Acı Ve Mutluluk

796 45 8
                                    

O gece Esma ve Alp'in evliliklerini kutladılar. Herkes pek hayli bir sevinmişti. Ali Asaf çaktırmadan Eylüle evlenmek konusunda laflar söylese de Eylül pek oralı olmamıştı. Çünkü şu zamanlarda Eylül pek bir dalıktı.

4gün sonra
Eylül 'den
Bu aralar kendimi çok durgun hissediyorum. Şuan kırgın bana ama daha neden ve ne için üzüldüğümü Bilmiyorum. Şu 1 haftam çok hızlı ve önceden yaşamak istemediğim olaylar... Ama mutluyum bir o kadar da yanımda sevdiğim var. Bana anlatamadığı bir şey olduğunu seziyorum. İçinde onu yiyip bitiren bir şeyler var ama ne olduğunu çözemiyorum ya da o çok iyi rol yapıyordu.

Flashback
Ali Asaf : Eylül?
Eylül : Efendim?
Ali Asaf : Bizim yollarımızı ayıracak veya hiç istemediğin bir şey olsaydı. Ayırır mıydık yollarımızı
Eylül hafif güldü. Ellerini Ali Asaf'ın yüzüne getirdi.
Eylül : Ne olursa olsun. Bizim birlikte Halledemiyeceğimiz hiçbir şey yok.
Ali Asaf : Birlikte...
Eylül : Birlikte olursak bizim yıkamayacığımız duvar yok Ali.
Ali Asaf hafif güldü o gamzeleriyle Eylülün avuç içini öptü. Alnına doğru öpmeye yaklaşacakken Eylül başını kaldırdı.
Eylül : Neden sordun?
Ali Asaf : Hi hiç
Eylül : İnanıyım mı?
Ali Asaf : İnan sevgilim. Sadece bir soru.
Alnını öptü. Saçlarının kokusunu çekti.

***************
Sinan : Saçmalama Ziyanur nasıl böyle düşenebilirsin. Yine seneler önceki aklınla hareket ediyorsun.
Ziyanur : Oğlum beni takmıyor bile. Sildi attı hayatında bak bana Sinan çok mu acımasızım ben!
Sinan sustu. Ziyanura derince baktı. Yerinden kalktı cama yaklaştı.
Sinan : İnsanlar zaman geçtikçe değişiyor. Ve sen yıllar önce değişmiştin Ziyanur. Sen oğlunun canını önemsemeden alçak oyunlar oynadın. Bu sana az bile.
Ziyanur söze girecekken. Sinan saatine baktı. Lafını böldü.
Sinan : Toplantım var çıkıyorum.
Odadan hızlıca çıktı. Ziyanur artık hatasını git gide anlıyordu Eylül'ü Ali Asaf'ı karşısına almayı istemiyordu. Ve tek bir çıkış yolu vardı.

**************
Eylül : Ali Asaf!? Bekler misin bi!
Ali Asaf : Ne var Eylül ne oldu.
Eylül : Seni merak ettim.
Ali Asaf : Merak ettin. Hatırlatırım dün beni istemeyen git diyen sendin. Eylül ben anlamıyorum oyun mu oynuyoruz.
Eylül :Ali Asaf öyle değil. Bu aralar kendimi çok durgun hissediyorum kötü bir şey olacakmış gibi. Bir tek sana ihtiyacım var benim.

Eylül hastahanede olduklarını umursamadan Ali Asafın boynuna sıkıca sarıldı. Ali Asaf da ona karşılık verdi güldüler beraber.
Ali Asaf Birileri çok özlemiş galiba.
Eylül : Ehh!
Ali Asaf : Ehh. Ee gideyim ben o zaman.
Ali Asaf hafif bir kaç adım attı. Eylül kolundan tuttu sonra elini.
Eylül : Ya tamam gitme.
Ali Asaf güldü. Kolunu eylülün boynuna doladı yanağından öptü. Beraber güle güle hastaneden çıktılar. Ali Asaf : Ee ne yapıyoruz sevgilim?
Eylül : Yaa Ali benim karnım aç gibi.
Ali Asaf : Biliyor musun benim de aç
Eylül bunu söylediğinde yüzünü ekşitmişti. Ali Asaf da onu taklit etti. Ali Asafın koluna sertçe vurdu.
Ali Asaf : Ovv! Şampiyon dur dur.
Eylül : Gıcık mısın?
Ali Asaf : Yoo aşığım. (eylülden hafif uzaklaşarak kolunu havaya kaldırarak dönüp bağırdı.) Deliler gibi aşığım!
Eylül'e yaklaştı. İki eliyle yanaklarını tutup öptü.
Eylül : Ali dur boğulacam ya dur.
Ali Asaf : Çok tatlıydın öptüm. Yine olsa yine öperim.
Ali Asaf tekrardan öpecekken bu sefer Eylül hafif ayaklarını kaldırarak ali Asafın gamzesinden öptü
Ali Asaf : Vov! Eylül hanım
Eylül : Hep sen yapacaksın diye bir kural mı var
Eylül yürümeye başladı. Ali Asaf arkasından yürüye yürüye Seslendi.
Ali Asaf : Bence her zaman sen yap daha güzel!
Eylül : Hadi hadi acıktım ben
Ali Asaf : Tamam tamam ben şimdi sevgilimi çok güzel bir yere götürücem.
Eylül : Hadi bakalım

************
Ali Asaf : Hasan abi bana şöyle bol acılı. Ama acısı çok olsun o konularda hassasım biliyorsun.
Hasan abi : Tamamdır evlat. Hanım kızımız ne istiyor bakalım. Buraya onla geldiğine göre çok değerli biri olmalı.
Eylül utanmıştı kafasını hafif öne eğdi gülümsedi. Ali Asaf Eylül'e döndü güldü sonra tekrardan hasan abiye döndü.
Ali Asaf : Eylül! Benim için çok değerli. Çok seviyorum onu be abi
Hasan abi : Aşk çok güzel bir şeydir sevin sevilin. O zaman ben hemen köftelerinizi getiriyorum.

Ali Asaf : Duyuyor musun sana dedi? Sevgililerinizi kırmayın onlarla küsmeyin. Bol bol öpün sarılın.
Eylül b Allah Allah ben niye duymadım.
Ali Asaf : Biraz ekleme yapmış olabilirim.
Eylül :Deli! Ben senin sağlıksız şeylere karşı olduğunu prensiplerin olduğunu bilirdim. Hayırdır ne oldu?
Ali Asaf hafif etrafına baktı ağzını diğer tek eliyle kapatırmış gibi yaptı.
Ali Asaf : Arada bir kaçamak yapıyorum. Yaklaş bi yaklaş
Eylül : Niye ya
Ali Asaf : Bir şey dicem yaklaş.
Eylül yaklaştı Ali Asaf Eylül'ün yanağını hızlıca öptü.  o anda köfteler geldi.
Hasan abi : Buyurun bakalım köftelerde geldi haydin afiyet olsun.
Ali Asaf : Bak sana net söylüyorum çok güzeldir köftesi.
Eylül : Haklısın çok güzelmiş.
Ali Asaf : Bu köfte karşı koyamayacağım ikinci zaafım olabilir
Eylül : Birinci zaafın neymiş?
Ali Asaf : Sen tabiki
Beraber güldüler yemeklerini yiyip kalktılar.

Gece Hastane 'de

Ziyanur : Affet beni oğlum. Affet bütün bu yaptıklarım senin için bunu bil!
Ziyanur hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Yüzü kıpkırmızı oldu. Kravatını çözüp Gömleğinin ilk iki düğmesini de çözdü. Gözünden bir kaç damla yaş aktı. Elindekini kafasına doğru doğrultu...
O anda hastanede büyük bir kıyamet koptu. Sinan o sesi duyduğunda koşa koşa Ziyanur'un odasına girdi.
Sinan : Ziyanur! Ziyanur!







GİZLİ SIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin