15. doğum gününde Sehun içinde bir not ile birlikte bir düzine beyaz zambak aldı. Notun içinde ise,
"Seni sadece bir tek ben sevebilirim. Bundan sonra büyükannen yok, yalnızca ben ve benim sevgim var. Sen yalnızca ve yalnızca bir tek bana aitsin bunu sakın unutma!"
Sehun şoka girmişti. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Çiçekleri gönderenin büyükannesinin katili olduğunu anlamıştı.
Kime anlatacağını bununla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu Sehun. Olayı ne kadar unutmaya çalışsa da, sonraki yıllarda çiçekler aynı şeylerin yazdığı notlarla birlikte gelmeye devam etti.
Sehun artık sürekli diken üzerinde bir bekleyiş içindeydi. Onun bir gün kendisi için geleceğini biliyordu bundan emindi.
Aradan 5 yıl geçmesine rağmen büyükannesinin katilini hala bulamamışlardı.
Cinayeti araştıran dedektifler hiçbir delil bulamadıklarını söylemişlerdi. Büyükannesinin katiline götürecek en ufak bir ipucu yoktu ellerinde.
Sehun kendi kendine kahredip üzülüyordu. Ailesi her zaman ki umursamazlığına çoktan geri dönmüştü. İşlerini her zaman ki gibi oğullarından önde tutuyorlardı. Olan bitenden Sehun'un nasıl bir psikoloji ile karşı karşıya kaldığından haberleri bile yoktu.
Sehun onlarla asla böyle bir bilgiyi zaten paylaşamazdı. Büyükannesinin katili tarafından psikolojik tacize maruz kalıyordu. Kimseye güvenmiyor her şeyi kendi içinde yaşıyordu.
15. yaş gününde çiçekleri almasından hemen önce ailesine cinsel tercihinin farklı olduğunu açıkladığında babası Sehun'u tokatlamış annesi ise iğrenerek bakmıştı oğullarına.
Babası Sehun'u evden kovarken onu nelerin beklediğini bilmiyordu. Sehun biriktirdikleri ve büyükannesinden kalan ev ile para sayesinde genç yaşında hem çalışıp okumaya başlamıştı.
Ailesi ile görüşmüyordu. Bu yüzden yalnızlığına iyice sığınmaktan başka bir çaresi yoktu.
Büyükannesinin onunla ilgili çok güzel bir hayali vardı ve o hayali gerçekleştirmek için elinden geleni yapıp çok iyi bir cerrah olacaktı.
Bu yüzden her zamankinden de çok çalışıyor ve notlarını düşürmemek için büyük bir gayret sarf ediyordu. Neyse ki Nena ona desteğini esirgemiyordu. Sık sık Sehun'un yanına uğrayıp bir şeye ihtiyacı olup olmadığını kontrol ediyordu. Zor zamanlarında hep yanındaydı.
Sehun o olmasa yolunu tamamen kaybedeceğinden çok emindi.
Tıp fakültesine girdiği yıl Kyungsoo ile tanıştı ve çok iyi arkadaş oldular. Kyungsoo nun cana yakınlığı ve sıcaklığı büyükannesini anımsatıyordu Sehun'a o yüzden ona çok değer veriyor ve seviyordu.
Bunca zaman boyunca katil ise bir an bile Sehun'un peşini bırakmadı. Bir şekilde hep kendisini Sehun'a hatırlattı.
Kâbuslarına neden oldu. Sehun nerede bir zambak görse çok sevse de iliklerine kadar ürpermesine engel olamıyordu. Zambak hem büyükannesini hem de ölümü hatırlatıyordu Sehun'a.
Her yıl bir hafta çalıştığı işten ve okuldan izin alıp bu zamanı büyükannesinin mezarını ziyaret etmek için kullanıyordu. Katilin kendisini izlediğinden emin olduğu için kullandığı telefonun pilini çıkarmaya başlamıştı.
Ona o en sevdiği zambakları alıp mezarına gidiyor bazen gülerek bazen ağlayarak her şeyini anlatıyordu. Onu her zamankinden daha çok özlüyordu Sehun. Kaybının yerinin asla dolmayacağını biliyor ve bunun içindeki boşluğu her geçen gün daha da büyüttüğünü fark ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADİFE KELEPÇE
FanfictionGecenin karanlığı en koyu en dipsiz köşelere bile nüfuz ederken, o köhne ve neredeyse bir rüzgarla devrilecekmiş gibi duran evin içini, ayın parlaklığı bile aydınlatmaya yetmemişti. Yerde kanlar içinde, ona korku dolu gözlerle bakan kişinin yanına y...