Jongin elinde telefonla Sehun'un yüzünü inceliyor ve yine aniden değişen tavrına anlam vermeye çalışıyordu. Olabilecek en yakın şekilde Sehun'un yanına oturdu. Kulağına hafifçe eğilip sıcak nefesinin Sehun'u ürpertmesine izin verdi.
"Sorun ne Sehun-ah? Neden birden donuklaştın?"
Sehun geri çekilmeden Jongin'in gözlerinin içine baktı. O kadar yakınlardı ki dudakları sadece birbirinden milim ötedeydi. Sonra Sehun yüzündeki ifade kadar soğuk bir sesle Jongin'in sorusunu cevapladı.
"Bu görev yüzünden kız arkadaşınla görüşemiyor olmalısınız."
Jongin aniden geri çekildi ve inanamaz gözlerle Sehun'un gözlerinin içine baktı. Çünkü bu tavrı aynı kıskanç bir aşığın verebileceği tarzda bir tepkiydi. Belki de yanılıyordu hemen sonuç çıkartmamalıydı. Yine de onu denemekten kendini alamadı.
"konuştuğum kişinin kız arkadaşım olduğu sonucuna nasıl vardın?"
Sehun sadece omuz silkti açıklama duymak istemiyordu aslında, âmâ öğrenmek için yanıp tutuştuğunun da farkındaydı. Hala birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı. Sanki içlerinden biri göz kırpar ise girdikleri hayali savaşı kaybedeceklerdi.
"Başka kiminle bu şekilde özlem dolu konuşabilirsin ki?"
Jongin tebessüm etti. Gözlerini bir saniye olsun Sehun'un gözlerinden ayırmamıştı. Başını hafifçe yana eğip gözlerinin derinliklerine baktı.
"sadece kız arkadaşımla böyle konuştuğumu da nereden çıkarttın?"
Sehun göz temasını aniden bozdu. Kucağında duran Gece'nin tüylerini okşamaya başladı. Jongin onun şu anda aşırı gergin olduğunu ve rahatlamak için bunu yaptığını biliyordu yine de üzerine gitmedi.
"Bilmiyorum sadece öyle olduğunu düşündüm."
Jongin kafasını salladı ve Sehun'a bakmaya devam etti. Aslında onun kendisi gibi olduğunu hala anlamamış olmasına şaşırıyordu. Kıskançlık dozunun daha belirgin olduğu bu davranışa nasıl bir karşılık vermesi gerektiğinden emin değildi.
"Kız arkadaşımla konuşmuyordum eğer merak ettiğin bu ise"
Sehun derin bir nefes aldı. Az önceki buz prens maskesi düşmüş şimdi ise üzgün görünüyordu.
"Demek ki bir kız arkadaşın var, Sadece telefonda sevgi sözcükleri sarf ettiğin kişi o değil. Doğru mu anlamışım?"
Jongin yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamadı. Sehun'un kız arkadaşı olduğunu sandığı yetmiyormuş gibi birde bunu fark ettirmeden onaylatmaya çalışıyordu. Jongin'in kolay kolay pes etmek gibi bir niyeti yoktu elbette ki.
"Evet, doğru anlamışsın. Yalnız merak ettiğim bir şey var Sehun-ah neden bir kız arkadaşım olup olmadığı ile ya da kiminle nasıl konuştuğumla bu kadar ilgilisin?"
Sehun bu soru karşısında şaşırıp bir anda kızarsa da cevap bekleyen Jongin'in yüzüne bakmaya cesaret edebilmişti. Gece birden onun kucağından Jongin'in kucağına geçmiş sanki o da sahibinin cevabını merak ediyormuş gibi kendisine bakıyordu.
Jongin Gece'nin tüylerini bir yandan okşarken bir yandan da o çikolata kahvesi güzel gözlerini Sehun'un gözlerine dikmiş onun daha da kızarmasına neden olacak bir biçimde bakıyordu.
Sehun yerinde huzursuzca kıpırdandı. Sonra da bakışlarını Jongin'den kaçırıp pencereden dışarıyı izlemeye başladı.
"Neden cevap vermiyorsun Sehun-ah? Sana o kadar da zor bir soru sorduğumu sanmıyorum hâlbuki"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADİFE KELEPÇE
FanfictionGecenin karanlığı en koyu en dipsiz köşelere bile nüfuz ederken, o köhne ve neredeyse bir rüzgarla devrilecekmiş gibi duran evin içini, ayın parlaklığı bile aydınlatmaya yetmemişti. Yerde kanlar içinde, ona korku dolu gözlerle bakan kişinin yanına y...