Hediye

759 43 2
                                    

Ali Asaf 'dan
Bu cümleleri zorlukla söylemiştim . Eylül tam da umut ettiğim gibi anlamıştı arkadaş olarak . Ben yanlış anlamasını istemiyordum. Aslında doğu ben onun bir arkadaşıyım ya da sadece Eylül öyle hissediyordu.

Eylül:Ali Asaf!?
Ali Asaf : Hı?
Eylül : Demek istediğini dedin sonra daldın gittin.
Ali Asaf : Öylemi oldu. Yok senin bir şey demeni bekliyordum ben
Eylül : Teşekkür ederim! Yani o en çaresiz anımda beni kurtardın ne kadar teşekkür etsemde biliyorum az.
Ali Asaf : Bunları senden duymak!
Eylül : Abartıyorsun ama!
Ali Asaf : Peki tamam tamam. Hmm saat 17:30 havada karardı
Eylül : Ee gidelim o zaman
Eylül arabaya doğru yol alır. Ali Asaf durdurur onu
Ali Asaf : Dur dur bekle! Yürüyerek gidelim daha iyi olur.
Eylül : E peki madem gidelim.
Ali Asaf ve Eylül birlikte yürüyerek giderler. Maksat biraz daha Eylülle vakit geçirmekti Ali Asaf 'ın
Ali Asaf : Neden dükkanlar kapalı?
Eylül : Burası bir kasaba. Hem ayrıca biliyorsun kışın erken kapanır baksana akşam oldu
Ali Asaf : Evet doğru hiç kimse yok etrafta
Ali Asaf dükkanlara bakar. Bir süs eşyası takılır gözüne içinde uçurtmalı çocuklar ve ağaçlar kuş cıvıltıları olan bir eşyaydı. Eylül'ün sevdikleri şeylerle bire bir uyuşuyordu.
Ali Asaf : Baksana bir şuraya çok güzel değil mi?
Eylül : AA evet çok güzel
Ali Asaf : Tesadüfe bak tam da senin sevdiklerin
Eylül : Doğru!
Ali Asaf : Açık değil ya ne yapıcaz?
Eylül : Bırak boşver gidelim.
Ali Asaf : Dur dur bir dakika
Ali Asaf yerlerde taş aramaya başlar
Eylül : Saçmalama Ali Asaf!
Ali Asaf : Hah! Buldum işte gel bakalım hadi
Ali Asaf biraz uzaklaşır ve camı kırar anında alarm sesi çalar. Hızlıca o süs eşyasını alır ve oraya para bırakır.
Eylül : Ne yaptın sen?
Ali Asaf : Ne yaptım ben. Hadi hadi gidelim.
Ali Asaf Eylül'e elini uzatır. Ve koşarak oradan uzaklaşırlar.
Eylül : Ali Asaf delirdin mi sen
Ali Asaf : Dur sonra kızarsın nefessiz kaldım. Sen nasıl böyle hızlı koşuyorsun
Eylül : Zamanla alışıyorsun. Bu yaptığın delilik ya bir şey olsaydı
Ali Asaf : Bir şey olmaz. Hem ne fena mı oldu durgun hayatımıza aksiyon ekledik
Eylül : Ne demezsin!?
Ali Asaf elindekinin kıyafetiyle hafif bir tozunu alır. Eylül'e  tüm içtenliği ve gülerek uzatır
Ali Asaf : Hediyem olsun!
Eylül gülmeye başlar. Hediyeyi alır.
Eylül : Ne diyebilirim ki. Çok sağol

Eylül'den
Bir kaç dakika bana gülerek baktı. O çok iyi biriydi. Onu artık tam olarak tanımlayabiliyordum. Naif ve Kibar ancak karanlık bir tarafıda vardı ne olduğunu bilmediğim buruk bir tarafı anlatsa belki o da bana yaptığı gibi bir çare bulurdum. Arka cebinden o not defterini çıkardı
Eylül : Demek sende ha!
Ali Asaf : Asla unutmam. Bakalım bugün ne yazıyoruz. "Küçük hediyeleri sever ve aynı zamanda çok hızlı koşar."
Böyle diyince gülmeye başladım. Beni güldürürken güven veren tek insandı belkide
Eylül : Deli misin ya koşmayı neden yazıyorsun. Hem niye soruyorum ki sen baya baya delisin
Bana o Çukur gamzelerini göstererek söze girdi
Ali Asaf : En az senin kadar!







GİZLİ SIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin