17.Bölüm

3.1K 231 17
                                    

Flashback...

Jongin'in bakış açısı...

Tao bana Sehun'un kaçırıldığını söylediğinden beri beynimin içinde dönüp duran tek şey "Ya ona bir şey olursa" düşüncesiydi. Onu kaybetmek istemiyordum. Üstelik daha dün akşam onu kollarımın arasına alıp sevdiğimi söylemişken bu yaşananları kabullenmem mümkün değildi.

Güvenlik odasına gidene kadar Tao'nun yardımı ile ayakta kalabilmiştim. Onu bulmak için her şeyi yapardım ve her şeyi göze alabilirdim. Tek istediğim kılına bile zarar gelmemesiydi. O psikopatın sevdiğime zarar verme düşüncesi beynimi adeta çürütüyordu.

Güvenlik görevlisi, Tao'nun benden önce izlemiş olduğu görüntüleri monitöre yönlendirirken kalbimin atıp atmadığından emin değildim.

Derin bir nefes alıp görüntülere odaklandım. Ama o kadar zordu ki izlemek ve o kadar çok yıkıyordu ki beni bilinçsiz bir haldeyken kollarımdan alınıp götürülmesi ise kendimi suçlamam için yeterli bir nedendi.

Görevliye tekrar tekrar görüntüleri göstermesini söyler iken. Otoparktaki görüntülerde belli belirsiz bir şey fark ettim. Küçük bir ayrıntı fakat hem benim hem de bizim bölümdekilerin rahatlıkla fark edebilecekleri bir ayrıntıydı.

Sehun'u taşıyanlardan biri onu arabanın arkasına yatırdıktan sonra, giydiği siyah kazağın kolu bileğine kadar açılmıştı. İşte o zaman gördüm hem bilekteki ona has dövmeyi, hem de ona ekipçe doğum gününde aldığımız saati.

O dövmeyi kendisi tasarlamasa belki aynı saatten başkasında da olabilir düşüncesinde olabilirdim. Ama dövme eşsizdi ve bir tek Taecyeon da vardı. Yüzümdeki ifadeyi fark eden Tao bana neyim olduğunu, bir ipucu bulup bulmadığımı sorduğunda, yüzümde kocaman bir gülümseme ile ona ekrandaki görüntüyü işaret ettim.

Önce anlamadı ama sonra oda benim gibi gülümsüyordu. Tao'ya onu kaçırmamız gerektiğini, âmiri konu ile ilgili bilgilendirmesi gerektiğini söyledim. Benim konuşacak ve olanları bizzat anlatacak gücüm henüz yoktu.

Malum hastanede içinde bulunduğum durum nedeniyle benden bir açıklama bekliyordu. Şimdi bununla gerçekten yüzleşmek istemiyordum. Tek istediğim Sehun'u bir an önce bulmaktı.

Güvenlik odasından Tao ile birlikte ayrılırken Taecyeon'dan hesap sormak için sabırsızlanıyordum.

-----------------------------------

Ben kendimi biraz daha topladıktan sonra Emniyet müdürlüğüne geçmiştik. Herkes neler olduğunu biliyordu. Bunu Tao'dan söylemesini bizzat ben istemiştim. O pisliğin elimden öylece kaçmasına izin veremezdim. Herkes tetikte beklerken ben ile Tao âmir Hyukjae'nin odasında Taecyeon'u gözlüyorduk.

En sonunda âmirim onu dâhili telefondan arayarak sorgu odasında bir cinayet zanlısı olduğunu önden onun gitmesi gerektiğini soruşturmayı beraber yürüteceklerini ayrıntıları bizzat ona anlatacağını söyledi.

Taecyeon hayır dememişti. Nedense hiçbir zaman Hyukjae âmire karşı gelecek bir davranışta bulunmamıştı. O sorgu odasına giderken Hyukjae de bizimle birlikte odasından çıkıp onu takip etmeye başladı.

O sorgu odasına tek başına girerken, benle Tao ise sorgu odasına bakan camlı bölmedeydik. Bizimle beraber ekipten Minseok Hyung ve Suho da bizimleydi. Minseok Hyung konuşmaları kayıt altına almak için oradaydı. Suho da bize destek olmak için gelmişti.

Hyukjae içerden Taecyeon'a her şeyi bildiğimize dair olanları anlatırken o kadar sakindi ki. O kadar tepkisizdi ki, içeri girip Taecyeon'u öldürmemek için zor tutuyordum kendimi.

KADİFE KELEPÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin