Tao tüm hastaneyi didik didik etmiş ama bir türlü Sehun'u bulamamıştı. Güvenlik odasına gidip kameraları kontrol etmek geldi hemen aklına. Görevlilere kimliğini gösterip kamera kayıtlarına bakmak istediğini söyledi.
Görevliler Tao'ya yardımcı olup hangi zaman dilimine bakmak istediğini sordular. Tao son 1 saatin tüm kayıtlarını görmek istediğini söyleyince hemen hazırlayıp Tao'ya göstermeye başladılar.
Tao görüntülerden birinde Sehun'u görünce görevliye teşekkür edip oradan ayrıldı. Odadan çıkar çıkmaz Jongin'i aradı.
"Efendim Tao?"
Tao derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Jongin'in az çok nasıl bir tepki vereceğini tahmin edebiliyordu.
"Jongin Sehun gitmiş."
Telefonun ucundan ses gelmeyince Tao "Jongin orada mısın?"
"Sehun gitmiş derken ne demek istediğini anlamadım Tao!"
Jongin sakin çıkan ama sinirlendiğini gizlemekten uzak bir ses tonu ile konuşmuştu. Tao tuttuğu nefesini verip ona Sehun uyuduğu için cep telefonunun çaldığını konuşmak için koridora çıktığını anlattı.
Bu süre zarfında Jongin sessiz bir şekilde Tao'nun anlattıklarını dinledi. Sehun'un gidebileceği yerleri düşünüyordu. Beraber yaşadıkları süre içerisinde sadece ev, okul, kütüphane ve hastahane dışında onun bir yere uğradığını ya da gittiğini görmemişti.
Kafasının içinde olasılıkları düşünüp duruyordu. Aklına birden Gece geldi. Çünkü Sehun Gece'yi almadan asla hiçbir yere gitmezdi. Tao kendisini aradığında Sehun'un kıyafetlerini almış evden çıkmak üzereydi.
Eğer Sehun eve gelirse onunla burada karşılaşabilirdi. Peki, gelirse ne yapacaktı? Onu tutuklayacak mıydı? Ya da onu bağlayıp tutsak mı edecekti? Ya gelmezse ya katil dün gece ki gibi ona ulaşıp kaçırdıysa ne yapacaktı Jongin?
Kafasını iki yana sallayıp olası düşünceleri bir kenara atıp sakin olmaya çalıştı. Neden birden bire bir şey söylemeden gitmiş olabilirdi anlamaya çalışıyordu. Jongin için evet o şüpheli olabilirdi ama şu an tek istediği onu bulmaktı. Ondan bir yandan şüphelenirken bir yandan da ona karşı hissettiği yoğun duygulara karşı koyamıyordu. Daha bu sabah neredeyse onu öpmek üzereydi.
Tabi Tao o anı bozmasaydı şu an nasıl bir durumda olabileceklerini de merak etmiyor değildi.
Beklemeye başladı Seyhun'un her an gelebileceği düşüncesi ile ama 2 saat geçmesine rağmen gelen giden kimse yoktu. Daha fazla bu şekilde oturup bekleyemezdi hemen hazırlanıp evden çıktı.
Jongin'in arabası evin önünden uzaklaşır uzaklaşmaz Sehun saklandığı yerden çıkıp eve girdi. Önce misafir odasına gidip tüm eşyalarını topladı. Sonra da köpeği Gece'yi kucağına alıp Jongin'in evinden sanki orada hiç kalmamış gibi iz bırakmadan çıktı. Ara sokağa park ettiği arabasına eşyalarını yerleştirmeden önce köpeğini arka koltuğa bıraktı. Sonra bagajı açıp bavulunu ve diğer eşyalarını sırasıyla yerleştirdi.
Arabaya binip bir süre Jongin'in evine baktı. "Her şey daha farklı olabilirdi" diye geçirdi içinden. Sabah ki yakınlaşmaları geldi aklına. Gözleri dolmuştu yine akmasına izin vermeden ellerinin tersi ile geldiği yere gönderdi yaşları sonra da arabayı çalıştırıp ait olduğunu düşündüğü yere doğru sürdü arabayı.
*****************************
Jongin eve Tao ile birlikte geri dönmüştü. Sehun'u beraber aramalarına rağmen bulamamışlardı. Jongin onu cep telefonundan defalarca aramış ama cevap alamamıştı. Cebi kapalı değildi ama bir türlü açmıyordu telefonunu. En sonunda bürodan Minseok Hyung'u arayıp ondan yardım istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADİFE KELEPÇE
FanfictionGecenin karanlığı en koyu en dipsiz köşelere bile nüfuz ederken, o köhne ve neredeyse bir rüzgarla devrilecekmiş gibi duran evin içini, ayın parlaklığı bile aydınlatmaya yetmemişti. Yerde kanlar içinde, ona korku dolu gözlerle bakan kişinin yanına y...