# Bölüm 5 #

6.5K 526 23
                                    

Medya : Ömür       İYİ OKUMALAR !! 

# Bölüm 5 #

Şu pastayı da dolaba koyduk mu tamamdır ! Bitti. Her şey hazır. Masanın başına geçtim. Çekmecelerin birinde buduğum örtüyü serdim. Tabakları , çatal ve bıçakları yerleştirdim. Sonra bardakları koydum. Biraz geriye çıkıp oluşturduğum düzene baktım. Gayet güzel gözüktüğüne karar verdim ve fırına bakmak için yola koyuldum.

Yemeğimde hazırdı. Şimdi onu aşağıya çağırma vakti. Yukarı çıktım ve bulunan tek odanın kapısınnı tıklattım. Cevap gelmeyince tekrar tıkladım ve "Yemek hazır. " dedim. Ses gelmeyince "Orda mısın? " diyerek tekrar kapıyı tıkladım. Tekrar ses gelmedi. Tam kapıyı açıp içeri dalıyordum ki. Kapı açıldı.

Karşımda duran koruyucunun çıplak vücudundan gözlerimi zorla ayırdım ve gözlerinin içine bakarak "Daha sık tişört giymelisin." dedim. Kesinlikle kızarmış olduğumu hissedebiliyordum. O ise durmuş karşımda bu halimden zevk alıyordu. Dudakları yukarı kıvrılmış ve beyaz dişlerini gösterecek şekilde gülümsüyordu. Bir süre kıbırdayamadıktan sonra sinirle arkama dönüp yürürken "Yemek hazır." dedim.

Koruyucum üstüne tişörtünü geçirdikten sonra peşimden geldi. Masaya oturduğumuzda servisleri yaptım ve yemeğe başladık. Aç bir kurt gibi yemeğe dalınca "Allahtan açlıktan ölmemişsin." Demeden duramadım. Ölmek. Ölmek. Tekrar gözlerimin dolduğunu hissettim . Bana bakıyordu. Artık biri bana bakarken ağlamayacaktım. O bir şey demeyince burnumu çekip neşeli olmaya çalışarak " Beğendin mi ?" diye sordum.

"Biraz tuzlu mu olmuş sanki" dedi kaşlarnı çatarak.

"Beğendiğini itiraf etsen ölürsün dimi ?  " Ölmek. Kes artık şunu Ömür!

"Belki " dedi omzunu silkerek. Sonrada gülümsemeye başladı. 

 Hemen yanımda bulunan kolanın kapağını çıkarttım ve ona doğru fırlattım. Tam yüzüne gelecekken hızli bir refleksle tuttu. "Bu ne içindi?" dedi soru soraran bakışlarla. "Gülme. " dedim sırtımı dikleştirdikten sonra.

Yemekler bitti sıra tatlıya gelince hemen dolaptaki pastayı çıkarttım ve birer dilim şeklinde tabaklara koymaya başladım. Masaya getirdiğimde koruyucum uzun bir ıslık çalarak "Vay vay vay ! Prensesimizin özel ilgi alanı tatlılarmış meğer." dedi.

Gecenin geri kalanını saçma sapan şeyler hakkında konuşarak geçirdik. Kafam dağılmıştı. Tatlılarımızda bittiğinde tabaklarımızı lavabonun içine koydum.

"Sen yorulmuşsundur bulaşıkları ben yıkarım " dedi. Şaşkınlıktan ağzım bir karış açık ona bakarken "Seni görende beni öküzün biri sanır" dedi. O an tek kaşımı kaldırabilmeyi çok isterdim ama yapamadığımdan "Değil misin?" dedim.

 "Çok istiyorsan sen yıkayabilirsin" dedi bana ölümcül bakışlarla bakarken.

"Yok canım saol" dedikten sonra yapmacık bir şekilde esnedim. "Bak çok uykum var. Hadi kolay gelsin." Dedim ve koşarak yukarı odama çıktım.

 Kafamı yastığa koyduktan sonra bütün uykum kaçtı. 10 dakika boyunca yatakta boş boş durduktan sonra kalktım ayağıma terliklerimi geçirdim ve odadan dışarı çıktım.  Koridorun sonunda çatıya çıkan bir merdiven olduğunu gördüm ve çıktım. Merdiven çatının iç kısmına çıkıyordu. Yani depo gibi bir yere. Biraz etrafa baktım ve pencere gibi birşey gördüm. Çatının üstüne çıkıyordu.

