Sen bugün büyüdün

4.4K 431 231
                                    

Uyanmıştı Yoongi onu seyredurduğum altı saatin sonunda. Uyanmıştı ve yaklaşık on dakikadır hiçbir şey demeden birbirimizi izliyorduk.

Korku kanımda geziyordu. Korku benliğime hükmediyordu. Her an kalkıp gitmesini bekliyordum. Her an dün söylediklerini yalanlayacak diye bekliyordum. Ama sadece beni izliyordu. Bakışlarıma karşılık veriyor, öylece duruyordu yanımda. Gitmeyecekmiş gibi duruyordu.

On birinci dakikanın sonunda günaydın demiştim. "Günaydın Yoongi." Gözlerini hafifçe kısmış, hafifçe gülüp "Günaydın Jiminie." demişti. Ben de gülmüştüm. Korka korka gülüyordum. Hala aynıydı değil mi? Hala beni özlediği için burdaydı.

Bir süre daha geçince yavaşça ona yanaşmaya başladım. Yüz ifadesini izleyerek ona yaklaştım ve son kez gözlerine bakarak boynuna gömüldüm. Derince bakıyordu sadece. Boynuna yeleştiğim an eli sırtımı buldu. Saçıma da dudaklarını kondurduğunda rahatlamıştım. Öptüm boynundan. Kokladım. Sarmalandım kokusuyla. Tanrım. Nasıl ayrı kalmaya dayanabilmiştim ben cidden?

"Bugün ne yapmak istersin?" dedi sonra. Kafamı boynundan hafifçe çekip yukarı doğru baktım yüzüne. Şaşkınlıktan gözlerim pörtlemişti ve o gülüp öptü gözlerimden. "Niye şaşırdın bu kadar? Eskiden hep böyle değil miydik?" Eskiden cidden hep böyleydik

"Hyung denize gidelim. Yaz yaklaşıyor sezonu seninle açmak istiyorum." Ve tekrar ağzıma vurdum. "Hyung değil Yoongi diyecektim." Gözlerini kısıp bana baktı. Ciddi gözüküyordu. Kızmıştı işte. "Bence her hyung dediğinde bir ceza alırsan bu konuda daha dikkatli olursun." Kaşlarımı kaldırdım. "Ne cezası?" Düşünür gibi yapıp durdu. Dudaklarıma eğilip yavaşça öptü. Ama bir sorun vardı. Dudakları milimetrik uzağımdayken fısıldadım.

"Bu ceza olursa sanırım hep hyung derim hyung."

Kıkırdamasını duydum ve sonra tekrar öptü dudaklarımdan. Bir elini yanağıma koymuş, başımı ona doğru kaldırıyor öteki eli de belimde yavaşça sıkıyordu. Çok narin öptü. İçim geçene kadar çok yumuşak davrandı. Dünküne nazaran baya ters köşe olmuştum. Aklım düne kayarken yanlışlıkla dudağını ısırdım. "Özür dilerim Yoongi. Siktir. Özür dilerim."

Eliyle dudağını yoklayıp kanayıp kanamadığına baktı. Bir yandan da gülüyordu. "Sorun değil. Sevdim bile. Sorun yok." Tekrar başımı boynuna gömdüm. Feci utanmıştım. Ama o kıkırdayıp saçlarımla oynadı.

Annem bizi kahvaltıya çağırana kadar öylece yattık beraber. Kahvaltıdan sonra çantalarımızı hazırlayıp cidden de denize gittik. Hava hafif rüzgarlı da olsa güzeldi. Denizin ısınıp ısınmadığını tam bilmiyordum ama girecektik. Denizin bomboş olması gözümü korkutsa da Yoongi vardı işte. İyi hissediyordum. Çok fazla iyi.

"Suyu kontrol edeceğim." dedi Yoongi üstünü çıkarttıktan sonra. Dün gece karanlık odada fark edemediğüm yaraları şimdi gün yüzüne çıkmıştı. Çizikler, yaralar ve dikiş izleri korkunç gözüküyordu. Canımı yakmıştı çok fazla. Çatık kaşlarla dikkatle incelediğimi gördüğünde yanıma geldi. Tam önüme gelip yüzümü avuç içlerine aldı ve yüzümü yüzüyle hizzaladı. "Sorun yok. Hepsi kavgada oldu. Artık kavga etmiyorum."

Bana açıklama yapması bir nebze beni rahatlatsa da hala korkuyordum ve hala acıyordu canım. Kafamı salladım. Yanağımdan öpüp gülümserken zar zor karşılık verdim gülüşüne. Sonra dediği gibi suyu kontrol etmeye gitti. Suya daldı ve bir müddet kulaç atarak uzaklaştı. Denize doğru yaklaştım üzerimdeki havluyla. İzledim onu. Denize güzellik katmıştı varlığı. Rengini kaybetmekte olan sarı saçları ıslanmış yüzüne yapışırken güzel görünüyordu. Çok güzeldi.

Üşüdüğünü anlıyordum suyun soğukluğunu belli oluyordu. Kumsala doğru geldi yüzerek. "Biraz soğuk." dedi. Üzerimdeki havluyu yere serdim ve bana doğru gelen bedenine yürüdüm. "Soğuk. Bence girmem.."

little man big problems | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin