Siyah bir gölgeyi köşeyi dönerken buldum. "Durr !! " diye bağırdım tüm gücümle. "Kimsin sen ?"
Bir an duran gölge bana bakmadan yoluna devam etti. Gölgenin sahibinin kim olduğunu anlamam için bana dönmesine gerek yoktu. Kim olduğunu anlamıştım. Bu o ' ydu.
Ben hala camı olmayan pencereden boş sokağa bakarken Selin "Polis'i arıyorum hemen." dedi telaşla. Ona hayır deme gücünü kendimde bulamadım. O gelmişti. Beni bulmuştu. Peki neden ?
• • •
"Polis bahçede bir ceset bulmuş." diyen Selin'in o olumlu halinden bir eser yoktu şimdi. Dehşete düşmüş ses tonu onu bir türlü terk etmiyordu.
"Cevap versene Ömür. Birşey desene." zaten sinirli olan Selin ' i konuşmayarak daha da sinir ediyordum.
Çantamı kaptığım gibi "Seni sonra ararım! " diyerek evden çıktım. Onu bulmalıydım. Onu birkere daha görmeli o gözlerine birkez daha bakmalıydım. Sesini belki son kez duymalıydım.
Daireme vardığımda sıcak bir duş alıp yatağın içine girdim. Yatağımın tam karşısında olan küçük pencereden dışarı baktığımda yine o karartıyı gördüm. Hızla camı açıp "Sensin biliyorum." diye bağırdım. Karanlıkta ki bir gölgeden nasıl bu kadar emin olabiliyorum bilmiyorum ama içimden bir ses bu o diyor. Ve ben o sese inanıyorum. Belkide inanmak istiyorum.
Gölge yine bir anlığına duraksadı ama yoluna devam etti. Bir süre daha pencereden baktıktan sonra yatağıma geri döndüm.
Sabah alarm sesiyle güzelim uykumdan uyanıp lavaboya doğru süründüm. İşlerimi hallettikten sonra hızlıca üstümü giyindim ve kafenin yolunu tuttum. Bugün Çağatay' la geçireceğim kocaman bir iş günüm var. Üstünede alay konusu olacağım bir yemek. Kısacası berbat bir gün olacaktı.
Kafeye vardığım da Çağatay' ı görmemek için kenardan köşeden personel soyunma odasına gidip üstümü başımı değiştirdim. Kasanın oraya vardığımda Çağatay'ı gördüm. Tam yolumu değiştireceğim sırada Çağatay bana yüzünü döndü. Onun bana yüzünü dönmesiyle ağzımdan ufak bir çığlık çıktı. İstem dışı "Ne oldu sana böyle ? " diye soruverdim.
Sağ gözü morarmış dudağının sol tarafı ise patlamıştı. Sol gözü şişmiş ve altında kızarıklıklar vardı.
Sertçe kokumu tuttu ve beni kendine çekti. "O sevgiline söyle bu iş burda bitmedi. Yüzümü bu hale getirmenin hesabını ödeyecek." dedi tıslayarak. Ona korkarak ve tiksinerek baktığımda beni geriye doğru sertçe itti. Ancak arkamdaki sandelyelerin birine çarparak durabildim. Çağatay ise öylece çıkıp gitmişti.
Benim bir sevgilim yoktu ki. Ama bunu o yapmıştı. Bunu hissediyordum. Hala beni koruyordu.
Günün geri kalanını müşterilerle uğraşarak geçirmiştim. Çağatay ise ortalıklarda yoktu. Bu durum benim işime geldiği için patrona söyleme gereği duymamıştım. Kafeyi kapattıp Umutlara doğru yürürken hala onu düşünüyordum. Hala beni koruyorsa onu tekrar görebilirdim. Yolumu değiştirip serserilerin bulunduğu bir ara sokağa girdim. Bundan ne kadar ürksemde onu tekrar görmek için denemeye değerdi.
Bira şişelerinin yere devriliş seslerini ve birkaç kahkaha duydum. Bir an arkamı dönüp ordan uzaklaşmak istedim ama arkamı dönünce yine o karanlığı gördüm. O olduğundan neredeyse emin olduğumdan bira şişesi seslerine doğru yürüdüm. Planım o serserilere bir görünüp yoluma devam etmekti. Nasıl olsa peşime takılırlardı.
Planıma sadık kaldım ve onlarda beni şaşırtmadı. Peşimden gelen üçlü bir anda çevremi sardı. Hepside azmış birer köpeğe benziyorlardı. Tam karşımda olan pislik bana yaklaşınca korkarak geriye doğru gittim. Geriye doğru gidince arkamdaki serserinin pis vücuduna değdim. Üçü birden kahkahalarka gülmeye başladı. İçimden bu aptalca plan için kendime küfrettikten sonra bir çıkış yolu aramaya başladım. Gelmiyordu işte. Yoktu burda. Arkamdaki serseri o pis ellerini yüzüme değdirince gözlerimi yumdum. Nerden bulaşmıştım bu pisliğe ?
Ben gözlerim kapalı bu olanlar bitsin diye dua ederken yere düşen beden sesi duydum. Hemen gözlerimi açtım ve o'nu sakkallı serseriye vururken gördüm. İçtiği şeyden dolayı hepsi direnmeden yere düşerken "Biliyordum." diye fısıldadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koruyucum
Teen FictionBabasının hatası yüzünden hayatı altüst olan bir genç kız . Babasının onu emanet ettiği bir koruyucu. Peşlerinde olan kötü adamlara izlerini kaybettirmeye çalışıyorlar. Ha birde birbirlerine uyum sağlamaya . Onların hayat maceraları bazen komik baz...