Büyük bir çaba sonucu pencereden çatıya çıktım. Sağlam bir yer bulup oturdum çatının üzerine. Dizlerimi kendime doğru çektim ve çenemi dizkapaklarıma yasladım. Belli bir süre karşımdaki binaların gecenin siyahıyla uyumunu izledim. Sonra kafamı kaldırdım ve yıldızlara baktım. Başıma gelen şeylerin özetini geçtim kendi kafamda. Yanaklarımda bir sıcaklık hissettim. Ağladığımı o an anladım. Hemen göz yaşlarımı sildim. Ağlamamalıydım.

Omzumda bir el hissettiğim zaman irkilerek  ele baktım. Sonrada elin sahibine. Koruyucum. Yanımda, oldukça yakınımda oturuyordu. Ve bir elini omzuma atmıştı. İçimde biriken bütün duygularım o an kabardı. İyice ona sokuldum. Kollarımı beline doladım. Yüzümü göğsüne yasladım. O kendine has kokusunu içime çektim ve sessizce ağlamaya başladım. Sanki sesli ağlarsam bütün büyü bozulacakmış gibi. Ne kadar süre orda öyle durduk bilmiyorum ama en sonunda yatışmıştım. Kendimi çekerek ondan ayrıldım. Elimin tersiyle gözlerimi sildim. Birbirimizden ayrı öylece durduk bir süre sonra içime kaçan sesimi buldum.

"Koruyucu ? "

"Evet Prenses ? " dedi yüzünü bana çevirerek. Ay ışığında yüzü daha bir yakışıklı oluyordu sanki.

"Neden bana prenses diyorsun ? " dedim. Kısık sesle konuşuyorduk ikimizde.

Biraz bekledikten sonra "Baban öyle istedi." dedi.

"Babam istedi diye herşeyi yapar mısın? "

" Evet prenses."

"Neden ? "

"......" Arada oluşan boşluğu doldurmak için tekrar konuşmaya başladım.

"Peki bana adını ne zaman söylemeyi düşünüyorsun."

"Bana koruyucu demeni seviyorum. " dedi yüzünde o çapkın gülümsemesiyle.

"Bu hiç bir zaman mı demek oluyor ?? "

"..... "

Biraz daha durduk ve artık gitmemiz gerektiğini düşünmeye başladım. Burdan gitmeden ona söylemeliydim.

"Koruyucu " Biraz durup sesimi bulmaya çalıştım. " Teşekkür ederim. "

"Sorun değil. Salya sümük ağlayacağın zaman beni çağırman yeterli." dedi alaylı bir tavırla.

"Al işte büyü bozuldu. Sen yine eski haline döndün."

Ayağa kalktı. Elini uzatarak benide kaldırdı. İkimizde ayaktaydık ve birbirimize baya yakındık.

"Colin."Anlamsızca yüzüne bakarken açıklama gereği duydu galiba."Adım. Adım Colin."

Bir an şaşırdıktan sonra sorulabilecek en saçma soruyu sordum. "Yabancı mısın?"

"Sayılır. Yurtdışında doğdum. Ama bir yaşımdan beri Türkiye' deyim." dedikten sonra pencereye yöneldi.

"Önden bayanlar." dedi bir elini inerken destek almam için havada tutuyordu.

"Kibar yönünüzü görmek çok güzel beyfendi." dedim elimi bir leydi gibi onun eline uzatarak.

Odama girdiğimde oda arkamdan geldi.

"Ninnide söyleyecek misin ?" diye sordum yatağıma yatarken.

"Yalvarsan bile hayır." dedi örtüyü üstüme çekerek. Sonra ışıkları kapattı.

"İyi geceler prenses." dedi fısıltıyla.

"İyi geceler koruyucu." dedim aynı tonda. Çıkarken kapıyı kapattı ve beni düşlerimle başbaşa bıraktı.

LÜTFEN sadece okuyucu OLMA!!! Her okuduğun hikayenin bölümüne VOTE ver hatta YORUM yap. Belki senin sadece 3 dakikanı alır. AMA yazar üzerindeki etkisi inan bana 10 dakikadan fazla sürüyor. Yazanlara bu mutluluğu çok görme. Zaten sende yazanlardansan ne demek istediğimi anlamışsındır.

KoruyucumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin