Jongin ve Tao cinayet mahallinde işlerini bitirip emniyet müdürlüğünde de raporlarını yazdıktan sonra eve gitmek için yola çıktı. Yol üzerinde evdeki diğer ekip ve kendileri için yiyecek bir şeyler almak üzere süpermarkete uğradılar. Yaklaşık olarak 10 dakika sonra eve varmışlardı.
İki katlı evin önüne arabayı park ettiğinde Tao'nun dikkatini bir şey çekti. Evin tüm ışıkları kapalıydı.
"Kai ışıklar neden kapalı sence? Uyumuş olamazlar değil mi?"
Jongin arabadan malzemeleri alan Tao'nun neyi kast ettiğini fark edip hızlı adımlarla bahçeyi geçti ve eve doğru yürüdü. Pantolonunun cebinden evin anahtarlarını çıkardı. Kapının kilidine dokunur dokunmaz kapının aslında kilitli olmadığını gördü. Hemen göğsünün altındaki askıdan silahını çıkartıp emniyetini açtı.
Tao işareti almış gibi oda hemen arkasında hazır bir şekilde dikiliyordu. Yavaşça kapıyı araladı ortalık fazla sessizdi. Koridorun ortasında Kangin boylu boyunca uzanmış yatıyordu.
Jongin hemen yanına gidip nabzını yokladı. Tao da yanına gelince orada beklemeden hemen mutfağı ve salonu kontrol etti. Taecyeon salonda masanın hemen yanında yerde yatıyordu. Onun da nabzını kontrol ettikten sonra tekrar koridora çıkıp Tao ile göz göze geldi. Tao başı ile gitmesini işaret edince misafir yatak odasına yöneldi.
Odanın kapısı aralık duruyordu. Jongin silahını ileriye doğru uzatarak kapıyı açtı.
Odadaki camın tüm perdeleri kapatılmıştı. Jongin kapının yanında duran komodinin üzerindeki lambanın düğmesine bastı.
Kafasını çevirir çevirmez de adeta kanı dondu. Sehun'un yatağının çevresinde beyaz zambaklar vardı. Oda yatağın ortasında elleri göğsünde hareketsiz bir şekilde yatıyordu.
Jongin kalbinin durduğunu sandı bir an. Gözlerine hücum eden yaşları göz ardı edip titreyen bacakları ile yatağa doğru yürüdü. Diğerlerine yaptığı gibi elini Sehun'un süt beyaz boynuna koydu. Nabzını hissedemeyince tüm panik dalgası bedenini esir aldı. Fakat birkaç saniye sonra nabzının attığını ama normalden çok yavaş olduğunu gördü. Hemen Tao'ya seslendi.
"Tao çabuk bir ambulans çağır! Çabuk ol!"
Tao etrafı kolaçan ettikten sonra Jongin'in peşinden oda odaya girmişti. Oda şok olmuş bir vaziyette Sehun'a bakıyordu. Jongin'in tekrar kendisine panikle bağırdığını duydu elini cebine atıp hemen numarayı tuşladı.
Tao odadan çıkıp Jongin ile Sehun'u yalnız bıraktı. Jongin bu süre zarfında bir kere bile Sehun'un elini bırakmamıştı. Sonra birden elini cebine atıp cep telefonu çıkarttı. Olan biteni amirine bildirmesi gerekiyordu. Katil çok ileri gitmiş, sırf ekip arkadaşlarına değil Sehun'a da zarar vermişti.
Telefonda yarım yamalak bir şekilde amirine durumu anlattığı sırada ambulans çoktan gelmiş Doktor Sehun'u muayene etmeye başlamıştı bile.
Görevliler Sehun'u sedyeye yatırırlarken Jongin farkında olmadan amirinin suratına telefonu kapattı. Onlarla ambulansa binerken Tao da evde diğerleri ile ilgilenilmesine refakat ediyordu.
*****************
1 Saat Sonra Seul Hastanesi.
Baekhyun arkadaşının başında durmuş şef doktorları Donghae'nin Sehun'u muayene edişini izliyordu.
Baekhyun "Sunbaenim o iyi olacak mı? Neden hala uyanmadı?
Donghae "Tahliller henüz çıkmadı BaekHyun-si Mr' da bir şey yok fakat muayene bulgularında sadece boynundaki iğne izinden kendisine bir ilaç enjekte edildiğini söyleyebilirim. Sende biliyorsun ki ancak tahliller çıktıktan sonra ilacın ne olduğunu anlayabiliriz. Ama şimdilik durumu stabil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADİFE KELEPÇE
FanfictionGecenin karanlığı en koyu en dipsiz köşelere bile nüfuz ederken, o köhne ve neredeyse bir rüzgarla devrilecekmiş gibi duran evin içini, ayın parlaklığı bile aydınlatmaya yetmemişti. Yerde kanlar içinde, ona korku dolu gözlerle bakan kişinin yanına y...