5: heavy cold

577 51 4
                                    

Okul zilinin çalmasıyla derin bir oh çektim. Sonunda okul bitmişti ve ben de rahatlamıştım.

Çantamdan eve götürmeyeceğim kitapları dolabıma koymak için çıkarırken çantamın fermuarından evimin anahtarını da çıkararak sıranın üstüne koydum. Kitapları kollarımın arasına alarak sınıf arkadaşlarım arasından geçtim. Gri küçük dolabıma kitaplarımı özenle dizdim ve tekrardan sırama döndüm. Çantamı toparlayarak sırtıma attım ve sınıftan çıktım.

Okuldan dışarıya çıktığımda buz gibi esen hava kütlelerinin vücuduma esmesiyle dondum. Montuma iyice sarılarak hızlı adımlarla yürümeye başladım.

Evimin kapısına geldiğimde tir tir titriyordum. Hava cidden çok soğuktu. Oysa bana çok soğuk işlemezdi. Soğuğu severdim ben.

Çantamdan anahtarımı almak için önüme doğru getirdim ve ön fermuarı açtım. Elime cebime soktuğumda boş olduğunu hissetmemle bir an irkildim. Her zaman anahtarım buradaydı.

Derin bir nefes aldım ve sakince tekrardan çantama baktım. Yoktu. Tanrım, nereye gitmiş olabilirdi ki?

Babam gece nöbeti olduğundan eve gelmeyecekti, annem de dışarı çıkmış olmalıydı fakat annemin ne zaman geleceğini bilmiyordum.

Gerçek olan şu ki bu soğukta kapıda kalmıştım. Gidecek bir yerim yoktu. Benim hayatım böyleydi aslında.

Tae Hee ailesiyle aksam yemegine cikacakti bugün. Seon Mi'nin ise kursu vardı. Onlara da gidemeyecektim. En iyisi burada oturup annemi beklemekti.

Yaklaşık bir saat geçmişti. Donuyordum. Her yerim morarmıştı. Dayanamıyordum. Buradan gitmem lazım. Sıcağa kavuşmam lazımdı yoksa öleceğim.

Telefonumu zar zor çıkardım ve Seon Mi'yi aradım. Ellerim titriyor, göz kapaklarım kapanıyordu. Telefonu açması için içimden dua ediyordum.
  
"Alo?" Seon Mi'nin sesini duyduğumda Tanrı'ya şükrettim. Boğazımı temizledim ve kendimi konuşturmak için büyük bir çaba sarf ederek konuştum.

"Merhaba."

"Merhaba tatlım." Tatlı sesi kulaklarıma doldu. "Bir sorun mu var?"

"Sana biraz uğrasam olur mu?" diye sordum.

"Tabi ki, bekliyorum" dedi.

"Görüşürüz" diyerek kapattım telefonu.

Yerden ellerimle destek alarak ayağa kalktım. Bir anda başım döndü ve olduğum yerde birazcık beklemek zorunda kaldım. Kendime gelince yavaş adımlarla otobüs durağına yürüdüm.

Seon Mi'nin evinin önüne geldiğimde bayılacakmışım gibi hissediyordum. Cidden ben ölüyor muydum?

Tam adım atacakken bir kapı sesi... Başımı döndürdüm yavaşça. Seon Mi'nin evinin yanındaki evden üç kişi çıkmıştı.

Sehun, Kai ve yeni gelen kız.

Yere yığıldım.

Bu acıya katlanamazdım.

Artık daha da çok üşüyordum.

cherry 오 sehun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin