21:lone stars in the well

405 24 0
                                    

Korku... Boğazımı ince parmaklarıyla narince kavrarken bir anda bastırıyor ve nefesimin kesilmesini sağlıyor.Parmaklarımı boğazıma götürüyorum ve hayali parmakların baskını azaltmaya çalışıyorum.

Tam yenik düştüğüm savaştan yorgun düşüp kendimi bırakacakken ufak bir melodi yankılanıyor. Sessizce fısıldıyorum :

"Lütfen beni kurtarın!"

Fakat sessiz çığlıklarımı kimse duymuyor.Ve ben konuştukça sesin daha da arttığını hissediyorum.

Aniden kendimi karanlık bir kuyuda buluyorum.Kimse yok,kimseler yok.Yapayalnız ve ürkmüşüm. Gökyüzüne kayıyor bakışlarım. Tek bir yıldız yok.Kuyumu aydınlatacak, gözlerime yansıması düşecek tek bir yıldız yok.

Ses artıyor, artıyor ve artıyor. Ve büyük gürültünün içinden sessiz yalvarışlarımı duyurmaya çalışıyorum.

Ama nafile.Kimse duymuyor.Sertçe yumrukluyorum kapıyı. Hıçkırıklarim eşlik ediyor bu büyük gürültüye. Tekmelerim yetmeyince araya yumuklarımda giriyor.

Çaresizim.Elimden gelen bir şey yok.Korkularimla baş başayım ve bu beni öldürecek gibi.

Korkuyorum .Deli gibi korkuyorum.Çıldıracağım. Daha doğrusu çıldırmak üzereyim. Nabzımın yavaş yavaş düştüğünü hissediyorum.Kendimi pis yere bırakıyorum ve alnımı kapıya yaslayıp gözlerimi kapatıyorum. Titreyen ellerim kulaklarıma gidiyor.Ve bu sefer yüksek çığlıklarım duvarlara yankı yapıp tekrardan bana dönüyor.

Sonunda sesim kısılıyor ve pes ediyorum.Beni merak edip de arayan kimse yok.Ya da arayıp bulamayan kimseler var.

Sanırım delirdim. Gözyaşlarım yanaklarimdan süzülürken köprücük kemiğimde bir nehir oluşuyor. Uçsuz bucaksız bir nehir.Dibi görünmeyen...

Ve bir anda kapı sertçe tekmeleniyor.Şokla geri çekiliyorum ve köşeye siniyorum.

Sertçe tekmelenen kapi darbelere dayanamayip sonunda kırılıp dışa doğru düşüyor. Ve düşmesiyle bir silüet beliriyor.

Sehun...

Yanıma geliyor ve dirseklerimden tutarak beni çıkartıyor bulunduğum kabinden.Bileğimi elleriyle sarıyor ve hızlıca çıkıyoruz buradan.Beni arkasından sürüklüyor. Büyük adımlarına yetişmem bu yorgun bedenle daha da zor oluyor.Fakat bu onun farkında olmadığı bir şey ."Önemli değil. " diye fısıldıyorum içimden ."O yanımda olduğu sürece ben her zaman ona yetişirim.

Beni arka bahçeye getiriyor.Burada kimsecikler yok.Ve aniden kollarını belime sarıp başını omzuma koyuyor.Bu hareketiyle hıçkırıklarimi salıverip sıkıca sarılıyorum ona.Sımsıkı. Yavru kuşun annesine sarılması gibi sarılıyorum ona.

Ona muhtaçtım.Onun sevgisine ihtiyacim vardı.

Geri çekiliyor birden.Ellerini yanaklarıma dokundurup gözyaşlarımı siliyor.Yaşlı gözlerimle gözlerine bakıyorum. Gözlerini birden gözlerime odaklıyor.Yavaşça yaklaştırıyor yakışıklı yüzünü. Ve gitgide daha da yaklaştırıyordu yüzünü.

Korkumu unutmuştum .Gözlerimi utunarak dudaklarına gittim.Fakat gözlerimi istemesemde çekemiyordum.

Dudakları dudaklarıma bir milim kala,geri çekildi .Kravatını hızlıca çekiştirip okul gömleğinin ilk iki düğmesini açtı.

Ve birden ellerini belime koyup beni kendisine çekti ve hızlıca dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı.

Ve içimde filizlenen korku onun dudaklarına dağıldı.

Parmak uçlarım ensesine değdi.Ve ellerim daha da kavradı ensesini.

Dudakları huzur veriyordu.Gerçek beni çıkarmıştı ortaya.Cesaretim ortaya çıkmış ve onu kendime daha da çok çekmiştim.Belimde olan işaret parmağı bir kalkıp bir iniyordu.Diğer parmaklarida sırayla kalkıp
kıyafetimin üstünden tenime sürtüyordu.

cherry 오 sehun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin