5. Bölüm

2K 195 287
                                    

Steve, ertesi sabah Mary'i okula gönderdikten sonra, Bucky'den gelen telefonu yanıtlamıştı. Bucky, Tony Stark'ın öngörüşme talep ettiğini söylemişti. Sizi savunacak ya da savunmayacak dememişti, sadece öngörüşmeden bahsetmişti. Steve sevinse mi üzülse mi bilemedi. Bu öngörüşme ne içindi?

Natasha'ya gidip durumu anlatmaya karar verdi. Apar topar evden çıkıp kızıl kadının kapısına gitti ve zile bastı. Açan olmayınca kapıyı yumruklamaya başladı.
Askılı atleti ve şortu ile kapıyı açan Natasha, "Yumruğun intikamını kapıdan mı alıyorsun?" diye sordu ters ters.

Steve bir adım geri gitti. "Uyuyor muydun, af edersin. Ben saate hiç bakmadım."

"Ne uyuması? Çocuklarımı okula gönderdim ve kocama kahvaltı hazırlıyordum." Natasha gözlerini devirdi. "Bekar bir kadınım ben, bu saatte neden uyanık olayım ki?"

"Tamam, ben sonra gelirim." dedi Steve, arkasını döner gibi yaparak.

Natasha tek kaşını kaldırıp, sarışın adama baktı. "Blöf yaptığını anlayacak kadar seni tanıyorum Rogers. Şimdi gidiyormuş gibi yapma da içeri geç."

Steve güldü. "Tamam, madem ısrar ediyorsun..."

Natasha başını salladı ve mutfağa ilerledi. Sandalyenin üzerinde duran siyah sabahlığını alıp üzerine geçirdi ve kuşağını gevşekçe bağlayıp, Steve'e döndü. "Kahvaltı yaptın mı?"

"Evet," dedi Steve. "Mary ile birlikte yaptım."

"O halde sabah sabah kapımda bitmenin sebebi ne?"

"Sabahları agresif mi oluyorsun sen?" diye sordu Steve, gülerek.

"Buraya benimle keyifli bir sohbet etmeye gelmediğini biliyorum Steve ve sen asıl konudan uzaklaştıkça agresifleşiyorum." dedi Natasha.

"Mary'nin öğretmeni vardı ya hani, Bucky Barnes?"

"Geçen akşam bahsetmiştin, evet." dedi Natasha hatırlayarak. Steve, bardan dönüşte Mary'i alırken ayaküstü Natasha'ya Bucky'den bahsetmişti.

"Onun çok yakın bir dostu varmış, ismi Tony Stark. İyi bir avukatmış, velayet davasını üstlenmeden önce, bizimle tanışmak istiyor."

Natasha, bu haber karşısında gülümsedi. "Bu iyi bir haber Steve, ama sen neden gerginsin?"

"Ya bizimle tanıştıktan sonra davayı üstlenmek istemezse, ya Mary'i ya da beni ya da ne bileyim işte bizi sevmezse? Yani demek istediğim-"

"Anladım," diyerek onun sözünü kesti Natasha. "Mary'i herkes çok sever Steve, tabii senin için aynı şeyi söyleyemem." Steve ona bakınca, Natasha güldü. "Şaka yapıyorum. Sen iyi bir adamsın."

"Tony Stark'a karşı nasıl davranmalıyım, hiç bilmiyorum."

"Sadece doğal davran, kendin ol." dedi Natasha. "Seni sevmezse de kendi kaybeder, inan bana."

~

Peter, okuldan eve geldiğinde babasını görünce şaşırdı. Tony, bir telefon görüşmesi yapıyordu, Peter üstkata çıkacağı sırada ona eliyle durmasını işaret etti Tony.
Peter çantasını merdivenin yanına koyarken, babasının sinirli ifadesine odaklandı. Tony, telefonda biriyle tartışıyordu.

"...Dediğimi tam olarak anladın mı sen? Parayı transfer ettim... Şu anda hesabında olmalı... Evet, 5 bin dolar fazla. Özrümü kabul edin diye... Kibarlık yaptım... Hayır, sen dinle! Bu davayı alamam. Sana çok iyi bir avukat ismi verdim, hem daha ucuz... Ailevi bir neden." Tony duvara gidip başını yavaşça duvara vurarak konuşmasına devam etti. "Evet, haklısın. Ama çok da zor durumda değilsin... Ah demek küfür edebiliyorsun... Vay canına! Bu ilginç bir küfür... Fantazi dünyan rengarenk. Tamam, bu kadar yeter. Güle güle."

Two Becomes Four (Stony-Au)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin