16-Ölüm

4.4K 192 26
                                    

Merhabalar !

Bu bölüm ithaflarımı yorum yapan ve hikayemi yeni okumaya başlayan tüm okurlarıma ithaf ediyorum.Özel olarak şahsınıza ithaf etmedim,bu seferlik mazur görün.

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin..

Varlığınız daim olsun..

Yeni gelen gönlü güzeller HOŞ GELDİNİZ,ne iyi ettiniz de geldiniz..

İYİ OKUMALAR ;

......................

Pikniğin üzerinden koskoca bir hafta geçmişti ve ben hala daha Narin'e kendimi affettirmenin yoluna bulamamıştım.Bu aralar işler öylesine yoğun ki büyük bir uyuşturucu mafyasını geçen yıllarda bulup hapse atmıştım.Fakat adam nasıl başardıysa çıkmış ve benim peşime düşmüştü.Konu kendi canım olsa zerre düşünmezdim..Ama şuan düşünmem gereken onlarca can vardı.Ailem,Narin,Peri,Narin'in ailesi...Sırf bu olay yüzünden neredeyse bir haftadır Narin'le görüşmemek,Peri'yi kollarıma alıp sarmamak için büyük bir mücadele veriyordum.

Yiğit Alp'e bir şey yapamazlardı biliyordum.Çünkü İstanbul da hatırı sayılır bir tanınmışlığı vardı.Ona dokunmaları demek bir çok işlerini baltalamak olurdu.Babam da başının çaresine bakardı, eski polisti sonuçta..Geri kalanını korumaksa benim boynumun borcuydu.

Ofisimin deri koltuğuna oturmuş kafamı geriye doğru yaslamış bir biçimde düşünüyordum..Onları korumak için birkaç polisi görevlendirmenin işe yaramayacağından neredeyse emindim.Çünkü adam tam bir pislik torbasıydı, hiç anlamadığım bir an da düşlemediğim şeyler olabilirdi..Emniyette bulunan gizli iletişim telefonlarından Narin'e ulaşmaya çalışsam da telefonu hiçbir şekilde açmıyordu.İşin kötü yanıysa onunla görüşmemin başka bir ihtimalinin olmamasıydı..Şuan karakolda çalışan tüm polislerin bilincinde olduğu bir durum vardı ki ; alenen izleniyorduk..Hatta ve hatta takip dahi ediliyorduk..Bir çok polis arkadaş evlerine gidemez olmuştu iz peşine düşme derdinden..Adam hayalet olmuş kaybolmuştu..İzlendiğimizi bilsek de bunun kanıtı olan hiçbir şeye rastlamamıştık.Bizi arafta bırakansa karakoldan birinin laf sızdırma durumuydu.Bu adamların bu kadar içimize girmesinin başka bir ihtimali olamazdı.Ama aramızda ki muhbirin kim olduğunu bulamıyorduk.Ne hikmetse herkes bu iş için gereğinden fazla ilgileniyordu..Fakat bizden sorumlu amirimiz bu olay olduktan sonra karakola uğramaz olmuştu.Bu mesleğe yıllarını vermiş bir adama böyle çirkin bir yafta yapıştırmak istemesem de ne yazık ki büyük bir şüphe tohumu yeşertiyordu içimde.En ilginç olansa amirden ses seda çıkmaması durumuydu.Adam yer yarılmış yerin içine girmiş gibiydi.Dosyalarla alakalı bilgi vermek istesek de ulaşmamız imkansızdı.Tüm yük benim omuzlarımdaydı.Amirle işe başladığım günden beri tam bir uyum içine girememiştik ama iyi bir adamdı.Yalnızca bazen bana garezi olduğunu düşünebileceğim hareketler de bulunuyordu, bu da ona olan tutumumu büyük ölçüde değiştiriyordu.Bu son yaptığı hareketten sonra beynim tamamen onun amacına ve bu mafya babasına takılı kalmıştı.O adamın ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordum.Çünkü onun yüzünden Salih komiser yaralanmıştı..Bir kaç ay önce yaşadığımız çatışma da silahın hedefi yine Salih olmuştu ve ne tuhaftır ki vuran kişi bu mafya babasının adamlarıydı.

Çok pis işler dönüyordu ama yakın da çıkardı elbet kokusu..Düşünceler başımı ağrıtacak dereceye gelmişti ki odamın kapısı hızla açıldı.Normalde kapıyı çalmadan açtığı için kızardım.Ama öyle bir bakışı vardı ki..

"Baş komiserim yengenin evin yakınlarında üniformalı polisler geziniyormuş.." 

"Ne demek üniforma oğlum ? Siz beni delirtecek misiniz lan ? Ben size dedim ki sivil olarak gidilecek fark ettirmeyin kendinizi,dinlemiyorsunuz ki beni."

AŞK YOKUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin