Sensizlik

765 61 14
                                    

Eylül : Sahte çek ve raporlarla ilgilendiğini mesela!
Sinan telefonu yere düşürdü.
Eylül : Cezası 10 yılı geçiyor. Dolandırıcılık.
Sinan yutkunmuştu.
Sinan : S-sen nerden biliyorsun.
Eylül : Doğru ki kabulleniyorsun. Kısasa kısas Sinan Tunç!

Eylül kapıyı sertçe çarpıp gitti.
4 saatlik olan ameliyatına girip sonra da eve gitti. Ali Asafsız.

Evde tek başına oturup düşünüyordu.

Eylül'den
Hissediyorum. Gelmekte olan gerçek yakında. Masallar gerçek yüzünü gösterecekti. Biliyorum bu olacak. Belki ellerimle yapacağım bunu ama gizli bir hayat geçirmek istemiyorum. Karanlık hayatın üzerine tos pembe bir hayal kurmak da istemiyorum. Özür dilerim sevgilim, özür dilerim...

Eylülün bu düşüncelerini çalan kapı zili bozmuştu. Ali gelmişti.

Eylül : Hoşgeldin.
Ali : Hoşbulduk karıcım.
Ali ona yaklaşarak öptü. İçeri girdi. Ceketini ve ayakkabısını çıkardı.

Ali : benim güzel karımın neden moreli bozukmuş bakalım.
Eylül : Bilmem sor bakalım öyle miymiş?
Ali : Öyle öyle. Amaa ben nasıl geçireceğimi biliyorum.
En sevdiğim şeyi yapalım mı?

Eylül anlamadım dermişçesine kafasını kaldırdı. Ali onu kendine çekip sıkıca sarıldı.

Ali : En iyi ilac.Kalbin ilacı...
Eylül gülümsedi. Ali geri çekildi.
Ali : Hah şöyle sana gülümsemek çok yakışıyor sevgilim.
Eylül : Hadi amaa... Dikildik burada.
Ali : Doğru söylüyorsun ben yukarı çıkayım bir üstümü değiştireyim.
Eylül : Tamam canım.

Ali yukarı çıktı. Eylülse ikisine kahve yapıp koltuğa oturdu.
Eylül yüzüğüyle oynayıp duruyordu.O sıra ali geldi karısının dizine yattı.

Ali : Ohh! var ya şuradan daha rahat yer yok.
Eylül : Yaa.
Ali : Evet. Konforlu dört dörtlük. Bedava sadece sevgi..
Eylül : Seninki iyiymiş bak.
Ali : Yani ben olsam senin yerinde bir karşılığını alırdım.
Eylül : Neymiş o?
Ali : Her dize yatmada. Bir dudak.
Ali güldü.
Eylül : İllede fırsatçılık yani.
Ali : Ee ne yapalım Eylül hanım konu siz olunca.
Eylül güldü sonra Ali kalktı. Ciddileşti bir anda.

Eylül : Ayrılalım ali Asaf.
Alinin gülen yüzü düştü. Ona ciddice baktı.
Sonra yutkundu.
Eylül : Sonuçta bu masaldan ikimizde mutsuz çıkacağız.
Ali : E-Eylül şuan nedediğinin farkında mısın sen!?
Alinin sesi yükselmişti. Eylülün de aynı şekilde
Eylül : Ali bunu ikimizde biliyoruz. Ben elinde sonunda gideceğim.
Ali : Şşşt ha-Hayır sence ben buna izin verir miyim.
Eylül : Sen değil ben izin vericem.
Ali : Sakın sakın aklımdakini yapma.
Eylül : Ali bak... Vakit daha varken birbirimizin yokluğuna alışalım.
Ayrılalım.

Ali ayağa kalktı döndü sonra Eylüle bağırdı.

Ali : Ben istemiyorum ayrılmak çünkü gülüşün izin vermiyor... Sonra o gözlerin, saçların, kokun, yürüyüşün kahve fincanı tutuşun... Şuan ki şu üzgün suratın bile izin vermiyor.

Ali Asaf tekrar oturup eylülün ellerini tutup. Dolu gözlerle Gözüne baktı.

Ali : Ya sen sensizlik nasıl bir şey sen biliyor musun?
Ağaçsın ama dalında tek bir yaprak yok.
Balıksın denizin yok.
İnsansın kalbin atmıyor.
Bu işte sensizlik ve ben bir daha bu sensizliği çekemem Eylül. Ben seni yıllarca beklerim ama umduğumuz gibi çıkmayacağını ikimizde biliyoruz.

GİZLİ SIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin