemeyeceğim. En azından yüzüne karşı. Çünkü yine bana karşı kullanıp beni utandırırdın. Aynı idol meselsi gibi.

O gün biraz bizimle takılıp sonra arkadaşlarınla buluşmak için gitmiştin. Arkadaşlarının hepsini tanıyordum hyung. Bunun için bir aferin hakediyordum çünkü çok arkadaşın vardı. En yakın oldukların Hoseok hyung, Jin hyung, Namjoon hyung'tu. Bir de Chaeyoung noona. Ama sanırım onunla yakın arkadaşlardan daha fazlasıydınız.

Bir keresinde annem beni size bırakıp babamla iş için Busan'a gittiklerinde sizde iki gün sizde kalmıştım ya hyung, o zamandan sonra bazı gerçeklerin farkına varma yolunda ilk adımımı atmıştım.

On dört buçuk yaşındaydım. Sende on dokuzdun. Üniversiteye gidiyordun. Sanat tarihi gibisinden bir şey okuyordun. Annem beni size bırakıp gittikten sonra biraz senin annenle konuştuk. Bayan Min hep benim yanaklarımı sıkıyordu ve sen de hep gülüyordun. Bu hala böyle devam ediyor ya hyung. Hala utanıyorum.

Sonra senin odana çıkmıştık. Odan çok dağınıktı. Aslında sadece kitaplar, kağıtlar, fırçalar ve müzik aletleri yüzünden öyle gözüküyordu. Duvara yaslı birkaç tuval dikkatimi çekti. Onlara doğru yürüyüp birini elime aldım. Çok güzel bir resimdi. Çok yetenekliydin hyung. Bir deniz vardı. Gün batışıyla beraber çok güzel resmetmiştin hyung. Bir çocuk vardı yüksek bir yerden denize atlıyordu. On dört buçuk yaşındaki ben bu resmi ilk görünce biraz korkmuştum tabi. İntihar, ölüm gibi şeyler beni hep korkuturdu. Yüzüm düşmüştü resme bakarken. Sen de beni izliyordun. "Pek beğenmedin sanırım." demiştin. Sana korktuğumu söyleyemezdim. Çocuk olarak görürdün beni. Hep öyle görüyordun zaten.

"Hyung deniz keşke daha mavi olsaymış kirli gibi gözüküyor." gibi saçma bir eleştiri yapmıştım. Çok aptaldım hyung kabul ediyorum ama çocuk olmaktan daha iyi sayılmaz mıydı?

"Aslında gün batım olduğu için biraz sarıya kaçıyor." demiştin güzel gülüşünle. Resmin zaten çok güzeldi hyung ben bahane uydurmuştum. Denizdeki, gökyüzündeki sarılıklar çok güzeldi. Sarı renk bana her zaman seni hatırlatır zaten.

Sonra yerdeki öbür tuvali elime almıştım ama o çalışman daha tamamlanmamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sonra yerdeki öbür tuvali elime almıştım ama o çalışman daha tamamlanmamıştı. Portreydi sanırım ama başlangıcıydı daha. Yerine koyup yatakta oturan sana döndüm. Telefonunla oynuyordun yine.

"Hyung bırak artık telefonunu benimle ilgilen." demiştim. Bana bakıp güldün sonra telefonunu kapatıp komodine koydun.

"Tamam ne yapmak istersin?"

little man big problems | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin