KADİFE KELEPÇE

1.Bölüm

Köhne evin çevresinde kısaca her yerde polis araçları ve polis memurları vardı. Adli tıptan görevliler de evin içini neredeyse araştırma yüzünden istila etmiş evin olduğu bölgeyi çepeçevre abluka altına almışlardı.

O bölge fazla ıssız olduğundan hiç kimse ile karşılaşmamış bu nedenle olası meraklıları zapt etmek için fazladan enerji harcamak zorunda kalmamışlardı. Cinayet masasından olduğunu söyleyen iki kişi kendilerinin geçemeyeceğini söyleyen görevli polise kimliklerini göstererek sarı şeritle kapatılmış bölgeye girdi.

Jongin başı ile ortağına işaret verdi o Adli Tıp şefi ile görüşürken Jongin de polis şefi olduğu açıkça belli olan adama emin adımlarla yürüdü. Daha ağzını açmasına fırsat vermeden polis şefi lafını ağzına tıkamıştı.

"ben polis şefi Park Hong Shik cinayet masasının bu kadar çabuk gelmesini beklemiyordum. ?"

Jongin elini ensesine götürüp orta yaşlı neredeyse emekliliğini iple çeken saçları yer yer beyazlamış tahmini olarak kıyafetlerini 2 gündür değiştirmemiş polis şefine umutsuz bir vakaymış gibi baktı. Sonra da içini çekti.

" Cinayet olunca ister istemez hızlı hareket etmek durumundayız. Ben cinayet masasından Kim Jongin evin yanında görevliler ile konuşan kişi de ortağım Huang XiTao. Şimdi neler olduğunu öğrenebilir miyim? Öncelikle kurbanı kim bulmuş? Size kim haber verdi?"

" sabaha karşı 4 gibi merkeze isimsiz bir telefon gelmiş. Bu yerin adresi verilerek içeride bir ceset olduğunu söylenmiş. Hatta tam olarak onu nerede hangi odada bulacağımızı bile anlatmış. Ama isim bırakmadan telefonu kapatmış...

Kurbanın kimliğini bulamadık ama göğsünün tam ortasında kesici bir alet ile yapılmış olduğu anlaşılan bir isim bulduk. Üzerinde Do Kyung Soo yazıyordu. "

Jongin olayı oldukça ilginç bulmuştu " sizi arayan katil olabilir? Yoksa kurbanı elinizle koymuş gibi nasıl bulabilirdiniz ki?"

Hong Shik " telefonun izini sürmeye çalıştık fakat ne yazık ki kullan-at bir telefondan aradığı için sağlam bir ipucu bulmak mümkün olmadı. Bizi aradığı telefonun izini bir çöp konteynır'ına kadar izledik ama bunun dışında hiçbir şey yok."

Bir yandan konuşurlarken bir yandan da olay yerine yürüyorlardı. Adli tıp'dan görevliler beyaz kıyafetleri ile kanıt olabilecek her şeyi toplamaya devam ederken içlerinden biri gelerek Jongin'e ve Polis şefine eldiven, maske ve galoş uzattı.

Kendilerine uzatılanları teker teker giyerken Jongin yerde gözü bir şeye takılmıştı. Daha iyi incelemek için yere eğildi. O sırada yanlarına Adli tıp çalışanlarının verdiklerini giyip gelen ortağı da onun dikkatini neyin çektiğini anlamaya çalışıyordu.

Polis şefi de sesini çıkartmadan Jongin'in hareketlerini izliyordu. Jongin gözünün birini kısarak daha dikkatli bakmaya çalıştı. Cisim parlak olsa da net bir şekilde göremiyordu. Bu nedenle ortağının kendisine uzatmış olduğu feneri eline alarak cismin olduğu yere doğrulttu. Eski ve yer yer çürümüş parkelerin arasına sıkışmış bir şey duruyordu. Sanki Jongin'in gelip onu bulmasını bekler gibi ışığın üzerinde ki yansımasını Jongin'e geri yansıtıyordu.

Bir ihtimal katil kurbanı öldürmeden önce bu odaya sürüklemiş, daha sonra öldürmüş ve şu anda baktıkları cisim de ya katilden ya da kurbandan düşmüş olabilirdi. Olasılıklar üzerinde düşünürken Jongin yanından geçen adli tıp görevlisinden uzun cımbıza benzeyen bir aleti alıp parkenin arasına dikkatlice soktu. O kadar yavaş hareket ediyordu ki, en ufak bir hatada onu bulunduğu yerden daha alamadan düşürebilir bu nedenle evin zaten çatırdayarak parçalanacağı sinyalini veren parkeleri sökmesi gerekebilir bu da olası delilleri yok edebilirdi.