19. Bölüm

2.1K 188 404
                                    

Natasha elinde hırka ile hastanenin bahçesinde beklerken Clint geldi.
"Selam güzellik," dedi kadının yanağından öperken.

"Selam," dedi Natasha'da. "Çabuk geldin."

"Acil bir durum olduğunu anladım ve son sürat geldim. Kız niye kaçmış?"

"Peter'a kanser olduğunu söylemiş, Mary, henüz 6 yaşında olduğu için bazı kelimelerin anlamını bilmiyor. Bu yüzden herkesin ondan nefret ettiğini düşünerek gitmiş."

Clint başını salladı. "Ne tarafa gittiğini biliyor muyuz?"

"Doğuya giderken görülmüş ve sonra kameraların açısından çıkmış," diye açıkladı Natasha. "Scott nerede?"

"Arabanın içinde. Hastane bahçesine köpek sokamam ya."

"Tamam, hadi buradan çıkıp Mary'i bulalım."

Clint ve Natasha, arabaya doğru ilerledi. Alman kurdu olan Scott, camdan kafasını çıkartmış ve koca dilini dışarıya sarkıtmış, hızlı hızlı nefesler alıp veriyordu.
Natasha köpeğin başını okşarken, Scott onun elini yalamaya çalışıyordu.

"Bu arada," dedi Natasha. "Bucky'e senin evli ve üç çocuklu olduğunu söyledim. Eğer beni bozarsan, kafanı klozete sokarım."

Clint gözlerini açtı. "Evli ve üç çocuklu mu? Kafayı mı yedin sen?"

"Seni kıskansın istemedim. Evli olduğunu sanarsa, içi rahat eder diye düşündüm."

"İyi de üç çocuk nereden çıktı?" diye sordu Clint. Şaşkındı.

"Ne bileyim ben, birden aklıma geldi." diyerek omuz silkti Natasha.

"İlişkinizin ilerleyen zamanlarında olmayan karımla falan tanışmak isterse, o zaman ne olacak? Yetimhaneden çocuk mu alacağım?"

"Sana yetimhaneden çocuk verirler mi sanıyorsun?" diye sordu Natasha. "İlerleyen zamanlarda bunu düşünürüz. Şimdi işimize bakalım."

"Niye vermesinler? Benden iyi bir baba olurdu." Natasha'nın surat ifadesini gören Clint, "Tamam tamam," dedi. "Hadi kızı bulalım."

Birlikte arabaya bindiler ve hastane bahçesinden çıktılar. Natasha, Mary'nin hırkasını Scott'ın burnuna uzattı. "Bunu kokla köpekçik ve benim minik kızımı bul bakalım."

Scott koca burnuyla hırkayı koklarken, bir yandan da onu dişlemeye çalışıyordu.
"Aç mı bırakıyorsun sen bunu?"

"O her zaman aç." dedi Clint gülerek.

"Köpeği de kendine benzetmişsin," diyerek gözlerini devirdi Natasha. "Kızımı bulursan sana mama alırım Scott."

Köpek iki kere havladı.

"Bu 'evet' demekti." diye açıkladı Clint. "Bir kere havlarsa hayır, iki kere havlarsa evet demektir."

"Üç kere havlarsa da bilmiyorum mu demek istiyor?" diye sordu Natasha, bezginlikle.

Clint, "Yok, üç kere havlarsa, 'bana mama vermezsen, seni yerim' demektir." derken gülüyordu.

"Mary'i bulsun da sonra kimi yerse yesin." dedi Natasha.

Arabadan inip yola çıktılar. Clint, Scott'ın tasmasından tutarak, "Hadi oğlum bitirelim şu işi," dedi burnuna yeniden kızın hırkasını tutarken.

"Ayrılalım," dedi Natasha. "Ben bu tarafa gideyim, siz de o tarada gidin," diyerek eliyle sağı ve solu işaret etti. "Kızı kim bulursa birbirine haber versin."

Clint onaylayarak başını salladı ve Scott'ın ipinden tutarak ilerlemeye başladı.

~

Hastane koridorunda bir aşağı bir yukarı yürüyen Steve gergindi. "Ben de onu aramaya çıkmalıydım," dedi. "Niye onlarla gitmedim ki?"

Two Becomes Four (Stony-Au)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin