18.Bölüm

2.7K 217 19
                                    

Flashback...

Tao Emniyet müdürlüğünde Luhan ile yıllar sonra karşılaştığında bir karar vermişti. Bir daha asla Luhan'ın kendisinin hislerini öğrenmeden ellerinden kayıp gidişine müsaade etmeyecekti. Lisede son seneye kadar tüm duygularını kalbinde biriktirmiş mezuniyet günü tüm cesaretini toplayarak ona açılmaya karar vermişti.

Her ne kadar o bunu planlasa da kaderin onun üzerinde başka planları vardı. Luhan mezuniyet günü Tao'yu göremeden ailesinin isteği ile Amerika'ya okumak için gönderilmişti.

Tao bunu öğrendiğinde ve Jongin ile paylaştığında o an hayatındaki en büyük hayal kırıklığını yaşıyordu. Jongin elinden geldiğince Tao'yu o halde yalnız bırakmadı.

Luhan'ın, Tao'nun ilk aşkı olduğunu ve kolay kolay unutamayacağını biliyordu. Unutamamıştı da...

Polis akademisine beraber girerlerken sonrasında bile Tao'nun dilinden Luhan'ın adı bir kez olsun düşmemişti.

Jongin onun için üzülse de elinden bir şey gelmiyordu. Bir gün Jongin Luhan'ın Amerika'dan kore'ye kesin dönüş yaptığını öğrendi. Sonra bu bilgiyi Tao ile paylaştı, buna rağmen Tao en ufak bir tepki vermemiş hatta haberle ilgilendiğini belli eden en ufak bir harekette bile bulunmamıştı.

Oysaki işin aslı öyle değildi. Tao mutsuzdu çünkü Luhan Kore'ye dönmüş olsa bile bunca zaman sonra karşısına öylece çıkıp ona "Seni seviyorum, lütfen kalbini bana ver" diyemezdi.

En azılı katilleri bile yola getiren, wushu'su ile herkesin çekindiği biri olan Tao nedense şimdi duygularını açıklama konusunda Lisedeki gibi cesaretli değildi.

Ta ki onu emniyet müdürlüğünde danışmadaki polis memuruna çıkışırken görene kadar. O kadar mutlu olmuştu ki bunu nasıl dışına yansıtacağını bilmiyordu.

Luhan kendisine Bambi denilmesinden hoşlanmıyordu. Ama nedense Tao söyleyince kızdığını gösteren bir tepki de vermiyordu. Hoşuna gittiğini biliyordu Tao içten içe anlıyordu çünkü Luhan'ın bakışları kendisini fazlasıyla ele veriyordu.

Luhan onu Emniyet müdürlüğünde birden bire gördüğünde sonrasında konuşurken verdiği tepkiler. Tao hepsini tek tek aklına kazımıştı.

Sehun ve Jongin yanlarına gelip de 16 yıl önceki cinayet hakkındaki tatsız konuşmalardan sonra Jongin'e Sehun'u götürmesi için işaret verince onlar yanlarından uzaklaşır uzaklaşmaz Luhan ile yalnız kalmışlardı.

Luhan tatlı tatlı bir şeyler anlatırken Tao sessizce onu izliyordu. Luhan onun bu sessizliğini fark edip güzel parlak gözlerini Tao'ya dikti.

"Neden bir şey söylemiyorsun Tao?"

O anda Tao'nun tüm damarlarında bir anda alevlenen cesaret tetiklenerek dudaklarını esir aldı.

"Benimle yemeğe çıkar mısın Xi Luhan?"

Luhan sorulan soruyu doğru anlayıp anlamadığından emin değildi. Üstelik Tao soruyu ona Çin'ce sormuştu. Heyecandan ne diyeceğini bilemediğinden gözlerini şaşkınlıkla açmış sadece Tao'ya bakıyordu.

"Bana bir cevap vermeyecek misin Lulu?"

Luhan bir anda kızardı ve gülümsedi sonra da başını olumlu bir biçimce sallayıp tekrar Tao'nun yüzüne baktı.

"Soruyu bir daha sorar mısın lütfen?"

Tao yüzüne yayılan gülümsemesi ile Luhan'ın içini titretecek bir şekilde sadece onun duyabileceği bir biçimde Luhan'a yaklaştı ve kulağına fısıltıyla sorusunu yineledi.

KADİFE KELEPÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin