9. Bölüm

1.7K 176 192
                                    

"Kararınızı verdiniz mi?" diye sordu Yargıç Warren.

Tony kürsü önüne gelmiş gülümsüyordu. "Elbette Sayın Yargıç. Müvekkilim kızının iyiliğini istediği için karşı tarafın talebine oldukça sıcak bakıyor."

Evelyn, kafasını çevirip oğluna baktı. İtiraz edeceğine, avukatın onu ikna edemeyeceğine o kadar emindi ki bu onu şaşırtmıştı. Ancak Steve, başını dik tutuyor ve kendisine baktığını bildiği annesine kesinlikle bakmıyordu. Çünkü gözlerindeki acıyı göstermek istemiyordu, başı ne kadar dik olursa olsun, gözlerindeki acı bariz şekilde belliydi. Dişlerini sıkmamaya da özen gösteriyordu, çünkü çenesinin gerginliğinden ne kadar sinirli, ya da üzgün olduğu anlaşılsın istemiyordu.

Yargıç başını sallamıştı. "Bunu duyduğuma sevindim. Mahkemenin seçeceği ve Bay Rogers'ın onayladığı bir aileye, Mary Rogers'ı dava sonuçlanana dek vermeye karar verilmiştir. Bir sonraki dava Pazartesi günüdür."

Yargıç kürsüden iner inmez, Tony, Steve'in yanına gitti ve onu mahkeme salonundan çıkardı, çünkü Steve'in annesi ile tartışmasını falan istemiyordu. Bu az evvel segiledikleri tavırlara çok ters düşerdi. Yargıç da haklarında iyi sonuçlar vermezdi, bu yüzden Tony hızlıca koridorda ilerlerken Natasha'da onları aynı hızla takip ediyordu. Kızıl kadın da yaralı ama dikti. Mary'i yabancılara teslim etmek, akıl işi değildi.

Evelyn'nin peşlerinden geldiğini görünce, Natasha, yavaşladı.
Önden giden iki adamla arasında mesafe bırakmıştı. Binadan çıkmak üzere olan adamlara sırtını döndü ve Evelyn'in karşısına dikildi.
Sarışın kadın duraksayınca Natasha ona doğru iki adım daha atarak aralarındaki mesafeyi kapattı.

"Bugün sen kazanmış olabilirsin, ya da bugün sen kazanmışsın gibi görünüyor olabilir. Ama seni temin ederim, sonunda ağlayan taraf sen olacaksın. Ve yine seni temin ederim ki; Mary'nin herhangi bir yerine o evde zarar gelirse, benim küçük meleğim senin yüzünden üzülürse, Tanrı şahidim olsun sana Dünya üzerinde hiç kimsenin tatmadığı acıları yaşatırım." diye tısladı Natasha.

Evelyn, kızıl kadının mavi gözlerine baktı. "Beni tehdit mi ediyorsun?" diye sorduğunda Dickham yanında belirmişti.

Natasha hafifçe tebessüm ederek geri çekildi. "Asla!" dedi. "Asla tehdit etmiyorum. Ben tehdit etmem Bayan Adler."

Evelyn, donuk bir ifade ile Natasha'ya bakmaya devam ederken, Natasha, en tehlikeli gülümsemesini takınarak, "Umalım da dava iyi sonuçlansın, kimsenin canı yansın istemem, özellikle de yaşlı kadınların." dedikten sonra koridorda ilerleyerek kapıdan çıktı.

Evelyn, bu yaz günü Natasha'nın arkasından bakarken, soğuk bir rüzgarın yüzünü yaladığına yemin edebilirdi.

Tony, Steve'i arabasına bindirdikten sonra onun omzuna dokundu. "Üzgün olduğunu biliyorum, ama lütfen bu sakinliğini koru olur mu? Karşı tarafa dik görünmeni istiyorum. Bırak küçük zaferlerini yaşasınlar."

Steve üzgün bir şekilde Tony'e baktı. "Mary'e ne söyleyeceğim? Onu nasıl bir başkasına emanet edebilirim ki? Onu nasıl ikna edebilirim? Kendimi dahi ikna edemiyorken, bunu nasıl yaparım?"

"Bunun geçici bir durum olduğunu unutma Steve." dedi Tony. "Zor olduğunu biliyorum, ama başka seçeneğimiz yok."

O sırada Natasha gelip ikiliye baktı. "Başka seçeneğimiz yok mu diyordun?" diye sordu Tony'e.

Tony başını sallamakla yetindi.

"Evelyn'i öldürmek de bir seçenekti." dedikten sonra arabaya bindi. Steve yanındaki kadına baktı. Natasha sinirli görünüyordu.

Two Becomes Four (Stony-Au)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin