Ertesi gün, Steve, Mary ile okuldan dönüyordu. Arabasını park ettiğinde Mary, "Kapıda biri duruyor." dedi.
Steve başını eğip camdan dışarıya baktı. Kaşlarını çattı ve derin bir nefes verdi.Mary, babasına döndü. "O kim ki?"
"O senin babaannen." dedi Steve.
"Hadi be!" diye yorum yaptı Mary. "Çok genç görünüyor."
Steve hafifçe tebessüm etti. "Kendine iyi bakmasıyla ünlüdür."
"Burada durup bakışmaya devam mı edeceğiz?"
Steve, küçük kızına baktı. "Galiba yanına gitmeliyiz, değil mi?"
Mary başını salladı ve birlikte arabadan inip eve doğru ilerlediler.
Steve, "Merhaba anne." dedi kısaca. "Seni burada görmeyi beklemiyordum." Ama aslında bekliyordu. Müdür üst merciilere, ya da bizzat Evelyn'e Mary'nin üstün zekasından bahsetmiş olmalıydı."Merhaba." dedi Mary de. "Sen benim babaannem misin?"
Evelyn küçük kıza baktı. "Büyükanne ya da Evelyn demeni tercih ederim." dedi.
Mary kaşlarını kaldırıp, "Pekala." diye geveledi.
"Ve sen de Mary olmalısın."
"Evet," dedi Mary. "Ta kendisi."
Evelyn gülümsedi. Sonra Steve'e döndü. "Kapı önünde mi konuşacağız?"
Steve başını sallayıp cebinden anahtarları çıkardı ve kapıyı açtı. "Girsene."
Evelyn içeri girip şöyle bir etrafa bakındı. Mary ise çantasını kenara atıp kedisi Fred'in yanına koştu ve onu kucağına aldı.
"Bak Fred, bu Evelyn. Büyükannem." diyerek kadını kedisine tanıttı.
Evelyn ceketinin cebinden çıkardığı mendili ağzına götürdü. "Evde kedi mi besliyorsunuz?" dedi tiksintiyle.
"Evet, o benim arkadaşım," dedi Mary. "Onu yağmurlu bir günde sokakta bulduk."
Evelyn bir adım gerilerken, "Aşısı falan var mı bari?" diye sordu.
"Tamamen sağlıklı," dedi Steve. "Otursana, sana ne ikram edeyim?"
Evelyn, koltuğun ucuna oturdu. Elinde tuttuğu paketi kenara koydu. Etrafına bakarak, "Hiçbir şey." dedi. Sonra Steve'e dönüp, "Bu çocuğu bu... burada mı büyütüyorsun?"
Steve de etrafına baktı. "Buranın nesi varmış?"
"Hiç havadar değil." dedi Evelyn.
"Neden buradasın Evelyn?" diye sordu Steve. "Bunca yıl sonra neden?"
Evelyn, Steve'e cevap vermeden kıza baktı. "Sana hediye aldım. Bu pakette ne var görmek ister misin?"
Mary başını salladı. Evelyn, paketi alıp kucağına koydu. "Hadi gel de bir bak."
Mary kadına yaklaştı. Evelyn paketi ona verdi. Küçük kız yere oturup paketi açmaya başladı. "Vay canına!" dedi. "Bu bir laptop."
"Aslında o bir MacBook Pro." dedi Evelyn.
Steve kaşlarını kaldırdı. "Çok cömert bir hediye."
"Teşekkür ederim," dedi Mary. "Bu çok... havalı."
Evelyn kısaca gülümsedi ve "İçinde bir sürü problem var." dedi "İçi bir çok matematik sorusu ile dolu."
Mary sevinerek, "Harika!" dedi.
Evelyn hapşırdı ve Steve'e döndü. "Seninle konuşmam lazım, ama burada olmaz. Bu şeye alerjim var." dedi kediyi gösterip.
Steve, "Dışarıda konuşabiliriz." diye önerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Becomes Four (Stony-Au)
FanfictionSteve Rogers, kızı Mary'nin velayetini annesi Evelyn'e kaptırmamak için uğraşırken, Florida'nın en iyi avukatı ile tanışır; Tony Stark'la. "Gifted" filmi baz alınmıştır!